• çamur at izi kalsın yazarı.
  • tanımam etmem,tanımak da istemem dedirtendir.(bkz: yes i am feeding the troll)
  • troll aday adaylığından troll adaylığına geçiş evresi
  • (bkz: #19173356) demokratlığından diyecektim ama vazgeçtim, insanlığından şüphe duyulasıdır...
  • kendini ifade etmekte ciddi sorunlar yaşayan yazar.
  • gün gelir insanlığı ağır basar da şunu hatırlayıp utanır diye not düşüyorum:

    http://yfrog.com/0dcamasirsuyuyardimcatismp
    http://img13.imageshack.us/…sirsuyuyardimcatism.png

    resmin açıklaması:
    camasir suyu; 31 mayıs 2010 sabah saatlerinde, gazze'ye yardım götürmek için yola çıkmış mavi marmara gemisi'ne israil ordusu tarafından gerçekleştirilen ve 2 kişinin hayatını kaybedip 30dan fazla gönüllünün yaralandığı saldırı hakkında yaptığı yorumda "geberin sikimde değil arkadaş" ifadesini kullandı.
    oksijen israfının haddi hesabı yok.
  • kendisinin mantıklı ancak aşırı tepki ve duygusallık içeren yazılarının ekran görüntüleri photoshop'la değil bildiğin ms paint ile hazırlanmışa benziyor..
  • mide bulandırıcı biri. ağzından çıkan salyaları çamaşır suyu bile temizleyemez.
  • (bkz: #19224045) numaralı entarisini okudumda şimdi, iki laf etmessem içim rahat etmeyecek.

    bi kere, bana göre yanlışta olsa mantık çerçevesinde açıklamaları vardı, öyle ya da böyle inandığı şeyler uğruna birşeyler söylüyordu saygı duyduk. ancak bu yorumunda, bize; "sorarım size ne yarrak yersiniz" demeden önce ona bir hikayeyi hatırlatmak isterim.

    ""cumhuriyet'in ilanından sonra istanbul'da bir kabul töreni verilir.

    tüm dünya ülkelerinin elçileri ve ataşeleri de davet edilir. davet güzel bir şekilde devam etmektedir fakat ingiliz ataşesi olan binbaşının bakışları mustafa kemal'in gözünden kaçmaz.

    bütün davet boyunca kendisine dik dik bakmıştır ve bakmaya devam etmektedir.

    ne olduğunu öğrenmek için yaverini gönderir.

    yaver mustafa kemal'e şöyle der:

    - paşam kendisine neden ters bir tavır takındığını sordum, o da bana mustafa kemal'in çanakkale'de babasını öldürdüğünü söyledi.

    bunun üzerine mustafa kemal şöyle der:

    - git sor bakalım babasının çanakkale'de ne işi varmış?""

    uluslar arası sularda, türk bayrağının dalgalandığı gemide helikopterden inen komandolar ne yarrak yemektedirler efendim önce bunun cevabını bulalım bence. israil askerlerini sopayla dövmüşler, ben içinde 600 yahudinin bulunduğu bir gemiye helikopter'den elimde silahlarla üzerimde nazi logolarıyla inersem, üstelik kanunen hakkım olmadığı halde, acaba onların tepkisi ne olurdu? biraz empati lütfen. ciddiyse yazdıkların çok komik tamam ama, şakaysa komik değil, mide bulandırıyor.

    dünyanın bütün ordularında can güvenliği tehlikede olan asker silahına davranırmış, davranmalıdır zaten o yüzden asker. bizim gemimiz o askerlerin can güvenliğini israil topraklarında tehdit etmiyordu yalnız, sanırım o çizgi biraz ince bir çizgi değil mi?

    dünyanın hiç bir ordusu, sivile ateş açmaz. savaşta dahi bu böyledir. böyle olması gerekir. çünkü bunun ne islamla ne yahudilikle alakası var, insan olmaktan gelir. e abi askerin canı tehlikedeyse amınıza kor demeden düşünmeli sanırım, insansak eğer.

    çok ironik.
    gemide sopayla ve meyve bıçağıyla bekliyen masum insanlar askerin canını tehlikeye atıyor askerler o yüzden amınıza koyabilir.
    ama ultrasonik irail askerleri ellerinde son model silahlarıyla sivil türk gemisine uluslar arası sularda helikopterden indirme yapıyor, ve siviller size şu sisesi atamaz, sopayla vuramaz.

    neden?
    çünkü gözünü sevdiğimin çifte standartını en güzel biz uyguluyoruz.

    kafanız basmıyor sanırım?
    o gemideki herkesin elinde silah olsa, askerlerin oraya öyle inme hakkı yok. hak hukuk diyen sizdiniz yıllardır, ne oldu, ne değişti bilemedim.

    yazıklar olsun.
hesabın var mı? giriş yap