*

  • sol sutunda gorsem cocuklar eglenmek icin baslik acmis diyecegim, ancak idefix'de gorunce kahkahayi koyverdigim kitap. cok hos bir isim bulmuslar tebrik ederim. kitabin alt basligi ise soyle: bilim insanları fosil sergileri ve yaratılış atlasları'ndaki iddiaları yanıtlıyor...

    bu kitap bilimin safsataya yanıtıdır: küresel gericiliğin merkezi abd'de üretilen ve ülkemizde harun yahya imzasıyla fosil sergileri ve yaratılış atlasları'nda bire bir tekrarlanan yaratılışçı iddialar, dünyanın ve ülkemizin değerli bilim insanları tarafından teker teker yanıtlanıyor.

    canlılar milyonlarca yıldır değişmiyor mu? fosiller canlıların milyonlarca yıldır değişmediğini mi gösteriyor? türler arası geçiş biçimleri yok mu? yeni bir türün evrimi gözlenmedi mi? genetik araştırmalar evrim kuramını çürütüyor mu? hücrenin nasıl oluştuğu evrim kuramı ile açıklanamıyor mu? mutasyonlar hep zararlı mıdır? göz evrim geçirmedi mi? karmaşık yapıların evrimle oluşması olanaksız mı? at evrim geçirmedi mi? termodinamiğin ikinci yasası evrim kuramı'yla çelişiyor mu? taş devri hiç yaşanmadı mı? tektanrılı din, tarihin ilk gününden beri var mıydı? nuh'un gemisi buharlı gemi miydi?.. mısırlılar elektrik mi kullanıyordu?.. darwin, ırkçı ve türk düşmanı mıydı?..

    bilimsel olarak hiçbir geçerliliği olmayan, ama politik bağlamı nedeniyle etkinlik alanı kazanan safsata niteliğindeki bu iddialar karşısında, dr. erdal atabek, prof. dr. berna alpagut, dr. kenan ateş, dr. andrew berry, prof. dr. jerry coyne, prof. dr. betül çotuksöken, prof. dr. richard dawkins, prof. dr. ali demirsoy, prof. dr. haluk ertan, prof. dr. sevil gülçur, çevirmen feryal halatçı, bilim ve gelecek dergisi yayın yönetmeni ender helvacıoğlu, doç. dr. osman gürel, prof. dr. steve jones, prof. dr. aykut kence, prof. dr. yaman örs, dr. sibel özbudun, doç. dr. ergi deniz özsoy, prof. dr. rennan pekünlü, prof. dr. şevket ruacan, prof. dr. mehmet sakınç, doç. dr. alâeddin şenel, prof. dr. a. m. celal şengör, prof. dr. aslıhan tolun, prof. dr. cemal yıldırım ve daha pek çok bilim insanı sonsözü söylüyorlar: evrim kuramı olmadan bilim olmaz!
  • (bkz: fosil sergisi)
  • bilimin gerçek bilimadamlarınca yeniden sahiplenmesi çabası olan kitap. türkiye'deki, uluslararası tartışmaları takip edemeyen, ve harun yahya gibi adamlarca dezenformasyona maruz bırakılmış insanları birilerinin uyandırması gerekliydi.

    (bkz: bilim araştırma vakfı)
  • ilk firsatta okunmasi gereken kitaptir cunku gen bencildir, hem de ciddi bir sekilde bencildir, havaya atilan bir tasin yere dusmesi kadar acik bir sekilde bencildir ama sunu unutmamak lazim kendini evrenin, dunyanin, canlilarin, buldugu her bokun merkezine koymaya calisan insan cok daha bencildir.
  • konu şudur ki, evrim teorisi ile ilgili bilgiler, darwin tarafından bir anda gökten zembille aşırılmış değiller. eski yunan filozofları (yenisi çıkmadı henüz eskileriyle idare ediyoruz) ve sonrasında müslüman filozoflar [1] bu konuyu tartışmışlardır, tekâmül diye bilinen şey. yani, konu sadece darwin’e bağlanamaz. işin sonrası da var öncesi de.

    ikinci olarak, darwin’in görüşlerinin yüksek türk seciyesine ve ahlakına aykırı bulunmasından ötürü “türk-islam sentezi” sahipleri [2] tarafından şeytanlaştırılması bir yana, diğer yandan da evrim teorisine iman etmenin zorunlu olduğu zamanları görmüştür bu ülke. özellikle tıp fakültelerindeki taşkafalı akademisyenler tarafından, bu dayatılıyordu. anlatılıyordu demiyorum, dayatılıyordu! yani istesen de istemesen de bu teoriye iman edeceksin diye dayatan ‘teori mafyası’ işbaşında olmuştur. iki ucu boklu değnek bu. evrim teorisine inanmadan bilim yapılamaz demek, en hafif tabirle, kim tarafından söylenirse söylensin dangalaklıktır.

    bir defa bilimsel bir şey söyleyebilmek için, her türlü yargıdan ve önyargıdan münezzeh bir şekilde işe başlanır ancak, bir fikir vardır kişinin kafasında, bir sezgi yada şüphe. allah’ın kitabında böyle diyor ya da buna inanacaksın gibi bir şey, bilimsel zemini olan şeyler değildir. dinlerin zemini başkadır. bilimsel zemindeki tek kural, belirli bir metodolojinin [3] varlığıdır, bilimsel bir araştırma için geçerlidir ve zaten içerik olarak da birkaç satır yukarıda bahsettiğim münezzehlik durumunu gerektirir. darwin’in bir şanssızlığı mesela “devlet ateizmi” [4] tarafından kucaklanmış, dayatılmış olmasındandır. oysa, adam yazmış teorisini, düşün üzerinde havanda su döveceğine. ama nedir? konu fazlasıyla politikleştirilmiştir de. bu, sadece müslüman dünyada değil, hıristiyanlık içinde de böyledir. yoksa, türkiye’de islam var diye bu böyle olmuş değil. sırf ülkede islamiyet gibi bir dinin varlığı nedeniyle kendi ülkeleriden nefret edenler de, tamam nefret etsinler, bir şey demem doğrusu. kendilerinin iyi niyetli olabileceğini düşünmüyorum. bu halktan nefret edenler, kendilerine başka bir halk bulmak için çabalamaya başlamalılar. bir diğer seçenek de değiştirmektir tabii. özgürlüklerin olduğu bir ülke ise niyetiniz, neden olmasın? yoksa, jakoben beyaz adam, dili çatallı. süper.

    her bilimin bir yönteme (metodoloji) sahip olabileceğini ama peşin dayatmalara ya da kurallara bağlı olamayacağını, buna kapalı olduğunu [5] iyi biliyor olmak gerekir. metodoloji vardır ancak kişi kendi araştırmasından edindiği sonuçları işler. gerçi bu dediklerim paul feyerabend’e inanmazsak eğer böyle. yoksa, bilimdeki ruhban sınıfının jandarması olan teori mafyası zaten size dayatacaktır. ortaçağda kilise kurumunun böylesi bir dayatmasının, dünyanın öküzün boynuzu ve balığın sırtında oluşundan başka bir şeyleri getirmediğini kargalar bile bilir. avrupa neredeyse 800 yıl kan dökmüştür bunun için.

    diğer taraftan konu darwin’in şahsına da yansıtılıyor. nedir? türk önyargısı veyahut düşmanlığı vardır, “aşağı ırklar” gibi şeylerden bahsetmiştir. bu, o dönem için biraz da geçerli bir durumdur. bunun bir çeşit benzerini, yani “batı-merkezci” [6] düşünceyi hegel’de bile görebiliriz. ancak bu durum bugünden değerlendirildiğinde, darwin piç kurusudur demek biraz da saçmadır doğrusu. darwin, bir yol açmıştır. darwin’in kullandığı bilim araçları, teknoloji ve kaynaklarla, şimdiki erişilebilir teknoloji arasında binlerce fersah var ve bugünden darwin’e bakarken böyle bakmak icab ediyor. ama yahu adamın ortaya attığı evrim teorisini “insan maymundan gelmez, nokta” diye köşeye atmak iyi bir yöntem değildir.

    yani, burada çift taraflı bir durum var. insanın, insan olarak yaratılmış olduğu nass’ından hareket ederek allah’a iman edenler, diğer taraftan darwin’i ya da evrim teorisini (bugününü de yarınını da) direkt ideolojik zeminde kabul edenler. harun yahya buna en fazla tuz biber ekiyordur ve onun da amacı birincisi şart içerisinde değerlendirilir. kendi çapında takılıyor, bilim başka bir şeydir. sen bilime ömrünü vermişsen, çıkıp anlatacaksın, götünü yaymayacaksın, ya da o unvanlarından, şiltlerinden, madalyalarından vazgeçeceksin.
    bak benim öyle bir iddiam yok, ne’gzel.
    diğer taraftan, karun yahya üzerinden genellemeler silsilesi.
    e senin ondan ne farkın var ki şimdi bre ebleh?
    bu kitabın, emre kongar’ın “yüzleşmek” temalı serisinden öteye gitmeyeceği aşikar.

    ------------

    [1] http://en.wikipedia.org/…lamic_philosophy#evolution
    [2] http://www.turkislambirligi.com/…syal_darwinizm.php
    [3] http://en.wikipedia.org/…story_of_scientific_method
    [4] http://en.wikipedia.org/wiki/state_atheism
    [5] http://en.wikipedia.org/wiki/scientific_method
    [6] http://en.wikipedia.org/wiki/european_miracle
  • olayı allaha inanmak vs evrime inanmak şeklinde bir kutuplaşmaya dönüştürmek isteyen janjanlı kapaklı kitaplara cevaben yazılmış bir kitaptır.
    halbuki evrime inanılmaz evrim olsa olsa bilinir.
    keşke allah da bilinse de bitse bütün bu problemler.
  • dogma hatipleri ile bilim insanlarının retorik yöntemleri arasındaki asimetri nedeniyle eleştirilmektedir.

    ne demek şimdi bu? dogma sahipleri kendi fikirlerinin hatipliğini yaparken her türlü retorik taktiğini kullanmaları mübahtır, ne de olsa onların bilgilerin inanca dayanmaktadır, ancak kendi fikrini halka ileten ancak bunu savunma güdüsüyle yapan bilim insanının bu lüksü yoktur. kendi diskurunda bilimini bilim yapan, araştırmanın devamlılığıdır, gerçeğe "daha" tamamen ulaşılmamış olmasıdır, ecnebicedeki gibi "work under progress" olmasıdır, hadi iyice rasyonel poppercı olalım, yanlışlanabilir olmasıdır.

    şimdi çıkıp "gerçeği" diye ortaya fırlayacaksa bilim insanı, bazılarına da bir otur soluklan yiğenim demek düşüyor. çünkü bilim pratiği kendi içindeki belirsizlik, ucu açıklık ve her yeni buluş sonrası ortaya çıkan yeni sorular sayesinde bizzat bilimsellik özelliğini korur. şimdi çıkıp işin içindeki belirsizlikleri bir kenara itip bu gerçektir diyecek, bunun gerçekliğini kanıtlamak için bilimselliği referans gösterecekseniz bu totolojidir.

    ha fosil sergisi aldatmacasına derman olacak bir çalışamaya benziyor, bu açıdan alıp okurum o ayrı. ama `seriatciyla mucadelenin el kitabi' tadında bir vecize kitabı olmasından da korkmuyor değiliz.
  • evrim olmadan bilim olmaz mi? vallahi evrim olmadan ben de olmam, anneniz de herhalde. kimi yazarin bu ifadeyle sorununu anlamak guc. bilimin bir ideoloji oldugu fikrine kapilip bilimin iddia ettigi seyleri soyle elinizin tersi ile itmeyi secebilirsiniz, tamam, ama neyi ittiginize ve o iteklediklerinizin yoklugunda ortaligi hangi safsatalarin dolduracagina dikkat edin. bir de bilime ideolojidogmatikyoksoyledeboyle diye saldirmadan once -bunu yapan insanlarin bir kisminin bilimsel yontem ve bilimin isleyisi hakkinda pek fikirlerinin olmadigini fark ediyorum- gidip bi okuyun arastirin; o kadar bkz vermisler, gidin en azindan the blind watchmaker'in ilk bolumunu filan okuyun, biraz bilim felsefesi kurcalayin; bilimin kendisine zaten bicmedigi ozellikleri, misyonlari filan bilime yuklemeyin, tuhaf olmayin. din bazi guclerin elinde nasil kullaniliyorsa, bilim de ayni sekilde kullaniliyor, bu bilinmedik bir sey degil ve bu yuzden bilimin ideoloji olarak yaftalanmasi anlasilir, ama bilimle toptan kutuplasmakla bir bok olmiyor, dinci dininden bilimci biliminden vazgecmiyor, insanlari bilimden sogutmakla bir bok yapmis olmuyorsunuz. ustelik hic mi hic ise de yaramiyor; bilimin karsisinda bilimden baska bir seyle durmaniz, bilimle pasifize olarak sirf negasyon uzerinden savasmaniz, onu bu sekilde etkisiz kilmaniz soz konusu degil. ancak kullanimini kendinize cevirmenin yollarini kesfedebilirsiniz, soz sahibi olup ya da insanlari soz sahibi olmaya tesvik edip bilim camiasinin tek tip insan ve akil olmasini onleyebilirsiniz; bu sekil oturup habire sovmekle olmuyor usta.

    su da vardi be onceden yahya..
    (bkz: evrim teorisi ile ilgili buyuk yanilgilar/@unearth)
hesabın var mı? giriş yap