20 mayıs

• kokulya fırtınası zamanı.
• sessiz dünya sakinleri günü.
• lise öğrencilerinin tatil olduğu kutsal gün.
• dünya metroloji günüdür:
  
  http://www.bipm.org/en/convention/wmd/
• ilköğretim okullarında, tatil olup olmadığı her yıl tartışılan gün. sonunda yönetmeliğe bakılır tatil olduğuna karar verilir. ertesi yıl tekrar aynı tartışmalar yapılır.
• ali sami yen'in doğum günü. ^*
• petr cech ve iker casillas'in da doğumgünü bugündür. football manager'da 20 mayıs doğumlu kalecim asım da çok iyiyidi. bi ben kova olmuşum bugün doğup :(
• doğum günüm. bence avantajı bu tarihin insanların aklında kolayca kalması. evet okullar tatil olurdu ve ben doğum günümün okulda kutlanmasını çok istediğimden hiç istemezdim tatil olmasını. kısmet olmadı, şimdi çalışıyorum tatil olmuyor fakat kutlayan da olmuyor. belki o zaman da öyle olacaktı kim bilir..
• şanslı kişilerin doğum günüdür bende onlardan biri olduğuma göre bu güne özel pasta almalıydım ve tercihimi özsüt meyve bahçesinden yana kullandım.
  
  http://g1205.hizliresim.com/x/n/6bdf5.jpg
  
  ne olur ne olmaz diye 1 kg da hacıbabadan baklava aldım.
  
  http://g1205.hizliresim.com/x/n/6bdqy.jpg
  
  her doğum günümde olan şey yani kimselerin gelmeyişi yüzünden bunların hepsini ben yemek zorunda kalacağım.
• benim için sanırım sıradan bir gün artık.
  şu an için hissettiklerimi kelimelere dökemesem de tam olarak hislerime en iyi tercüman julide özçelik olmuş aslında "sıradan bir gün" adlı eseriyle...
  https://www.youtube.com/watch?v=pxlezgs6hly
  
  sözleri ise;
  
  "sıradan bir gün
  yürüyorum yolda
  çaresizlk var bakışlarda
  herşey anlamsız
  çabalar hep boşa
  dönüyorsun bak sen hep başa
  herkes kaybolmuş
  yaşam kavgasında
  nefes almak yok
  çalış durma
  çocuğum sorar
  bu nasıl karmaşa
  anlam veremez
  güler sana
  
  dön sen dön
  hiç düşünme
  doğduğun ana dön
  dön sen dön
  hiç düşünme
  en saf haline dön
  
  alıp başını düşersin yollara
  aklın hep kalır uzaklarda
  uzağı boşver
  yakınla yetin sen
  kaybedersin hep çok istersen
  
  kaygılarım var
  yaşarken öldüren
  umutlarım var gülümseten
  
  bazen dilersin
  birşeyi çok içten
  gerçekleşir bak vazgeçmezsen
  
  dön sen dön
  hiç düşünme
  doğduğun ana dön
  
  dön sen dön
  hiç düşünme
  en saf haline dön"
  
  her geçen gün daha da kötüye giden bir ülkede, önümü, geleceğimi göremeden, emeklerimin su gibi buhar olup uçtuğu, basit şeylerden mutlu olabilmenin dahi zorlaştığı, içten gelerek söylenen şeylerin azaldığı, duyarsızlığın tavan yaptığı, tüketip harcamanın herşeyin önüne geçtiği, en ucuz şeyin ekmek ya da su değil insan hayatı olduğu bir yerde var olmaya çabalamak beni yoruyor.
  
  olsun hayatta var olma savaşını bırakmamak lazım yine de, hayallerin peşini bırakmamak, onlara doğru koşmak gerek sanırım.
  durmadan, bıkmadan...
  
  işte bir 20 mayıs daha geçti hayatımdan, umarım geçen zaman içinde iyi şeyler bırakmışımdır arkamda...