25 entry daha
  • tercihleri hususunda saçmalayan siyasi kişilik.
    ezelden beridir de saçmalamayı sürdürür, ben kolay kolay biri hakkında böylesine kesin konuşmam ama bu adamdan kendimi bildim bilelim, te çocukluk yıllarımdan beri tiksinirim, her tavrı belli odaklara, belli * sermaye gruplarına yaranma kokar.
    bakın bu zat bugün nasıl saçmalamış radikal 'deki köşesinde;

    yazısının başlığı; "bir recep tayyip erdoğan portresi"
    alıntılarla gideyim;

    "recep tayyip erdoğan'ı sever misiniz? ben seviyorum. yapılan kamuoyu araştırmalarına bakarsanız halkın büyük bölümü de onu seviyor. bu sevgi, onun her dediğini doğru bulduğumuz, her icraatını başarılı gördüğümüz ve onu hiç eleştirmediğimiz anlamına gelmez. "

    // dikkatinizi çekti mi, bu tarz demagoji kralları genelde kamuoyu araştırmaları ifadesini bol kullanırlar, ne bir belge, ne bir araştırma adı, anket adı var yazıda ama beyimiz buyurdu ya kamuoyu seviyor rte 'yi, uganda'ya gitseniz eğitim görmüş bir zatı tutsanız çekseniz "ya kardeşim bak bir fikir adamı var onu seviyorum ama onu eleştiririm." deseniz, sizi hor görmezdi, bu kadar basit; yazısına bakın nasıl da rte yandaşı fakat objektivite den de taviz vermez bir şekilde giriyor.. devame delim alıntıya;

    "erdoğan, samimî bir halk çocuğu, bir gönül adamı... bu hâliyle, kalbi taşlaşmış asırlık politikacılara hiç benzemiyor. onda, inönü'nün, bayar'ın acımasız devlet adamlığını değil, menderes'in duygulu simasını görüyorsunuz. hiç demirel'in, 'ananı al git lan!' diyeceğini düşünebilir misiniz? ya da baykal'ın, 'askerlik yan gelip yatma yeri değildir' demesini?... o da, çok kızgın olmasına ve haksızlığa maruz kaldığını düşünmesine rağmen, 'basın başımızın üstündedir' nevinden beyanatlar vermeyi akıl edebilirdi. buna mukabil, kastını aşan şiddette sözler söylemeyi tercih etmiştir.
    hiç şüphesiz, bu sözlerini doğru buluyor değiliz. keşke daha dikkatli konuşabilse ve hislerine hâkim olabilseydi... lâkin, hesapçı mesut yılmaz'ın durarak konuşmasındansa, erdoğan'ın pot kırarak gönülden seslenmesini tercih ediyoruz. kim ne derse desin, nasıl istismara çalışırsa çalışsın, halk onu anlıyor ve bu gerçeği biliyor. "

    // "erdoğan, samimî bir halk çocuğu, bir gönül adamı... bu hâliyle, kalbi taşlaşmış asırlık politikacılara hiç benzemiyor. " kalbi taşlaşmış politikacılardan kasıt kim diye merak ederiz bu cümleleri okuyunca, şimdi rte halk çocuğu ya öbürküler roma senatus 'unun ileri gelenleri, ki hasan celal bey 'in kastettiği öbürkülere de geçmişte böylesine methiyeler düzerdi ya neyse;
    rte 'nin son dönem saçmalamalarının kaynağı bulundu; "halk çocuğu olması" ne güzel artık hangi noktada nasıl savunulabileceklerini şaşırdılar, halk çocuğu olduğu için rte, böyle lafalr edebilir hatta bu o'nun diğer siyasetçilere göre bir artısıdır. mesut yılmaz, demirel böyle laflar etmez ama rte eder, çünkü o halk çocuğudur, mesut yılmaz düşünerek konuşuyorsa, efendi gibi meramını anlatıyorsa o halk çocuğu değildir, rte 'nin üslubu mu yoksa diğerlerinin ki mi, bin yıllara varan devlet geleneğimize ters olan mı, olmayan mı asıl sorun bu, ama yok biz kötü örnekten yağ pardon kötü başbakandan örnek çıkaralım olur mu?
    hasan celal bey 'e göre pek şukela olur.

    hasan bey 'in şu ifadelerini ise yorumlamadan bırakıyorum, okuyun işte;

    "..erdoğan, hatalarını kabullenmeyi ve tekrarlamamayı da biliyor. yanlışta ısrar etmiyor. kendisini yakından takip eden biri olarak, bir defa 'türkiyelilik', bir defa da 'mozaik' dediğini duydum. kerameti kendinden menkul aydınların tesirinde kalarak o talihsiz diyarbakır gezisinde telaffuz ettiği 'kürt sorunu' sözünü de bir daha tekrarlamadı.
    ..

    recep tayyip erdoğan bence doğru olanı yapıyor. halkın nabzını tutmasını ve meselelerin üzerine cesaretle gitmesini biliyor. "

    http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=198436
  • artık iyiden iyiye saçmalamaya başlamış insan.
    aslında başta yazar diye tanımlıyacaktım kendisini ama artık ciddi ciddi yazdığını falan düşünmüyorum ben bu tombul adamın.

    "..türk dil kurumu'nun türkçe sözlüğü'nde 'dogmacılık/dogmatizm' şu şekilde tarif ediliyor:
    'öne sürülen öğreti ve ilkeleri eleştirmeden doğru olarak benimseyen ve benimsediği varsayımlardan katı bir yöntemle önermeler türeten anlayış' .
    bu tarife en uygun örnek, bizce türkiye'deki jakoben çevrelerin 'laisizm/laikçilik' anlayışıdır. 'köktencumhuriyetçi'leri de bu anlayışın en tipik temsilcileri olarak kabul edebilirsiniz. *** işte asıl vurucu kısım yani saçmaladığına dair asıl kanıt *** chp'nin altı okunu cumhuriyet'in ilkeleri diye eleştirmeden benimseyecek ve bu varsayımlardan 'çağdaş uygarlık düzeyi'ne erişmeyi engelleyen katı önermeler türeteceksiniz; bundan âlâ dogmacılık olur mu? "

    bu adamın ne dediğini anladınız mı? chp 'nin 6 okunu eleştiremediğimizden, hatta dogma gibi başımızı öne eğip kabul etmemizden bahsediyor, bunu yeriyor. yahu bakıyorum chp 'nin 6 oku nedir diye, mustafa kemal 'in ilkeleri çıkıyor karşıma.

    (bkz: halkcilik)
    (bkz: devrimcilik)
    (bkz: cumhuriyetcilik)
    (bkz: laiklik)
    (bkz: devletcilik)
    (bkz: milliyetcilik)

    acaba mustafa kemal sonrası katı bir laisizmi savunan ismet paşa rejimi 'ni mi eleştiriyor bay güzel yoksa, derdi rejimin ta kendisiyle mi? bir karar versin zira yazısındaki bu kısma dekoder veya ağır bir sansür gerekmiyor, sansüre karşıyım, fikir dayatıcılarına karşıyım ama bu rejimin hangi şartlar altında, hangi hedeflere yürümesi düşünülerek kurulduğunun farkında mı bay güzel? hiç sanmıyorum, yine bir taraflara şirin görünme derdinde. maalesef ülke öyle bir hale geldi ki, köşebaşlarında rejimi savunduğunuz an fundementalist oluyorsunuz, her dönemin adamları ise inanılmaz bir harmonia hissettiriyorlar, feleğimiz şaşıyor.

    çarpıtmaya bakar mısınız;

    "..sezer'in odtü'nün açılış töreni'nde yaptığı konuşmada da aynı ifadeleri tekrarladığı; 'dogmalardan ve boş inançlardan' söz ettiği ve 'bilime inanç'tan dem vurduğu görülmektedir.
    bu sözleriyle sezer, -eğer bilinen bir tekerlemeyi tekrarlamıyorsa- acaba halkın dinî inançlarını mı kastetmektedir? bilime inancı, dine inancın alternatifi olarak mı görmektedir? yoksa, papa'nın son konuşmasından mı etkilenmiştir?
    sezer, hangi okulları ve kursları ima etmektedir?
    demokratik hukuk devleti, kanunları ve kurumları ile ortadayken, bu okulların ve kursların ne şekilde kapatılacağını istemektedir?"

    ve son darbe;

    "..bu konuda son olarak söyleyeceğimiz, yeni cumhurbaşkanının seçileceği yedi ay sonrasını iple çektiğimiz olacak."

    of ulan be, #10031112 buradaki yetmedi, bu entiriyi de girdim sana, dur bakalım seçim yaklaştıkça daha ne gülücüklerini göreceğiz başkalarına attığın.

    edit @: aslında attila ilhan üstad'ın bir konuşması vardı, geçenlerde youtube 'a attığım, orada mustafa kemal 'in bile dinle ilgili bazı sözlerinin makaslandığını 150 sayfa süren bazı konuşmalarının 7-8 sayfaya idirgendiğini, ismet paşa rejiminin mustafa kemal 'e aslında, onun ardından hançer vurduğunu anlatıyordu. youtube 'da şu an bakım varmış, ilerleyen zaman diliminde edit olarak ekleyeceğim videoyu.

    edit @2: videolar şunlar:

    http://www.youtube.com/watch?v=834i8gxcbo8
    http://www.youtube.com/watch?v=e0xc9jv_rfw
    http://www.youtube.com/watch?v=dtbf88mgfzq
316 entry daha
hesabın var mı? giriş yap