aynı isimde "gece" başlığı da var
  • çekimleri an itibariyle izmir metro atölyesinde yaklaşık 50 kişilik set ekibi eşliğinde devam etmekte olan film. başrollerinde ise nurgül yeşilçay, vildan atasever ve mert fırat oynuyor imiş.
  • nurgül yeşilçay'ın oynadığını görünce içinde kesin bir sevişin olduğunu düşündüğüm film.
  • pr'ını nurgül yeşilçay sevişme sahnesi üzerinden yürüten film.
  • hayatımda izlediğim en kötü filmler sıralamasına müthiş bir giriş yapmış olan film. ben gerçekten bu kadar amacı belirsiz, bu kadar konu kavramından uzak, bu kadar kalitesiz bir yapım görmedim. emeği geçenlere tebrikler.
  • beklentilerin altında ezilmiş, fragmanı nispeten daha başarılı erden kıral filmi.
  • yazıklar olsun, verdiğim parayı geçtim, harcadığım zamana üzüldüm.

    öncelikle çok merak uyandıran bir cast vardı. mert fırat,nurgül yeşilçay, vildan atasever, teoman kumarcıbaşı ve ilyas salman ekibin en tanıdık simaları. fragmanından masumiyete yakın bir senaryo bekledim.

    film bittiğinde ilk düşündüğüm şey, kesinlikle montajdan sonra bu filmi çeken insanlar izlememiş. senarist her kimse bi konu var ortada ama, nereye bağlamaya, nasıl bağlamaya çalıştınız anlamış değilim.

    mert fırat oynamış, vildan atasever çok yapmacık olmuş, ilyas salman yerine herhangi bi yaşlı dayıyı koysak daha güzel oynayabilirdi.

    bu arada ben pavyon görmüş insanım, sanırım senarist ve yönetmen için aynı şeyi söylemek zor. bi kere konsomatris masaya gelir müşteri ile tokalaşır hoşgeldinizden sonra ilk cümlesi nerelisin olur, en eksik detay buydu. konsomatris abla müşteriye aşık olmaz. müşteri konsomatrise aşık olur.

    şurada tüm filmseverler şu kadro ile daha güzel işler yapabilirdi, neyse ki biz en kötü ne yapılabilir onu gördük. filmin en güzel kısmı kesinlikle soundtrack'idir. başka da güzel yanı yoktur.

    https://www.youtube.com/watch?v=twvwtxwzdhw
  • bu tür filmlere "hayattan nefret et" filmi derim ben.
    içine bir kez girip kendinizi koyverdiğiniz anda hayata lanet etmeye başlarsınız, ve bu ruh hali filmden sonra uzunca bir süre devam ettiği gibi, ne zaman hatırlansa aynı bunalıma yeniden sokar sizi.
    filmin bu etkisinin iyi bir sinematografiyle, yönetimle filan ilgisi yoktur. her filmin bir ruhu vardır ve bazılarımız o ruhla temas kuracak yapıda olmadığından ya beğenmez ya çabuk unutur. bazılarımızınsa nerelerindeki hangi tellere bilinmez, dokunur.
    erden kıral filmlerinin cümlesi hayata lanet ettirir zaten. vicdan da bende öyle bir etki yaratmıştı ama çok kalıcı olmamıştı.
    bu filmde de dert aynı, ama ondan bir derece daha başarılı. hatırımdan çıkmayacak şeylerle dolu, daha önce çok işlenmiş olsa da kendi dünyasını yaratmış ve diğerlerinden sıyrılabilen bir film olmuş.
    konu daha derli toplu işlenmiş. hikaye daha katmanlı.
    nurgül yeşilçay, bakışından etinin sallanışına kadar, has bir pavyon kadını. inandırıcılığın çok ötesine geçiyor onun bu hafif karakterleri.
    mert fırat kendinden bekleneni veriyor her rolde olduğu gibi.
    vildan atasever filme girdiği ilk sahnede belirgin doğu şivesiyle konuşurken ilerleyen sahnelerde her zamanki tiki kız konuşmasına dönerek bir tutarsızlığa sahibelik yapsa da, oyunculuğu gayet tatmin edici. hatta filmin içime oturan en büyük öküzü oldu onun karakteri.
    ilyas salman öyle bir oynamış ki, oynayamamışlığı kendisine yakıştıramayacağımıza göre, herhalde oynadığı adam öyle acaipti demek zorunda kalıyoruz. çok içen hafif psikopat bir karakter, lakin biraz da yavaş gibi.
    öyle çok ölüm orucunda karakter izledik ki, hakan yufkacıgil aralarında en az inandırıcı olanı kaldı malesef. adamın dudaklarını beyazlatıp karnını içine çektirince olur sanmışlar ama demek ki açlığa doymak'taki hazar ergüçlü'den alınacak büyük dersleri kaçırmışlar.
    son tahlilde, boşverin ben de dahil kendini film gurusu zannedenlerin ne dediğini, izleyin kendiniz görün, bir bağ kuruyor musunuz filmle aranızda.
  • kötü filmdir, eklektiktir, neyi anlatmak istediğine karar verememiştir.

    oyunculuklar olarak:

    nurgül yeşilçay: izlediğim en kötü performansı bu filmde. sanırım pavyonda çalışan kadınlar üzerine gözlem yapmamış hiç, ne ağzı yapabildi ne beden hareketleri. ayrıca kilo almış, memeleri göbeğine kadar inmiş neredeyse.

    mert fırat: bence çok iyiydi hem de bu kötü senaryoya rağmen.

    vildan atasever: filmdeki en iyilerden biri ama senaryo o kadar zayıf ki amacı nedir, ne işle uğraşır, hangi bölümü okur, bu karakter neden var gibi soruların cevabı yok.

    ilyas salman: çiçek abbas dışında sevmedim, sevemiyorum. adam çok itici.

    teoman kumbaracıbaşı: az repliği var ama oynadığı devrimci karakterini senaryonun kötülüğüne rağmen kendi kişisel becerileriyle iyi kotarmış.

    belki spoiler olabilir

    senaryoya gelince: böyle bir şey yok filmde. neyi anlatacağını bilemiyor. nurgül'le mert'in arasındaki ilişki var, gece hayatının acımazsızlığı, devrimciler var vs. insan merak ediyor bu hikayede devrimciler neden var? hadi bu konuyu işleme niyetin var bari senaryo ile bağını iyi kur, ayrıca hiç mi ölüm orucu üzerine bir şeyler izlemediniz, okumadınız?

    belki spoiler olabilir

    sonuç olarak 10 üzerinden 4 veririm ben. kötü hakikaten, bildiğin kötü.
  • bir türk filmi.

    gece

    izmir'de geçen hikayede köylerinden zorla göç ettirilen bir ailenin dramatik öyküsü anlatılıyor. aslında daha çok süsen'nin berbat olmuş hayatı göz önünde. izlerken ruhum daraldı yemin ediyorum.

    mert fırat ve nurgül yeşilçay hakikaten on numaralık oyunculuk sergilemiş.
hesabın var mı? giriş yap