• ispanya'nın güneydoğusunda akdeniz'in kıyısında şirin bir ispanyol-endülüs kenti ('almería' diye yazılır).

    tepesinde mağriplilerden kalma görkemli bir kalenin bulunduğu yüksek bir dağın eteklerindeki şehir, 955 yılında emevi halifesi 3. abdurrahman tarfından kurulmuş. zaten şehre adını bu muazzam kale vermiş (al-meria, arapçada 'gözetleme' anlamında bişey olsa gerek). alhambra'dan sonra ikinci büyük endülüs kalesiymiş* (bkz: alcazaba)*.

    iklimi çok sıcak ve kuraktır. hatta o kadar ki avrupa'daki tek çöl bu şehirdedir. fakat buna rağmen ispanya'nın en önemli tatil beldelerinden birisidir. avrupa'nın almanı hollandalısı plajlarını doldurur. bu arada söylemeden edemiycem, eğer bir gün yolunuz almería'ya düşerse avrupa'nın en büyük nüdist plajını görmeyi unutmayın*. iyi aile çocukları bunun yerine avrupa'nın en büyük teleskopunu ve yine en büyük güneş enerji santralini ziyaret etmeyi tercih edebilirler.

    bu arada kentte özellikle afrika-arabistan konulu pek çok film de çekilmiş (bkz: lawrence of arabia) (bkz: cleopatra) (bkz: patton) (bkz: indiana jones and the last crusade) (bkz: the good the bad and the ugly). hatta o zamanlar inşa edilen vahşi batı kasabalarını bugün bile görebilirsiniz.

    kentin yakınlarındaki neolitik dönemden kalma bir mağarada bulunan bir resim (elleri arasında bir gökkuşağı tutan adam figürü) bugün kentin sembolü durumuna gelmiş (bkz: indalo). sembolün tam anlamı bilinmemekle beraber, bir tür şaman veya antik tanrıyı simgelediğine, şans ve bereket getirdiğine ve kötülüklerden koruduğuna inanılıyor. http://www.indalo.de/_borders/top.ht1.gif
  • arapça el-meriyye isminin ispanyolca'ya evrilmiş hali.
  • (bkz: #10266266)
  • akdeniz kıyısında bir ispanya şehri. geçen sene ntv'de bir belgeselde uydudan çekilmiş sera fotoğraflarını görüp inanamamıştım, bu sene kendimi ispanya'da bulunca gözümle görme fırsatım oldu. denizden içeriye doğru belirli bölgelerde tahminimce 4 5 kilometre devamlı olarak sera var. genel olarak şehrin etrafı da seralarla çevrili. özellikle orada rastladığımız türk dönercesinin söylediğine bakılırsa şehrin futbol takımının(ud almeria) başkanı oranın en zenginlerindenmiş. günde 1050 ton sera domatesi ihracatı yapıldığını falan söylemişti dönerci. cidden çok büyük bir rakam. almeria avrupanın en büyük meyve sebze pazarlarından biri kuşkusuz.

    şehre girdiğinizde sanki çöl üstüne inşa edilmiş hissine kapılıyorsunuz. ama genel olarak rahat bir şehir. çok fazla hostel olmaması dikkatimi çekmişti. ama bizim bulduğumuz hostel çok iyiydi(hostel americano), denizi ise malaga'dan iyi valencia ve alicante tarafından biraz kötü bence.

    şehirde tarihi bir kale var ispanyolca ismini tam hatırlamıyorum(şu an yukarıdaki entry'ye baktım ve alcazaba olduğunu gördüm) ama ben gezip görememiştim, fakat merkezi bir yerde yürüyerek de ulaşabilirsiniz bence. ama giderseniz ana cadde üzerindeki türk dönercisine uğrayıp bilgi alın. çok yardımcı olacağına eminim
  • andalucia ozerk yonetiminin en dogusundaki kucuk ve tipik bir ispanyol sehri. ispanya´nin ve avrupa´nin pek cok bolgesine domates, biber vs ihracati yapan bu sebepten endulus bolgesinin kisi basina dusen gelir dagilimi bakimindan en yuksek sehridir. google earth`ten bakildiginda cevresindeki seralarin boyutu gorulebilir. tabiki seralar esittir is gucu oldugundan cok sayida gocmenin bulundugu bir sehirdir. ozellikle afrika ve guney amerikadan cok sayida goc almistir. almeria'ya bagli roquetas mar ve el ejido kasabalari seralara yakinligi ve kiralarin ucuzlugu sebebiyle gocmenlerin çoğunlukta olduğu belli başlı yerleşim birimleridir. 120`den fazla farkli milletten vatandas icermesiyle avrupa`nin en cok uluslu kasabalarıdır. keza oraya giden otobusler birlesmis milletler otobusleri gibidir.
    almeria ile ilgili dikkat cekici bir diger ozellik ise gocmenlere yapilan ayrimcaliktir. ozellilkle bir gece kulublerine fasli veya latin amerikali bir arkadasinizla gittiginizde iceri girememe olasılığınız yüksektir. sebebini sordugunuzda ise cevap vermezler. gece hayati ispanya normlarinin altindadir. mojacar ve aguadulce gibi yerlerde daha cok diskolar ve gece kulupleri bulunabilir. fakat arabaniz yoksa buralara ulasim zordur.
    gezilecek gorulecek yer olarak sehir merkezinde alcazaba kalesi ve katedrala gidilebilir. bunlarin disinda avrupa´nin tek çölünün bulundugu tabernas´taki mini hollywood´a ve cabo de gata dogal parkina gidilebilir.
    insanlari genel olarak sicak kanli ve guler yuzludur. kizlari guzel ama bir o kadar ayni fabrikadan cikmis gibidirler. kendilerini sokak ortasindan ellerinde sigara, topuklu ayakkabi mini etek kombinasyonlariyla, esmer ve siyah kakulleriyle bagira bagira konusarak ve kahkahalar atarken gorebilirsiniz.
    ingilizce konuşan bulmak çok zordur. gençlerde bu gruba dahil olmak uzere hemen hemen hic kimse ingilizce konusmayi bilmez ve bir de bunun ustune ispanyolcalari ağır aksanlidir. oyleki uzun yillar ispanyolca okumus biri bile iletisim kurmakta sikinti yasayabilir. ornegin anadili ispanyolca olan perulu bir is arkadasimin dahi almeria`ya ilk geldigi 1 ay kimseyi anlayamamasi bu durumu en iyi aciklayan ornektir. kelimeleri cok yuvarlayarak konusurlar ve kelime sonlarindaki s harfini kesinlikle telafuz etmezler.
    sonuc olarak almeria cok fazla bir ozelligi olmayan ama sicak ufak bir sahil sehridir. kafa dinlemek icin tercih edilebilir. ispanya gezi programina dahil edilmesine pek gerek olmayan sehirdir. 1 saat uzagindaki granada gibi buyuleyici bir sehirin yaninda sadece gecerken ugranilan bir sehir olmaktan oteye gidememistir.
  • avrupa kıtasında bu denli nemli sıcağı, afrika havasını ve çölü bulabilmek sürpriz oluyor spanish caravan ile buradan geçerken.
  • kız olursa almeria; erkek olursa almeida.
  • dünyadaki en büyük seracılık bu bölgededir. aşağıdaki fotoğraf dafuq çektirir adama.

    http://tinyurl.com/7b8dw92
  • lifehouse'un 11 aralık'ta piyasaya çıkan son albümünün adıdır aynı zamanda.
  • kırık ve kekre bir öğün yemek rahip için
    demir artıklarından, külden, gözyaşlarından
    bir yeraltı öğünü, iç çekişlerden ve yıkılan duvarlardan,
    bir öğün yemek rahip için, almería’nın kanıyla pişirilmiş.

    bir öğün yemek bankere, mutlu güney’in
    çocuk yanaklarından bir öğün, patlamalardan
    bir öğün, hissiz sudan ve harabelerden ve dehşetten,
    kırılmış millerden ve ezilmiş başlardan bir öğün,
    siyah bir öğün, almería’nın kanıyla pişirilmiş bir öğün.

    her sabah, hayatlarınızın bulanık sabahlarında
    bulacaksınız o buharlı ve sıcak öğünü her biriniz:
    yumuşak ellerinizle kenara itmeye çalışacaksınız
    görmemek için, sindirmemek için defalarca:
    kenara iteceksiniz ekmekle üzümler arasında,
    her sabah orada duracak olan
    suskun kandan bu öğünü,
    her sabah.

    garnizon eğlencesinde, her bir eğlencede,
    albaya ve albayın karısına bir öğün
    yeminlerin ve tükürüğün üzerinden, şafağın şarap ışığında:
    ki görmeyesiniz o titreyen şeyi ve soğuğu dünya üzerinde.

    evet, hepinize bir öğün, orada ve buradaki zenginlere,
    elçilere, bakanlara, yıldıran şölen misafirlerine,
    derin koltuklarda çay içen kadınlara,
    ezilmiş ve taşan bir öğün, yoksul kanla lekelenmiş,
    her sabah, her hafta, her zaman,
    almería’nın kanıyla pişirilmiş bir öğün, önünüzde, her daim.

    şilili şair pablo neruda şiiri. çok sevdiğim.
hesabın var mı? giriş yap