*

  • evsizlere, eski mahkumlara ve gocmenlere (kacak ya da degil) yiyecek, giyecek ve barinak yardimi yapan bir kurulus. yamulmuyorsam fransa merkezli. bu sene 60. yillarini kutluyorlar:
    http://www.emmaus60ans.org/
  • isa'nın dirildikten sonra ilk görüldüğü, havarilerinin ikisiyle birlikte yürüdüğü köy. "herkes hayatında en az bir kez, isa'yla birlikte emmaus'a yürür. " der oscar wilde.
  • (bkz: l'abbe pierre)
  • alessandro baricco'nun can yayınlarından şemsa gezgin çevirisiyle yayımlanan romanı...

    sıradan ve yalın hayatların bu kadar sıradışı ve olağanüstü (din, cinsellik, ölüm, ergenlik, aşk) olabileceğini, bu sıradışılıkların ve olağanüstülüklerin bu kadar yalın anlatılabileceğini biliyor muydunuz? ben bilmiyordum.
  • katolik italyan aile yaşantısı üzerinde modernizmin getirdiği kopuş ve sallantıların anlatıldığı bir kısa hikaye kitabı. yazar oldukça kısa sayılacak bir tasarım yapıp 128 sayfa yazsada kitap size 300 sayfa okumuş gibi doyurucu bir yoğunluk ve tat bırakıyor.
    emmaus üzerine bir takdim
  • italyan edebiyatına giriş 101 amaçlı aldığım alessandro baricco'nun su gibi kitabı. daha ilk sayfadan italyan toplumu ve aile hakkındaki görüşleriyle aldı götürdü. işin içine aile, ait olma, gençlik, bireysellik ve tüm bunların üzerinde metalaştırılmış ve kalıplaştırılmış din eğitimi konuları girdiğinde bir taraftan hissedilen sınırlılık, kapana sıkışma diğer yandan gençlik, vahşi atlar gibi dört nala özgürlük, fütürsüz olma hissi.
    birkaç alıntılamayla ;
    " çok normaliz, normal olmaktan başka bir plan yok yaşamamızda, kanımızda olan bir eğilim bu. ailelerimiz kuşaklar boyu yaşamı törpülemekle uğraşmış, sonunda her tanıklığı, uzaktan göze çarpabilecek her pürüzü yok etmiş. zamanla bu dalda uzmanlaşmış ve görünmezlik ustaları olmuşlar: güvenli el, bilge göz- zanaatkârlar. odalardan çıkarken ışığın söndürüldüğü, salondaki koltukların selofanla kaplı olduğu bir dünya." (s:15)
    "ne kadar inanılmaz da olsa herkes için tek bir karanlık vardır."(s:23)
    "ailelerimiz alışkanlıklara ve uyulması gereken saatlere inanır." ( s: 26)
    "ama biz bu dünyanın ne kadar saçma olduğunu fark edemeyiz, çünkü bataklık sürüngenleri gibi sadece o dünyayı biliriz ve bataklık bizim için normal bir durumdur. bu nedenle de, inanılmaz ölçüde mutsuzluğu içselleştirmeyi biliriz, çünkü onu, hayat akışının getirdiği bir şey olarak görürüz. onulması gereken yaralar ve eski yerine konması gereken kırıklar gizlediği kuşkusu uyanmaz hiç içimizde."(s.31)
    "her şeyden vazgeçmek yararlıdır- insanı gerçeğe- en iyi biçimde yoksulluk yaklaştırır." (s:69)
    "her haksızlık, beklentilerimize hakaret gibi gelir- her acı, her kötülük, her ruh yoksulluğu, her çirkin şey de öyle" (s: 73)
    " yaşamımızın her şey önce anne ve babalarımızın yaşamının bize emanet edilen bir parçası olduğunu düşünmeye eğilimli olmamız bizi çaresiz bırakır." (s:88)
hesabın var mı? giriş yap