*

  • istisnaların kaideyi bozmaması ile birlikte genellikle ağır makyaj yapan kişidir.
  • suratınızı bir gülümseme gibi yukarıya germeye ve çene çevrenizdeki tüm kılları gidermeye yönelik davranışlar sergileyen görev insanları.
  • bizim güzel olmamaız için deli gibi uraşsalarda, binlerce tavsiyede bulunsalarda hepsine kanılmaması gerektiğini düşündüğüm hatun grubu.genelde inanasım gelmez zaten yüzlerine bakınca.madem biliosun senin neden cildin delik deşik die sorası gelio insanın.
  • "bütün güzellik uzmanları dermatologlardan daha çok şey bildiğini iddia eder." hipotezim bu yönde. kontrollü deneylerim, nicel-nitel gözlemlerim var. hipotezimi doğrular nitelikte hepsi.

    ne zaman dermokozmetik satan bir eczaneye giderim başıma üşüşürler şunu kullanın bu cildinize iyi gelir o doğru bu yanlış. ben dermatoloğa gidiyorum şu şu ilacı kullanıyorum diyorum (evet suratı irin dolmalarıyla dolu iğrenç bir yaratığım) "aaa bir de bunu deneyin, bu ürünümüzden çok memenun kalacaksınız". doktora soruyorum bahsettiği ürünlerin tedavi edici özellikte olmadığını, yüz temizleme ve bakım için kullanılabileceğini söylüyor. hatta tek bir doktor değil sorduklarımın hepsi. yine de hep aynı şey ne zaman herhangi başka bir ürün için dermokozmetik raflarına yönelsem sinsice yaklaşıp ısrarkeş bi tutumla bir şeyler satmaya, doktorlardan edindiğim bilgilerle söylediklerini almayacağımı belirttiğimde de yanlış bildiğimi iddia etmeye başlıyorlar. çok tuhaf insanlar.
  • sıcak satışı abartanı hayat kaydırır;

    http://dalayvelama.blogspot.com/…vada-avlarlar.html
  • başka bir tür canlı olduğunu düşünüyorum. kafası başka, algısı başka, bambaşka.

    benimkinin adı seçil. dünyada bulunduğum yerin tam karşısında, bütün asaletiyle durur.
    seçil ışıltıyı sever. swaroski taşları, payetleri, pulları, boncukları.. işlemesiz, süssüz bir çantayla, bluzla, pantolonla, ayakkabıyla tek bir gün göremezsiniz onu.
    seçil'in pırlantaları vardır. saçını savurduğu anlarda küpesi bir anlığına parlayıverir, yüzünün yarısı ışıklar içinde kalır. elini sallar seçil, slim sigarasını tutar, telefonunu alır, parmaklarından yayılmaya başlar ışık. beş taşı bi yerde, teki bi yerde.
    sonra telefonunun kılıfı minik elmas süslemelidir. kendi fotoğrafını bastırmasını beklemiştim bi ara, nedense yapmadı.
    salonunun duvar kağıtları ışığı kırıp yansıtacak şekilde, yer yer parlak malzemedendir. zemin döşemesi de -elbette bilmediğim- ışıklı, şık başka bi şeyden.
    üzerinde indirim yazan mağazalara girmez seçil. utanır.
    çok da güzel bir kadındır, uzundur, havalıdır falan. her şeyin de havalısını sever.

    dünkü randevumuzda - ilk kez- canikom hep elinde kitap var, bana da bi tane seçsene, heveslendim, dedi. şurdaki d&r'a gideriz, hı, kırma beni.

    alalım tabi de d&r?

    tamam, dedim.(nolcak canım) nasıl bi şey okumak istersin. şöööyle konulu bi şey olsun, dedi. (ahahaa sanki töbe töbe) hareket olsun dedi. biri arabaya bindi mi bi yere gitsin, oyalanmasın. (betimleme falan istemiyo anladık) çok yeni kelimeler de olmasın, anlamıyorum dedi.

    söylemese de ilk kriter sayfa sayısı. ince bi kitap arayacağız. modern olmayacak, olaylar olacak, aşk da olacak tabi seçil sever, bi de güzel olacak. ahha, dedim kürk mantolu madonna! daha iyisi, kayısı.

    birlikte d&r'a girdik. nasıl utanıyorum ama böyle. hem kürk mantolu madonna'yı alacak olmaktan, hem de d&r'dan alacak olmaktan ezim ezim eziliyorum. türk edebiyatı raflarının arasında iki büklüm kitap ararken ben, her koridordan ayrı bi çalışan geldi. seçil çok güzel ya, herkes yardım edecek. ama nasıl isteyeyim kitabı, nasıl diyeyim. sormazlar mı adama, neyse.

    en yakınımdaki, shrek'teki kedi gibi bakan çalışana, gaaayet kısık bi sesle sabahattin ali, dedim. kürk mantolu madonna. delikanlı ta taaaam benzeri bi hareketle dönüp arkasındaki duvarı gösterdi. resmen hava kararıp şimşekler çaktı ve uğursuz bi kale aydınlandı önümde sözlük: çok satanlar. aldı bi tane ve bana verdi. 'ehü ehü ömmm 78. baskı mı olmuş yahu' diye saçmalarken ben, seçil topuklarının üstünde yarım dönerek havalı bi kahkaha attı, 'ahahayyy, benim okuyacağım kitap da annncak bu kadar popüler olur tabi'.

    farklı olduğumuzu bilmiyo muydum, biliyodum. ama bukkadarını vallahi düşünemezdim. bakakaldım seçil'e.

    ha sonra ne oldu, kuyruğa rağmen sıra beklemedik, genç bi adam gelip yeni kasa açtı ve kuyruğu bizden böldü falan :d
  • hiçbir sözünü dinlememeniz gereken insanlar. bu ülkede bunlardan çok var ve inanın hiçbirisi hiçbir şey bilmiyor. çeşitli kurslara gidip belge alan kadınlar, o kurslarda kendilerine anlatılan şeyleri hayatın yegane gerçekleri sanarak bunu size uygulamaya kalkıyorlar. bunlara çeşitli firmalar gelip bir şeyler satmak için yarım yamalak aşırı abartılı eğitimler verir, bu hanımlarda oradan buradan duyduklarını size satmaya kalkarlar. sonuç ise boşa harcanan paralar mı dersiniz, tükenen umutlar mı, giden zaman mı neye yanacağınızı şaşırırsınız.
  • genelde güzellik/bakım ile ilgili ürünleri satıp/uygulayanların ek iş olarak yapıp aldıkları ünvan.

    ana meslek kolları çok daha köklüdür. *
  • eğitimi de verilmektedir. güzellik uzmanlığı eğitimi
  • cildime sürekli hakaret etmek gibi bir huyları var.
    çok kuru, lekeli*, ton farkı var bla bla.

    lan kırk yaşındayım olacak tabii, deli midir nedir? güneş kremi sür, nemlendirici sür, şu ürünü kullan gibi emirler yağdırmaya pek meraklılar.

    su sürüyorum ben sadece başka bir şey istemem. sürmüyorum işte inat değil mi?*
hesabın var mı? giriş yap