• ace sumatra ulusal kurtulus cephesi ya da hür akce hareketi baskanı ve ace sumatra devlet başkanı tunuku hasan di tiro'nun 4 eylül 1976'dan 29 mart 1979'a kadarki günlük faaliyetlerini kapsar. hasan di tiro'nun 1980'de öldüğüne dair haber yaydı endonezyalılar ama hiçbir zaman cenazesi kaldırılmadı ve hakkında daha sonra onlarca haber cıktı.

    "bu kitabı, daha önce atalarımın, şimdi de beni takip edenlerin dökülen kanlarıyla mukaddesleşen bir düşünceye şahit olarak, şehitliğe hazırlanırken yazdım. bir şeyin değeri, onun yapabileceğiyle değil, bizim onun için feda etmeye hazır olduğumuz şeyle belirlenir. özgürlük, kendimiz için, halkımız için ve ülkemiz için tam bir sorumluluk yüklenmek demektir. özgürlük, artık güçlüklerden, zorluklardan, sıkıntılardan, acılardan ve ölümden korkmamak demektir. özgürlük, bizi diğerlerinden ayıran mesafeyi gözler önüne sermektir.
    nasıl ölüneceğini öğrenmiş bir kimse, artık bir köle ya da sömürge olamaz. özgür olmak isteyen kimse, her zaman savaşmaya ve ölmeye hazır olmalıdır. özgür insan, bir savaşçıdır. özgürlüğümüzü korumak için atalarımız, her türlü acıyı çektiler, çok büyük fedakarlıklar gösterdiler. her şeye cesaret ettiler ve şehadete erdiler. şimdi daha fazlasını yapma sırası bizdedir."
  • burcu güneş'in söyle adıyla da bilinen bir şarkısı. sözleri için (bkz: #10999674)
  • özgürlüğün bedeli: emmanuel robles' in kaleme aldığı latin amerikan halklarının zamanında ve "şimdi"ne gibi zulümlere maaruz kaldıklarını resmeden iki perdelik tiyatro oyunu.
    bir dönem özverili çalışmak denen o tortunun bir iki damlasının gösterildiği, ciddi fedakarlıkların sarfedildiği emeği geçen herkesin teker teker anılıp tebrik edilmesi gereken muğla eğitim-sen tiyatro topluluğunun (mett) ilk oyunu da denebilir.
    ikinci oyun şule gürbüz ün yazdığı "akıl yoktur"
  • "emmanuel robles’in, “özgürlüğün bedeli” adlı oyununda mekan, zaman ve kişiler bellidir. ispanyol asıllı bir venezüella soylusunun oğlu olan simon bolivar, 1807 yılında girdiği ülkesini ispanyol istilasından kurtarma savaşımını, 1825 yılında güney amerika ülkelerinin bağımsızlıklarını elde etmesine kadar sürdürür. bolivar, kolombiya’nın ve peru’nun devlet başkanlığını yapar, adı kurtarıcısı olduğu ülkeye verilir: bolivya.

    simon bolivar, her ne kadar bu aşamadan sonra otoriter eğilimlerini yansıtan ve ömür boyu sürecek bir başkanlık, yetkisiz bir yasama organı ve sınırlı oy hakkı öngören bir anayasa hazırlasa da, başarı sağlayamaz. çağdaşları ulusal devlet modellerini benimserken, bolivar bir kıta birliği ister ve kendisini bu birliğin dayanağı olarak görür. gerçekten de 1830’daki ölümüne kadar geçen sürede yaşanan iç savaşlarla, kıta ülkeleri ayrı cumhuriyetler olarak bölgedeki yerlerini alırlar.

    işte “özgürlüğün bedeli” bu savaşımın bir noktasında geçer. bolivar’ın başı derttedir ve neredeyse ispanyol askerlerinin eline düşmek üzeredir. ancak bir ispanyol subayı baskını haber vererek onu kurtarır, kaçmasını sağlar. bu subay, montserrat’dır ve bolivar’ın nerede gizlendiğini bilmektedir. bir diğer ispanyol subayı izquierdo ise, montserrat’nın ihanetini bilir ve ondan tek bir şey ister: bolivar.

    izquierdo’nun, montserrat’yı konuşturmak için bulduğu yol kendince pek parlaktır. pazar yerinden öylesine toplanan altı kişi, montserrat ile aynı hücreye konulacak ve onlardan canlarına karşılık bir şey yapmaları istenecektir: montserrat’yı konuşturmak. eğer, bolivar’ın yerini söyletemezlerse, hepsi kurşuna dizilecektir. oyun, altı kişinin tek tek öldürülmeleri, montserrat’nın inadını kırmaması ve bir altı kişi daha toplanacakken bolivar’ın kaçtığı haberinin gelmesiyle biter. montserrat linç edilirken, bolivar puebla’ya girmektedir."

    http://birdaha.blogspot.com/…9/01/zgrln-bedeli.html
  • şu aralar erzurum devlet tiyatrosu'nda oynanan oyun.

    --- spoiler ---

    bu kadar kini nasıl biriktirdin?

    --- spoiler ---
  • eskişehir tiyatroları'nda şu anda oynanmakta olan ömrü hayatımda izlediğim en sıkıcı tiyatro oyunu. çıkışta seyircilerin yüzünde oyunun nasıl bir oyun olduğunu anlayabilirsiniz. oyuncular on numara konu ise berbat.
  • 28 mart 2013 tarihinde eskişehir'de izleme şansına eriştiğim müthiş oyun. bakmayın kötülendiğine, şimdi futbolun efendisi olmuş ispanyolların kolonileşmek uğruna güney amerikada ne şerefsizlikler yaptığını gözler önüne seriyor.

    oyunda hiç görmediğimiz ama sürekli bahsedilen simon bolivar ise güney amerika'nın esir edilmiş halkının tek umudunu simgeliyor.

    ayrıca oyuncuları ayrı ayrı kutlamak lazım, iki perdelik oyunu tek perdede oynayıp tüm salona (oyun sırasında muhabbet eden bir kaç öküz hariç) tam konsantrasyonla izletmeyi başarmışlardır.

    selam olsun size sermet yeşil, sinan demirer, mert kırlak, burcu tutkun oruç, berkay akın, emir izci, hakkı kuş, emre demirci, nagihan orhan, yalçın özen, ilker alemdar, ozan çolak, saffet öztürk ve nurşah aykut.
hesabın var mı? giriş yap