• dini yapısı gereği sadece bir şablon, kurallar bütünü olarak benimsemiş, insan olarak bir vicdan geliştiremeyip etik değerleri, prensipleri olmayan bireylerin oluşturduğu toplumda yaşamaktır. bu toplumda çıkar için inanlar sayısı da oldukça fazladır: yani öbür dünyada göte gelmeyelim diye düşünüp de olmadığı gibi davrananlar, kendi kafasını biraz olsun kullanıp neyin mantıklı neyin sadece dayatma veya dogma olduğunu göremeyenler.
  • bir çelişki değil sebep-sonuç ilişkisi içerir.
  • günde en az 5-6 tecavüz vakasının yaşandığı* fakat bunun yanı sıra herkesin elhamdürillah müslümanım lafını ağzından düşürmediği ülkede yaşamaktır...
  • hırsızları, dolandırıcıları, sahtekarları, hak yiyenleri, yolsuzluğa batmışları, tecavüzcüleri, zorbaları, katilleri, teröristleri baş tacı ederken din, iman, allah kelimelerini dillerinden düşürmeyenlerin bol miktarda bulunduğu bir toplumda yaşamaktır.
    evet çok ilginç ama yer yüzünde böyle toplumlar vardır.
    ne ilginç di mi...
  • millete "allah kitap" diye diye dünya malını yuvarlayıp yetimi öksüzü açıkta bırakanların yine aynı 14 yaşındaki yetime öksüze tecavüz edenleri "ama şöyleydi böyleydi" diye karaktersizce kıvırarak ve usülsüz raporlarla yüzsüzce aklamaya çalışmasını izlemektir.

    ülkesinden, insanlığından, insanından tiksinmektir. tiksindim evet.
  • (bkz: #14892152)
  • ahlaksızlığı din değil,dini öğretilerin insanlara benimsetilmek yerine dayatılması doğurur.kişi kendi iradesiyle dini buyrukları değerlendirdiği takdirde sonuçta hangi yöne eğilirse eğilsin ahlaksız bir davranış yapmış olmaz.yani gerçekten dindar bir insanla dini benimsememiş bir insan,inandığı gibi yaşadığı sürece ahlaksız olmaz.bu sebeple hem dindar hem ahlaksız bir toplum olamaz.ancak bizim gibi dindar görünmek zorunda kalan ahlaksız bir toplum olabilir.
  • dini bir hayat felsefesi veya kendisini ahlaki olarak geliştirmek veya doğru yolu bulmak adına bir araç olarak kullanmaktansa, uygulanması gereken bir zorunluluk yada belli bir zümreyi yönetmek için kullanmayı seçmiş toplumlarda yatsınmaması gereken bir olgu.
  • toplumun içindeki bu manidar çelişkiden nasibini almaktır. bir abiden bahsederlerdi mahallede. sağda solda sevgilisi olanları tartaklayıp, sonra bir afetle el ele görüntülenmiş. bu durumu açıklayan cümlesiyse 'kuralları uygulamam, uygulatırım'dı. çok da kitaba, cennete, cehenneme inandığını sanmıyorum. işe yaramaz, boş bünyesini böyle tatmin ediyor. sağını solunu da dinden imandan soğutuyor. sonra kutsal bildiklerini sorgulamaya başlıyorsun. işte bu toplumun bünyeye verdiği ağır darbe de bu.
  • aslen dindar olmayan bir toplumda yaşamaktır.
hesabın var mı? giriş yap