• bir şeyin peşinde olmak örn: fırsat kollamak
    bir şeye dikkat edip korumak
  • gözetmek, korumak*. kolumsu yap(tır)mak.
  • parmaklamanin bir ileri safhasi. bunun da bir a$ama ilerisi bilfiil icine girmektir.
    (bkz: pandik) (bkz: parmaklamak) (bkz: biziklamak)
    (bkz: fisting) (bkz: shaking)
  • türk siyasî lûgatının en ilginç ve kıyıda kalmış kelimesi.
    ancak "korumak" fiilinin yanında kullanıldığında bir kavrama dönüştüğünü düşünüyorum.

    "x'i korumak ve 'kollamak'" kalıbımızdaki değişken, kimi zaman cumhuriyet, kimi zaman vatan...

    "korumak" açıktır: bir saldırı karşısında müdafaa. ve bir yorum gerektirmez, normatif değildir.

    ancak "kollamak", korumaktan farklı. pre-emptive strike yani, bir tehdidi önceden sezip bu tehlikeyi azmanlaşmadan ufalamak, ezmek, bertaraf etmek.

    peki kollarken, müstekbal tehditleri nasıl tanımlayacağız.
    neyi tehdit olarak algılayacağız, neye yaşam hakkı tanıyacağız ?

    kanımca 'sistem'in demokratikleşmesi, "korumak" üzerinde hemfikir olup "kollamak" kısmında tartışmaktan geçiyor. kaldı ki, bush'tan tiksinmemiz de kendisinin "kollamak" kümesinin genişliğinden kaynaklanıyor.

    derin devlet'te "korumak"ta değil, "kollamak" kısmında saklı.

    keyfekeder bir küme.

    "kollamak" fiiline meşrûyetini sağlayan aslî metin için:
    (bkz: ataturk un bursa nutku)
  • organ adları üzerinden işletilmiş eylemlerden.

    baştan aşağı bir dökeyim şunları, eksik olursa haber ediverin.

    başlamak, gözlemek, dişlemek, dillemek, enselemek, boğazlamak (ümüklemek olaydı keşk), omuzlamak, sırtlamak, göğüslemek, ellemek, kucaklamak, siklemek (amlamak yok maalesef), ellemek, avuçlamak (ya da ayalamak).

    kollamak en nezihi. bunlar dışında yumruklamak, toslamak gibi organ olmayan organlarla eylenen eyleşikler de var tabii. eğlenceli şey şu dil.
  • korumak, gözetmek.

    fethiye yöresinde aynı anlama gelmek üzere kollaştırmak biçimindeki işteş türevi de kullanılır.

    (bkz: korulamak)
  • call etmek yani aramak.
hesabın var mı? giriş yap