• mümkünatı olmamakla birlikte, bir kısım zevat tarafından yapılmaya çalışılan bir şeydir.

    açıklayacak olursak, hanımkızımız ya da onun üstünde vesayeti olan yakını (baba, eş, abi, anne vs) türbanın farz olduğuna inanmıştır. saçının tek telini gösterirse bilmem ne kadar yıl cayır cayır yanacaktır. ancak başındaki türban da yasal ya da sosyal engeller nedeniyle kendisine ayakbağı olmaktadır. çözüm olarak, kafasına peruk geçirmek gibi bir cinlik düşünür ve uygular. bir kısmı doğrudan kafasına geçirir, bir kısmı da türban takar, onun üzerine geçirir. (bkz: turbanin ustune peruk takmak)

    şimdi bu muhteremlere sorsanız allah başörtüsünü farz kılmıştır. bence kuran'da öyle bir hüküm olmamakla beraber onların mantığından devam edelim. allah başörtüsünü farz kılmıştır çünkü, erkekler potansiyel tacizci ve tecavüzcüdürler; ve kadının saçını görünce libidoları şaha kalkar. işte bunun için kadının sarılıp sarmalanması, paketlenmesi emredilmiştir. kadının saçlarını göstermemesinin amacı erkekleri tahrik etmemektir yani. artık saçtan da tahrik olan erkek ne tür bir şeyse.

    işte amaç buyken ve kafaya takılan peruk zaten dışarıdan bakan için saç fonksiyonunu ifa ediyorken bu peruk takma eyleminde takiyye teşebbüsü vardır. kendi inancına göre, allah'ın türbanı neden farz kıldığı belli. ama takılan peruk o nedene aykırı bir durum teşkil ediyor. her yerde hazır ve nazır olan, kuluna şahdamarından yakın olan allah sanki anlamıyor bu ali cengiz oyununu. buna hukukta hukuku dolanmak denir. (bkz: yasanin cevresinden dolanmak) islami terminolojide de hile i seriye diye bir kavram var.
  • islami finans sektöründe de görülen bir çabadır. gerçi temeli faiz olan bir ekonomide kar ortaklığı safsatası da düpedüz bir aldatmadır* ama bu uzun ve ehlinin irdeleyebileceği bir konu olduğu için bir iki somut örnekle yetineceğim şimdi.

    şimdi biliyorsunuz kredi kartı diye bir şey var. nakit çekebiliyorsunuz. ancak çektiğiniz para için belli bir oranda faiz ödemek durumunda kalıyorsunuz kartı veren bankaya. islami finans kurumları da müşterilerine kredi kartı veriyorlar haliyle. ortada bir pazar var. ama müşteri kredi kartından para çekdiğinde ne olacak? malum faiz haram. şimdi finansçı bir dostumun anlattıklarını özetlemeye çalışayım. örneğin kuveyt türk çözümü bulmuş. önce "kredi kartı verirken komisyon almak caizdir" diye bir fetva alıyorlar. sonra da müşteriye kartı verirken "müşterinin kredibilitesini ölçmek kartı hazırlamak nakit çekme imkanını sağlamakla müşteriye bir hizmet veriyoruz" deyip bu hizmetten dolayı sağlam bir komisyon talep ediyorlar ve bu komisyonu alıyorlar. örneğin 1000 ytl limitli bir sizcard için 200 ytl üyelik ücreti. beylerimiz faiz almamış oluyorlar ama oranladığın zaman faizden daha çok para tahsil etmiş oluyorlar. artık allah mı kanıyor(!), müşteri mi kanıyor bilemem sistem yürüyor. müşteri de faize bulaşmadım diye sevindirik oluyor.

    diğer bir örnek de bank asya. onlar da kart borcunun geç ödenmesi durumunda yaşanan sorunları aşmak için bir fıkıhçıya hayrettin karaman'a danışmışlar. "hocam şimdi bizim müşteri kredi kartı borcunu geç öderse biz o parayı kullanamıyoruz. bu yüzden o parayı kredi olarak verdiğimiz zaman alacağımız kar payından mahrum kalıyoruz. bu nedenle kart borcunu geç ödeyenlerden aylık yüzde 4 mahrum kalınan kar payı almak istiyoruz caiz midir?" hoca da vermiş fetvayı "caizdir" deyu. yine faiz almamış oluyorlar akıllarınca. faizin adı yoksun kalınan kar payı oluyor.
hesabın var mı? giriş yap