• sabahın beş buçuğunda telefon çaldı'dan:

    "politikada hep görürüz.adam milletvekili seçilmiştir, vaat üstüne vaat. mal varlığı deklare eder, beş milyar nakit para, maltepe'de bir daire. elli beş yaşına gelmiş kasaba avukatı. siyasete soyunmuş. daha kendi kıçını kurtaramamış ama bu milleti kurtaracak ha?"
  • içinde bulunan balerina adlı öyküde birinin pişman da olsa, vicdan azabı da duysa hatta belki gerçekten sevse de değişemeyeceği, kendini engelleyemeyeceği, iç hesaplaşması çerçevesinde çok gerçekçi biçimde alatılmıştır. hele mevzuya "kırgınlığını genelde belli etmeyen o" cephesinden de bakabiliyorsanız, acıtacak kadar gerçekçidir. ama gerçeği kabullenmek açısından da faydalıdır. 5 ay önce canımı çok acıtan bu tür bir olaydan sonra okuduğumda hissettiklerimi geçen zamana rağmen yine hissedebiliyorsam, gerçekten de bu tür bir insan değişemez. kendi de bu duruma üzülür belki, böyle olmasını istemez; ya da kendi tercihidir bu hayat,bu şekilde mutludur; bilinmez, ama sonuç olarak değişmez.
    balerina'dan:
    "kızın takdir-i şayan gayretine rağmen gecenin sonunda canım illa da yatmak istemiyor. mu acaba? galiba... belki de artık asıl beraber olmak istediğim insanla vakit geçirmek istiyorum. karışık duygularla dolu bir yaz bu. her şey yolunda gözükse de sabaha pişman olacağım, biliyorum için için. ama pişmanlığın lüksünü yaşayan bir insanım. ben bu yaşıma kadar bin defa pişman oldum. bin bir olsa ne olacak? nedense herkesin ağzına ciklet gibi, "yaptığım hiç bir şeyden pişman değişim" klişesi var. ben pişmanım. büyük pişmanlıklarım bende gizli ama lüzumsuz bir kadınla yatmak gibi eften püften konulardan pek de canımı sıkmadan bahsedebiliyorum. atla deve değil. hatasız yaşamak imkansız. buna kendini zeki sananların aklı ermez. benim erer.
    neredeyse o'nu aldatmayacağım günleri iple çekiyorum. on yıl içinde kurtulacağım. yaşlanınca tabii ki kendimi de bağışlayacağım. bir kadını severken başka bir kadınla yatmak umarım sadece benim özelliğim değildir. hayret, ilk defa diğerleriyle ortak bir özelliğim olsun istiyorum. suçlu vicdan nelere yol açıyor, bakın. eskiden sayı çoğaldıkça vicdan azabı azalır ve belki bir gün hiç kalmaz zannederdim. değilmiş."
    (...)
    "aklima yine o geldi. benden hiçbir zaman hiçbir şey istemeyen o. kırgınlığını genelde belli etmeyen ama yüzündeki çizgileri derinleşen o. hiçbir konuda beni dinlemezdi o. çıldırtacak kadar bağımsız davranır, benim dünya görüşümü sarsardı. onun yanındayken kainatın benim etrafımda döndüğüne veya evrenin merkezi olduğuna dair inancım küçük parçalara ayrılırdı. (...)
    hakikaten gücendiği zamanlar varlığımı yok farz ederdi. bu, bana en büyük cezaydı. bana yaşattığı duygular kendimi yeniden tanımama yol açardı. bana hayranlık duyan, itaatkar, tüm eğlencelere hazır ve nazır kadınlara kendimi hiçbir zaman tek gecelik ilişkiler dışında kaptırmamama rağmen bunun tam zıddı bir kadınla da uzun vadeli baş edemeyecek kadar zayıf oluşum ve o olmadan da hep tadımın tuzumun kaçtığı da bir gerçek. bencillik misyonu tamamlanmamış narsisizm zavallılığının bir başka boyutunu temsil ettiğimi düşünüyorum. salağım ben."
hesabın var mı? giriş yap