• ilim ve tetik sözcüklerinden bileştirilmekle birlikte anlamını kavraması ve anlatması biraz zor bir bileşik sözcük. veya ilim tetik diye ikili/ikileme biçiminde yazılabilir, ama o zaman ana sözcüklerden oldukça farklılaştığı pek anlaşılmaz. ikincisi, ilim tetik iki ayrı sözcük gibi söylenmez, bir heyecanla birbirine ulanarak söylenir, tireli yazım bunu bir parça belli edebiliyor. "ilimtetik" diye yazarsak sanırım hepten bir terim karşısında hissetttiririz okuyanı; o kadarına gerek yok.

    anlamına gelince: gelişigüzel, özensiz, kıt kımır, idareten, gevşek, sağlam olmayan anlamlarına gelir. ilintilenmiş, iliştirilivermiş* gibi. ulusal sözcük olmasa gerektir, daha çok yerel, bölgesel sözcük sayılmalıdır. hatta şive/ağız sözlüklerine bile girememiş. ben fethiye'deki çocukluğumdan bariz anımsıyorum, yazıya dökmekte ne kadar gecikmişim, çağrışımının sırası bugüneymiş.

    sözcük ilim/bilimle ilgili kurulduğuna göre kaynağı çıplak halkımız olmasa gerek. olasılıkla en azından medrese veya yerel dergah gibi mürekkep yalamışlardan halka yayılmış bir sözcük olmalı. daha önce anlamını "gaiacqua" adıyla yazan blogger'ın valentine başlıklı yazısındaki gibi düşünmeden, sözcüğün kendi doğal yerini hissederek kullanırdım. şimdi hakkında düşününce kurguyu şöyle hayal ediyorum: ilim var; bir yapılan, halledilen var. ama uçacak, kaçacak kadar tetikte bir ilim bu, işlerliği kaba taslak görülüp yeterli sınama ve zorlamadan geçirilmemiş. dayanıksız olduğu daha baştan belli, görüntüden anlaşılıyor. o bakımdan ilim-tetik hem bir saptama zarfıdır (belirteç) hem de bir eleştiri zarfı. daha çok zarf ama fiile değil nesneye işaret ettirilip sıfat olarak da kullanılabilir.

    (bkz: gelişigüzel/@ibisile)
    (bkz: özensiz/@ibisile)
    (bkz: iliştirmek)
hesabın var mı? giriş yap