kalfa ile kıralıça

• ilhami algör ün yeni kitabı
• kendi tabiriyle "filiboğlu iskender beyin hind ormanında yaşadığı maceralar ve his dünyası üzerine, üfür üfür ipe diz tekniğiyle yazılmış serbest bir eser".
  
  (bkz: büyük iskender)
• bittiğinde iskenderi tarihe gömelim, sen bize müzeyyeni, nezahati veya varsa başka bir adı güzeli anlat dediğimiz hikaye.
• ilhami algör'ün yazdığı kitaplardan biridir. ilhami algör okumaya fakat müzeyyen bu derin bir tutku ile başladıysanız bu kitap size az gelecektir.
  
  --- spoiler ---
  
  - bir "belki"ye güvenerek "hiç" önünde ömür boyu beklemenin kaderden ağır olduğunu, bir kaderin içinde başka kaderlerin de olabileceğini, belki "kader" denilen şeyin zaten bu kıvraklık hali olduğunu düşündü.
  "ne yapabilirim?" dedi çandra ayışığına, "bunu kabul etmek dışında ne yapabilirim?" "reddedebilirsin," dedi ayışığı. "hayır," dedi çandra, "ömrümün tek hayali, reddedemem."
  "taşıyabilecek misin?" dedi ayışığı. "her iki halde de yoksunum zaten," dedi çandra. "hayatın kayacak," dedi ayışığı, "bence takılma."
  "abartmayalım," dedi çandra. "abartan sensin," dedi ayışığı.
  "bu hadiseyi sır kılıyorum ve bir tüy olarak saçlarımın arasında taşımak istiyorum," dedi çandra.
  --- spoiler ---
  
  kitaptan alıntılar için; tık tık.
• yine ilhami algör tekniği ile yazılmış bir kitap, algör'ün kitaplarındaki uslubunu hep ihsan oktay anar 'a benzetiyorum. tabi ihsan oktay anar daha ağır ağdalı algör e göre
  her ikiside betimlemeyi seviyor eski türkçe seviyor algör de kötü olan eski türkçe ile sokak ağzını karıştırıp eskiyle günümüzü anlatmaya çalışması, kafa karıştırıcı.... anar kadar olmasada....
  her ikisinin uslubundan da hoşlanmam ama okurum.
  yani anlayacağınız kitap üzerine söylenecek bir şey yok, hatta böyle kitaplar bana yazarlarının zamanında çok aşağlanmış ve istemediği sorumluluklar almak zorunda kalmış kanısı uyandırıyor. hikayede bir adam var amanın oda ne her şeyi tarihi bir şeyle bağdaştırıyor, nasıl zeki, nasıl farklı, nasıl kendine has, inceldiği yerden kopacak bir espri anlayışı var uf uf sormayın gitsin, çok akıllı ve hesap vermeden yaşıyor, keyfi nasıl isterse öyle davranıyor ve bazende çok tatlı çocuksu elinin ayağına dolaştığı yerler oluyor kaçamak mütevazilik, hınzırca, heheh...
  neyse az kaldı bitireyim başka şeylerde yazarım belki...