• yazdıklarını ilgi ve beğeniyle okuduğum yazar.
  • başbakan olursam enerji bakanı yapacağım kişi. olmadı okulu bitirebilirsem bir kaç fikrini alıp zengin olmayı düşünüyorum. zengin olup hummer jipimi aldıktan sonra 1.5 iskender ısmarlarım söz. hem de yanında gavurdağı salatasıyla.
  • küçükken mahalle maçlarında, yanımda jardel'in yanında oynayan serkan aykut modunda maçlar çıkartan şimdinin sözluk yazarı kardesim.
  • beşiktaş'a ve barcelona'ya attığı goller ve mütevazı kişiliğiyle iz bırakmış eski galatasaraylı urugaylı futbolcu andres jose fleurquin'in soyadını kendisine rumuz olarak seçmiş bilgili, kültürlü, nazik yazar.
  • sözlüğe kısa zamanda ciddi katkı sağlayan yazar.
    bu ülke için hala umut var diyebilme sebeplerimden oldu.
  • demiryolları ve ulaşım politikaları hakkındaki değerli entryleriyle gönülleri fethetmektedir. biraz şımarık ve kaprisli bir şahsiyet olan ben, yeniden bir şeye kafam bozulur da sözlükten çeker gidersem, artık kesinlikle gözüm arkada kalmayacaktır.
  • delikanlı ve sağlam yazar*.
  • hemen en başta belirteyim, sözlükteki bir yazarın başka birinin başlığına gidip fikir ve eleştirilerini yazması ile hiç bir sorunum yok, tam tersi destekliyorum. herkes birbiri hakkında yorum yapmakta, sataşmakta, övmekte ve yermekte özgür olmalı.

    fakat iş "yalan söylemeye" gelince ortaya "ahlakla" ilgili bir problem çıkıyor. şimdi izninizle ben bu problemi çözeceğim.

    kendisiyle chp başlığında bir tartışmaya tutuştuk. konu "chp ve onun sivil anayasaya yaklaşımı".

    şimdi, konuyu anlatabilmek için sadece entry numaralarını vermek yeterli olmayacak. çünkü bütün entryleri daha sonradan editlendi ve eklemeler yapıldı. daha sonradan başkalarının ortaya attığı fikirler onların içine eklendi, makyajlandı. o nedenle onunkilerden bahsederken entrylerin orijinalinde olan kısımları buraya almak zorundayım.

    işte ilk entry :

    "yöneticileri 15. maddenin kaldırılması için akp ile görüşmüş ancak "sulu şakalar yapmayın" cevabını almış parti"

    orijinali sadece bu kadardı.

    benim cevabım

    fleurquin bunu getirip benim başlığıma şu şekilde yansıtmış :

    f: chp geçici 15. maddedini kaldırılmasını istedi -->m: hayır yok öyle bir şey--> sonuç: varmış

    allah allah. benim entryimde nerede "chp 15. madde değişikliği istemedi" yazıyor ki bunun sonucu "varmış" oluyor?

    bunu anlamak için biraz hafızaya sahip olmak lazım, kronolojik gelişime bakmak lazım.

    akp'nin "sivil anayasa taslağı" hangi tarihlerde tartışılmıştı? ağırlıklı olarak 2007 senesi yazında başladı ve eylül ayına doğru ortaya bir taslak sürüldü.

    peki chp "geçici 15. madde değiştirilsin" önerisi ile ne zaman gelmiş ola ki? onda da fleurquin'in kendi entrysine sonradan eklediği bir gazete haberi saolsun beni arşiv aramaktan kurtardı. neymiş o haber :

    http://www.tumgazeteler.com/?a=5245898 - 2009-06-26 birgün http://www.birgun.net/

    görüldüğü gibi bu ikisi arasında 2 ( i k i ) sene fark var değil mi?

    olan biten de şu. akp sivil anayasa önerisini ortaya attığı günden beri chp muhalefet. taa en baştan çizgisini "bu anayasaya dokundurtmam", "akp bu anayasayı değiştirmeye yetkili değildir", üzerine kurmadı mı?

    lütfen bir kişi çıksın da chp'nin anayasa taslaklarının tartışıldığı dönemde bu konuya "olabilir", "tartışalım", "görüşelim" dediği "bir tane" beyanat bulup ortaya koyuversin. ne zaman buna hazır olduğunu belirtmiş deniz baykal veya chp yöneticileri?

    hiç bir zaman.

    peki bu geçici 15. madde teranesi nedir?

    o da deniz baykal'ın güdük politika tarzının en has örneklerinden biri. aklı sıra ortaya böyle bir fikir atacaktı, akp'de bunun üzerine atlarsa ertesi gün dönüp "bakın gördünüz mü bunlar sadece askere karşı olan değişikliklere yanaşıyorlar, dertleri askeri bitirmek" ipliğine sarılacaktı.

    cevabını da "böyle saçma salak sulu şakalarla gelmeyin" şeklinde aldı zaten. sonra da bir daha bu konuda ağzını açmadı.

    fakat fleurquin bunları "kronolojik" olarak takip etme yeteneğinden ve becerisinden yoksun olduğu için onun kafasında bunların hepsi şaşabiliyor tabii ki. birbiri arasında "iki sene" olan olayların yerlerini değiştirebiliyor, onları sanki birbiri ile bağlantılıymış gibi "satmaya çalışabiliyor".

    benim gözümde bu ya "politik yetersizlik ve basiretsizlik" ya da insanları kandırmaya çalışmak.

    chp henüz bir gün bile sivil anayasa değişikliğine yanaşmış değil. şu sıralar yeniden gündemimize gelen önerilere ve yapılması planlanan referanduma da "hayır" bayrağını tekrar açmış durumda mhp ile.

    yanlış anlaşılmasın, bu parti "önlerine konan bir taslağa" hayır demiyor, "sivil anayasa değişikliği çalışmalarına" toptan ve külliyen hayır diyor. çizgilerinde en ufak bir sapma yok. 2007'de de hayır diyorlardı, bugün de hayır diyorlar.

    http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=233568

    ---o----

    sonra ikinci konu,

    bunun üzerine fleurquin çıkıp şu entryi yazdı :

    bu entry'de sonradan ziyadesi ile değiştirilip eklemeler yapıldığı için ben orijinalinde olan kısımları buraya yapıştıracağım :

    "akp'nin taslağı için "yok öyle bir şey vallahi bize ait değil" dediği anayasa değişikliğine hayır demiş partiymiş.sanki adamlar kabul etti taslak olduğunu meclise gönderdi de..

    "ak parti: konuşulan anayasa paketi bizim değil
    ak parti genel başkan yardımcısı fırat, ak parti’nin siyasi iradesinin yeni anayasa taslağına henüz yansımadığını belirterek, “kamuoyuna yansıyan taslak bize ait değil” dedi. fırat, üniversitelerde türban yasağının kaldırılacağı haberlerini de yalanladı"
    ___
    http://arsiv.ntvmsnbc.com/news/418432.asp "

    burda fleurquin tekrar göz göre göre çarpıtıp aslında 13 eylül 2007 senesinde kamuoyuna sunulmuş "sivil anayasa taslağı" hakkında henüz hazır olmadığı dönemde (29 ağustos 2007) akp'li bir vekilin verdiği beyanatı kullanarak "sanki ortada taslak falan hiç yokmuş gibi" göstermeye çalıştı.

    ben de belgeleri ile cevabını verdim bu hafıza ve kronolojik sıra sorunu çeken arkadaşımıza : buyrun

    neymiş? akp'li vekil beyanatı 29 ağustos 2007 tarihinde vermiş, zira o dönemde ortada gerçekten açıklanmış bir taslak yokmuş. sağda solda yalan haberler çıkıyormuş o da çıkıp "henüz hazır falan değil olunca açıklayacağız" demiş ve netekim açıklamışlar da 13 eylül 2009 tarihinde.

    fleurquin ya o zamanlar uykudaymış, henüz göreve talip olmamış zaar, takip etmiyormuş gündemi. ya da tekrar üstüne basa basa belirteceğim gibi "çarpıtarak" bu tartışmada haklı çıkacağını sanmış.

    benim başlığıma gelip de şunları yazma cüretini bulmuş:

    m: chp yeni anayasaya hayır dedi-->f: adamlar kendileri bizim taslağımız yok dedi, sonra da bir tek abd'ye gösterildi.belki anlamazsın diye söylüyorum herhangi bir şekilde meclis gündemini sokulmadı-->sonuç: chp yeni anayasaya hayır dememiş.

    vay be!

    gene dönüp dolaşıp "chp anayasa değişikliğine hayır demedi diyor arkadaş iyi mi?

    bunu ilk iddia ettiğinde söylediği "meclis gündemine gelmedi ki bu konu" idi. bütün şu tartışmada "tek" doğru söylediği konu bu zaten. evet meclis gündemine gelmedi, gelemedi. peki neden gelemedi?

    hemen hatırlatayım :

    13 eylül 2007 tarihinde akp'nin prof. ergun özbudun ve ekibine yazdırdığı "taslak sivil anayasa" açıklandı.

    21 ekim 2007 tarihinde, hepimizin "dağlıca baskını" dediğimiz, üzerinde bin türlü şüphe bulunan bir pkk baskını oldu.

    bunun üzerine ülkenin gündemini iki sene işgal edecek bir "milliyetçi dalga" inşa edildi. meclisten tezkereler çıkartıldı, sınır ötesi operasyonlar yapıldı, gkb çıkıp "bbg evi gibi izliyoruz" beyanları verdi.

    tam bu dalga sakinleşiyordu ki bu sefer de 3 ekim 2008 şemdinli aktütün pkk saldırısı gerçekleşti. aynı dağlıca'da olduğu gibi bu saldırı da de çeşitli "güvenlik zaafiyetlerinin" bazıları tarafından bilinçli olarak yaratıldığı tartışıldı, ortaya belgeler konuldu.

    bütün bunların üzerine meclis tatilleri, ergenekon davası ve diğer sıcak konular girince sivil anayasa ülke gündeminden "özenle çıkartıldı".

    bu nedenle "henüz" meclis gündemine gelebilmiş değil. birazdan bu konuya tekrar döneceğim.

    şimdi şu "sonra da bir tek abd'ye gösterildi" hikayesi var bir de.

    fleurquin'in orijinal entrylerinde böyle bir şey falan yoktu. bu daha sonradan sözlüğün "baş ulusalcı faşisti" tarafından yazıldı. fleurquin'de baktı ki "bu malzemeyi kullanmak işine gelecek" hooop bunu da daha önce yazdığı entrylere "ekleyip" sanki başından beri bu konu tartışmaya dahilmiş gibi "yedirmeye kalktı".

    şimdi tekrar dönüp günümüze geliyorum :

    bugün "tekrar" yeni bir "sivil anayasa" paketi var gündemimizde. ve deniz baykal ve partisi "gene" bu değişikliğe karşı çıkıyorlar. bu sefer akp olayı referanduma götürmeye karar verdi. mhp ve chp ise şimdiden "henüz ortada taslak bile yokken" bir "hayır cephesi" oluşturmuş durumdalar.

    yani chp hala karşı bu anayasa değişikliğine. bugün tarih 3 mart 2010, bugün bu entry'i okuyanlar son bir haftanın gazete arşivlerine bakarak bu tutumu gayet net olarak görebilirler.

    chp ve ulusalcılar kesinlikle "sivil bir anayasa" istemiyorlar. çünkü onların "rantı" 1982 anayasa'sının "çarpık" maddelerine dayanmakta. bu anayasanın "militarist ve buyurucu" kimliği onların "ergenekon avukatlığı" ile birebir eşleşiyor. kendileri de çok iyi biliyorlar ki "demokratik" bir ülkede onların "faşist" söylemleri "para etmeyecek".

    bu değişiklikler olduğunda bu "menfaat" düzeninin "şakşakçıları", bu "postal yalayıcıları", bu "demokratik olmaya gerek yok cumhuriyet ve ülke bizim olsuncular" istedikleri kadar "yalan söylesinler" bir yere varamayacaklar, insanları kandıramayacaklar.

    ben fleurquin'e başarılar diliyorum. bu tarz ve yöntemlerle mücadele etmeyip doğrular üzerine konuşsa saygılarımı da sunardım. fakat ortada saygı duyulacak bir tavır yok.

    deniz bitti. görmekten acizler.
  • "*şimdi bu arkadaş biraz tutarsız bir kişiliğe sahip. çok benzer konularda işine geldiği durumlarda çok farklı tavırlar takınıp bunları kendi mantık sınırları dahilinde rasyonalize edebiliyor. mesela marpione başlığı altında gxl'nin muhteşem bir tespiti var, arzu eden şuradan okuyabilir":

    "*süper! bayılıyorum böyle insanlara."

    (bkz: marpione/#18368011)

    "bilemiyorum. ama şunu deyim... bak kardeşim umrumda değilsin. bak 2 küsür yıldır bırak hakkımda yazdığın mantıksız, yanıltmaya yönelik yazılarına cevap vermeyi, bu kabak gibi çelişkin hakkında bile yazmamışım. karın ağrın ne bilmiyorum ama hadi başka kapıya."
    ___
    (bkz: marpione/@fleurquin)
    (bkz: marpione/@niketese)
    (bkz: marpione/@gxl)
    (bkz: akincibeyi /#16947704)
hesabın var mı? giriş yap