• japon balıkları konusunda yazdığı entry ile dikkatimi çekmiş olan dokuzuncu nesil hoşgelmiş yazar.
  • deniz atlarının bu kadar yakıştığını görerek, her deniz atı figürünü kendisine almak istediğim; her haliyle, yazdıklarıyla, yarım hikayeleri, bitmeyen dua'sı, dava'sı ve çarçabuk kolayına gelip harcadığı raziye'si ile okumalara, sohbetine doyamadığım dost.
    sevgili yeğenim koray'ımın bi'tanecik annesi.
  • hakan günday zirvesinde kanlar, mermerler ve heykeller duruşunu hala içinde sakladığını sorduğu sorularla hissedip gizliden mutlu olduğum yılların dostu, sözlüğün badisi can arkadaş, laysa imzalı mektupların daimi sahibi.
    yalnız sorarım kendisine buradan, bir sururi bey vardı bir de sabiha (ya da meryem) ile murat vardı. ne oldu onlara?*
  • özlenen badi'dir, hiç bitmeyen uzun gecelerin hikayesini yazar, ben düşerken kollarımdan tutar, arkamdan ittirir, ruhu doyuran sohbetlerin ortağıdır.
    bir gün kaçıp geleceğim yine, ortalıklarda ol, emi?
  • bir türlü bitirilemeyen mektubuyla özlenendir.

    p.s. kitapları bitirdim, yenilerini konuşalım.*
  • küllerin gününe sayesinde kavuştuğum, özlenen, çok özlenen dost.
    keşke bir kadıköy akşamı reks sineması buluşması olsa (ah, kapandı biliyorum, ama olsa!) ya da bir mitanni buluşması (evet, o da kapandıydı) hiç olmadı bir fıccın buluşması, yahut bir çay veya üstünde dumanıyla bir salep.
    bir şehri terk etmenin en zor yanı dostlarla arayan giren mesafelermiş meğer. bir de pandemi olunca aramıza giren mesafe, ayrılık taş duvar ayrılık çin seddi!*
hesabın var mı? giriş yap