anarco poeta

• sony vaio'lar ile ilgili sormuş olduğum sorulara çok kısa bir süre içerisinde üşenmeden iki ayrı mesajla 23 satır yazarak cevap vermiş arkadaş canlısı yazardır.
  
  (bkz: ama arkadaşlar iyidir)
• sadece beynini okumuyorum, ciğerini biliyorum ben bu kişinin.
• kendisine mektup yazmamı istedi, fin olmadığı için reddettim. sonra dedim üç günlük dünya, seni mi kıracağım. buyursun:
  
  "sevgili anarco poeta,
  
  son yıllarda büyük uğraşı içerisinde olduğun edebi hayatının zorluklarını tahmin etmekle beraber sevgili dostum, lütfen bastığın dergilerin hem de kapağındaki şiirlerde yazım hatası yapma. rezil eder, kalbini kırarım. ayrıca mesaj yazarken şu mesajına cevap bu da bu mesajına cevap notları ekleyerek zekamdan şüphe ettiğinin belirtilerini görmekteyim. bu beni, takdir edersin ki, ziyadesi ile üzüyor. lütfen böyle şeyler yapma. bir de günümüzde henüz copy paste icat edilmedi. bu konularda fransız sanat camiasına kulak ver. seslerini dinle. ek olarak google wave davetiyen hala elime ulaşmadı, bilgin olsun.
  
  yours sincerely,
  
  deliberte
  1789, paris"
• sağlığından endişeliyim, şöyle ki:
  
  "sevgili dostum,
  
  son zamanlarda çok alkol alıyorsunuz. redaktörün gözlerinden kaçan kelimelerden değil ama, sağlığınızdan endişeliyim. lütfen kendinize dikkat edin ve alkolün arkasına sığınmayın. sonra "bu içki entry'li iken girilmiştir olmasın." rica ediyorum sizden.
  
  deliberte,
  ada sahilleri, 1850"
• 1789'da yazdığım mektuba 1780'de cevap vermeyi başarmış zaman ve mekanda sınır tanımayan kişi.
• bana yazdığı mektuptan sonra matematiğinden de şüphe ettiğim şayir:
  
  "sevgili dostum,
  
  9 yıl geri gidip cevap verdiğiniz mektubuma 50 yıl değil 70 yıl sonra cevap verebildim. hala hayatta olmam ise kaderin garip bir cilvesi, bundan sonra mektuplarımda bilinç akışı yöntemini kullanıp zamanı alt üst etmeyi planlıyorum. ve bence matematiği matematikçilere bırakmanızın vakti gelmiştir. yormayınız kendinizi. gönderdiğiniz south park hızlı resimlerinin olduğu linkte tüm sesler birbirine karıştığı için maalesef bir şey anlayamadım ve kafam şişti, öyle şişti ki doktorlar çaresi yok diyorlar. bir de rica ediyorum bari mektuplarınızın üzerine şarap dökmeyin. okumakta zorlanıyorum.
  
  her zaman içi buruk bir sevgiyle hatırlayacağınız dostunuz,
  deliberte
  1877, zincirlikuyu mezarlığı."
• "sevgili dostum,
  
  1800'lerdeyiz, ne javası allasen? kendinize gelin!
  
  dostlukla,
  
  deliberte,
  1800'ler, starotosfer"
• bana küsmüş. barış güvercini yolladım, bakalım ne cevap verecek. (yahu koskoca adamlarsınız, iki mesaj gözümüzden kaçtı diye küsülür mü be? hatta itiraf edeyim, cevap vereyim derken mesaj sekmesinin ancak yüklenmesi yüzünden cevap ver yerine yüzlerce kez sil'e basmışımdır. nicki hatırlamıyorsam ya da daha okuyamamışsam -o da oldu- cart diye siliniyor. ya da çok mesaj olunca gözden kaçabiliyor. size hiç mi olmuyor yahu? yapmayın evladım, etmeyin.)
  
  kedith: canım badim, biricik badim, kızım sana söylüyorum gelinim sen anla badim benim, seni sitemkar sananlar utansın! ahahahha donla da tekila içip sızan badim, şimdi, beni yine rezil ettin diyecek badim, benim bi tane badim be!
• adeta bir felaket tellalıymış.
• bence ölmesin ama akıllı olsun, coşkun kimyacı duyguları ile doktorluğa soyunmasın, canı sıkıldığı için tanımadığı insanların hassas duygularla girdiği entry leri maymuna çevirmesin. bir de bu sene bir yaş daha büyüsün. kendisinden ricalarım bunlar şimdilik.