embankment

• londra metrosunda charing cross istasyonuna en yakin metro duragi.
• ing. toprak set, bent.
• londra'nın en romantik mahallesidir. thames nehrinin kenarında; yürüyerek karşıya geçerken muhteşem denebilecek bir londra manzarası izleyebileceğin bir köprü barındıran, nehir kenarında şarabını alıp manzara karşısında yudumlayabileceğin mekanlara sahip aşk limanı.
  
  ayrıca istasyondan çıkınca; nehir tarafına değil de, ters istikhamete doğru çıkarken sağda gordon's wine bar vardır. havasızdır, daraltır ama mağarada şarap içiyormuşsun hissi uyandırır. tavsiye olunur.
  (bkz: gordon's wine bar)
• burada güzel bir park vardır, nehre yakın. iki masa tenisi masası da parkın demirbaşlarına dahildir. bir pound verip istediğiniz kadar oynamak serbest. top da hediyesi..
• bana göre londra'nın en keyifli yeridir. londra'nın en şikayet edilen kasvetinin ve pusluluğunun da en azaldığı noktadır. thames'in kenarından şehrin merkezine doğru yürürsünüz hele bir de güneş varsa, insan kendini kartal-pendik sahil yolunda yürüyormuş gibi hisseder. metro olarak district line buradan geçer ama, zamanınız varken burada yürümek her zaman daha iyi bir tercihtir.
• londra'da turistseniz ve gecenin bir yarısı underground'da abuk bir durakta kendinizi bulursanız, line üzerinde embankment'ı görünce derin bir oh çekersiniz. kurtuluş yakındır. bu durağın bende uyandırdığı duygu bu
• "bozo embankment'taki diğer kaldırım ressamlarını hor görüyordu. "somon kaplamacılar" diyordu onlara." george orwell - paris ve londra'da beş parasız
• londra'da bana nedense hep kartal pendik sahil yolunu anımsatan nehir kıyısındaki muhittir. tıpkı kartal pendik gibi yürüyüş ve bisiklete uygun keyifli bir yol güzergahı vardır. aslında thames embankment demek daha doğru olur zira londra'da tek bir embankment yok. ama en meşhuru thames'in kuzey kıyısında olan tabi.