• margaret mitchell´in yazdigi bir epos, konu ise kaprisli güney güzeli scarlett o´hara´dir...ve rhett butler´le birle$ememeleri.
  • amarka'da bi kuzey-güney sawaşı wardır, tam da o sırada, bi kumarbaz ile bi zengin mağrur birbirlerini sewerler, oysa zenciler acayip köledir, bunlar aşk içinde debelenirlerken sawaş dolu günler geçip gider, ferahlık gelir ortama... bi scarlett bi de clark gable fanları doğar, efsane olur bu film...

    türkiye'de ruzgar gibi gecti diye bilindiği bilinir...
  • swing doneminin en onemli caz bestelerinden bi tanesidir. ella fitzgerald'in yanisira billie holiday gibi yilisik bi ses tarafindan bile icra edilebilmistir, ki bu neseli bi sarki icin gercekten zor bi seydir
  • blackmores night'in under a violet moon albumunde yer alan polyushko pole uzerine ingilizce yazilmi$ hafif abidik sozlerle yer alan bol gitar sololu guzel parcasi.
  • klasikler arasinda hep basta gelmesinin bir sebebi de savas alani sahnelerinin buyuklugu ve gercekciligidir
  • melanie'nin kuzey-güney savaşı boyunca, 21 ay süren hamileliği olduğuna dikka tedildiğinde ürkütücü, şaşırtıcı, çığır açan film.
  • blackmores night'ın 1999 yılında çıkmış under a violet moon albümünden bir şarkı..

    twisting turning
    the winds are burning
    leaving me without a name
    how will we ever find our way...

    snow was falling
    i could hear the frightened calling
    fear taking over every man
    life meaning nothing more than sand...

    wind will sweep away
    the traces i was here
    a story in a teardrop
    that's all i have to give...

    rage inferno swallowing the life that i know
    strength is the only way to fight
    you must look up to see the light...

    gone with the wind...

    take all i know
    turn it into darkened shadows
    they'll disappear in the sun
    when a new story has begun

    she survived the nightmare
    began a whole new life here
    but i can see behind those eyes
    she still sees those fires in the night...

    twisting and turning
    oh, the winds are burning
    leaving me without a name
    how will we ever find our way...
  • kuzey güney savaşının sub plot olarak yer aldığı ürkütücü bir aşk filmi. clark gable, vivien leigh, leslie howard, olivia de havilland başrollerde yer alırlar, bu film yüzünden hepsinin kariyerinin taban satış fiyatları artmıştır.
    çok uzun bir filmdir, fakat epey essential sahne barındırmaktadır, holivud'da en çok gönderme yapılan milestone filmlerden biridir bu. scarlett'in döverek bir at öldürdüğü ve "as god is my witness they are not gonig to lick me" dediği sahneler ise dha önce dikkatimi çekmemiş idi*.

    melanie'nin hamileliği ise 21 ay sürmekten epey uzaktır, kendisi ashley'in savaş ortasında yılbaşı izni için geldiği dönemde hamile kalmakta, savaş bitip ashley eve döndüğünde onu kucağında yürüyecek kadar büyümüş bebeği beau ile karşılamaktadır.
    yarasa kulaklı hot clark filmde vivien leigh'in dörtte biri kadar görünmesine rağmen onun dört katı para almıştır.
  • kitap rüzgar gibi geçer, okuduktan sonra hayat bir daha eskisi gibi geçmez.
  • filmin sonuna yaklastikca insan filmden "fazla cektirme insanlara, bak sen de fena cekersin sonra" gibi bir mesaj cikariyor. filmin sonunda da scarlett icin uzulsun mu yoksa "zaten hak etmisti" gibi bir tutma girsin sasiriyor, yine de birbirlerine asik iki kisinin gereksiz inat ve kaprislerden dolayi ayrilmalarina uzuluyor.
hesabın var mı? giriş yap