• 1938-1996 arasi yasamis, kürtler arasinda cok meshur olmus bir türkücü, ayşe şan..diyarbakir'li zengin bir ailenin cocugu olarak dogdu, evlerinde siklikla kurulan dengbej meclislerinde buyudu. erken yasta yurumeyen bir evlilik yapti, sonrasinda cocuguyla birlikte gaziantep'e yerlesip bir taraftan terzilik yaparken, bir taraftan da abdullah nail baysu'nun da yardimiyla gaziantep radyosunda turkce turkuler soylemeye basladi. kurtce turku soylemek istegiyle, istanbul'a gidip, 1960'larin nisbeten ilimli ortaminda kurtce plaklar cikardi. bir taraftan geleneksel dengbej parcalarini yorumlarken, bazen kendi yaptigi, daha kisisel parcalari da seslendirdi. kurtce'nin "sakincali" bir hal almasi ile, ayse san da nisbeten unutuldu, bir ara irak'a yerlesip cizrawi gibi bazi irakli kurt muzisyenlerle sarkilar soyledi. sonrasinda turkiye'ye dondu, ama kurtce yasagindan dolayi pek sesi solugu cikmadi. kasetleri el altindan satilmaya devam etti guneydogu'da. 1996'da kansere yenik dusup, yasadigi izmir'de vefat etti. yasadigi sirada yasakli olan kasetleri, artik internet'teki turkce alisveris sitelerinde bile kolaylikla bulunabiliyor..
  • trt6'nın test yayınında görüldüğü üzere unutulmamıştır. hayatında kürtçe yaşamış olmanın sıkıntısını görmüş birisi için, bir nevi devlet tarafından itibar kazandırılmıştır.
  • müzik yaşamına ilkin ilahiler söyleyerek başlamıştır. eyşana kurd, eyşe xan, eyşana eli olarak da bilinir. dayike'yi seslendirirken etkilenmemek imkansızdır.
  • bugüne kadar hakkında o kadar şey anlatıldı ki bütün cümleler eksik kaldı onu anlatmaya. çalkantılı dönemin içinde doğmuş, ezilen bir halkın içinden doğmuş ve o ezilen halkın içindeyse kendi kimliğinden kaynaklı zorluklarla karşılaşmış kadife sesli bir kadın, bir müzisyen… dedim ya onu ne kadar belli kalıplara sığdırmaya çalışsak da her zaman bir şeyler eksik kalıyor.

    demokrasiye sahip olan bu ülkede her daim despot bir yönetimle yaklaşan bir yönetimde sadece ayşe şan baskı altında değildi. onu dinlemek isteyen bizlerde, kasetlerini korkarcasına sakladığımız bizler de öyleydik. kasetleri her zaman el altından satıldı.
    kürt müziğinin efsanevi kadın seslerindendi… bugün 40’lı yaşlarda olan hemen bütün kürtlerin ilk gençlik yıllarına onun şarkıları damgasını vurdu. insan duygusundan bir daha asla silinmeyecek olan bir mühürdü onun tınıları. ayşe şan dediklerinde, radyonun başına toplanırdı cümle kürtler. yanık, kor gibi, kızıl kadife gibi bir sesi vardı. bütün kürtler onun sesini duymak için elinden geleni yapardı, ama kimse bilmezdi yine de eyşê’nin nasıl çileli bir hayat yaşadığı... ***

    diyarbakır’ın kendisinin müziğini icra ederkenki sosyokültürel dönemi afaki bir ataerkil yapısına sahip olduğu için kendisine devamlılık sağlayan bir sürgüne tabi tuttu. adeta bir görev gibiydi onun için. bu görev acımasız, dengesiz, saçma sapandı. öncelikle diyarbakır, sonra istanbul, sonra almanya, istanbul, ırak, izmir… evet, en son durağı izmirdi. kansere yenik düşüp naşını oraya bıraktılar; yani yaban ellere. daha gerçekleşmedi diyarbakır’da defnedilme vasiyeti umarım ilerde bir gün olur.

    ayşe şan, kürtlerin yabancısı olmadığı baskı ve şiddete, gericiliğin dehşet verici öfkesine en sert biçimde maruz kaldı yaşamı boyunca. bir insan için her zaman “çok ağır” gelecek olan hikayesi daha çocuk yaşında başlamıştı... *** bu adımını attığı yolda çok güzel insanlarla tanıştı. bunlardan bazıları; m.arif cizrawi, isa barwari gibi kürt müzisyenlerdi.

    önemli parçalarından bazıları; qedere, ez xezalim, xezal, l ele dine…
  • tabutunu kaldıracak insan bulunamamış dengbejdir. zengin bir kürt ailenin kızıdır ama boşanması ve de en çok -kamusal ortamda- stran söylediği için dışlanmıştır.

    dengbejler çoğunlukta erkek olduğu görülür ama genelde stranların sözlerini kadınlar bulurdu. buna karşın kadınlar kamusal ortamda söyleyemedikleri için erkekler söyler ve kendilerine mal ederlerdi (kadınlar özellikle cenazelerde söylerler). ayşe şan bu anlamda bunu yıkan nadir örneklerdendir.

    türkçe söylediği türküler şivenin tatlılığı ve de farklı yorumuyla dinlenmeli.

    bende olan bazı yorumları, stranları internet ortamında yok. örneğin türkçe söylediği "uç güzelim", hareketli koçere, xezale'nın kısa bir yorumu ve eman eman kocerê'nin 4 dakikalık yorumu özellikle çok iyi ama dediğim gibi internet üzerinde yok.

    olanlardan bazısı içinde özellikle tavsiye edilenlerinden bir kaçı:

    sallana sallana (bkz: https://www.youtube.com/watch?v=utg0n0jouke)

    esmere were (türkçe), (bkz: https://www.youtube.com/…10&list=pld02ecb2d972227e7)

    dılo wez bımrım (bkz: https://www.youtube.com/watch?v=zfqjthv4u0g)
  • 19 aralık ölüm yıldönümü olan kürt ses sanatçısı.
  • baba evinde kurulan dengbêj divanlarıyla yaşama gözlerini açan ayşe şan, babasının denjbêj olması nedeniyle küçük yaşta müzikle tanışmış, müzik hayatına diyarbakır’da kadın cemaatlerinde ilahiler söyleyerek başlamıştır. eyşana kurd, eyşe xan, eyşana eli olarak’ta tanınan sanatçı, qederê ve dayikê gibi unutulmaz şarkılara imza atan kişidir. dokuz yaşında babasını yitiren şan, yaşadığı toplumda kadınların şarkı söylemesinin günah olarak görülmesinden dolayı, maruz kaldığı feodal baskılara dayanamayıp genç yaşta diyarbakır’dan ayrılarak antep’e gider.
    antep’te sanat yaşamına ilk ciddi adımı atan ayşe şan, kürtçenin yasak olması nedeniyle radyoda iki yıl boyunca türkçe şarkılar söyler.
    1963 yılında ekonomik sıkıntılar nedeniyle sanatın merkezi olarak gördüğü istanbul’un yolunu tutar.
    istanbul’da kürtçe ve türkçe konserler verir. ‘ez xezalım’ adlı parçasıyla ünlenir, daha sonra çıkardığı kürtçe-türkçe ilk kaseti, onun tanınmasına sağlar. ancak ayşe şan’ın tanınması, onun üzerindeki baskıları azaltmak bir yana, bilakis artırır. kürtçe müziğin yasak olduğu bu yıllarda baskılara daha fazla dayanamayan şan, türkiye’yi terk ederek almanya’ya gider. burada sanat ve yaşam mücadelesini sürdürmeye çalışırken 18 aylık kızı şahnaz’ı yitirir. direndiği baskılara bir de duygu dünyasındaki bu büyük yıkım eklenir. (şan’ın dillere destan “qederê” adlı parçası bu yıllarda yazılır ve söylenir.)
    bir süre burada yaşadıktan sonra şartların uygun hale geldiğini düşünüp almanya’dan istanbul’a geri döner. fakat istanbul’da yaşamı umduğu gibi iyi gitmez. artık üç çocuk sahibi bir anne olan şan bu kez, söylediği şarkılar nedeniyle baskı ve tehditler ile karşılaşır. çocuklarının da bu durumda kendisini yalnız bırakması üzerine 1979 yılında bağdat’ın yolunu tutar.
    bağdat’ın sesi radyosu’nda eyşana eli adıyla sesini duyurmaya başlar. dönemin hewler valisi’nin daveti üzerine hewler’e giden şan bir çok konser verir. burada bir çok sanatçıyla tanışma fırsatı bulur.ayşe şan’ın hayatından etkilenen sanatçı cizrawi, ‘le le le waye, eyşane le waye, çav biçuke le waye..’ gibi ayşe şan’nın aşkını dilendiren şarkılar seslendirir.
    ayşe şan, kardeş ve akrabalarının ölüm tehditleri yüzünden doğduğu, hayatının ilk yıllarını geçirdiği ve çok sevdiğini her fırsatta dile getirdiği diyarbakır’a bir daha gidemez. sadece annesinin ona sahip çıkması, sevdiği şehre gitmesi için yeterli olmaz.
    kendi hayatında tanık olduğu yalnızlık ve baskıyı şarkılarında dillendiren ayşe şan, yine de bütün acılarını vakur bir şekilde karşılamanın yanında, ezilmişliğin üstünü örten perdenin arkasını gören, bilinçli bir sanatçı olarak; ezilmişliğin kendisiyle beraber büyük acı ve keder getirdiğini söyler.
    ayşe şan’ın acı ve keder dolu yaşamına kanser hastalığı eklenir.ölümünden önce son kez kızını görmek isteyen anneye akrabaları izin vermediği gibi, annesinin mezarını bile bir kez olsun ziyaret etmesine izin verilmez. bu olay ayşe şan’ın hayatında büyük bir yara açar. ayşe şan, bu acısını, müzik duygusunda derin izler bırakan bu olay sonucunda ‘dayike’ şarkısıyla dillendirir. bir dönemin bütün gençlerini etkileyerek o dönemin efsanesi haline gelmiştir.
    zorluklarla dolu olan hayatı gurbet elde tek başına mücadele ve sıkıntılarla geçmiştir.
    ayşe şan 18 aralık 1996 yılında izmir’de kanser hastalığına yenik düşerek, yaşamını yitirerek aramızdan ayrıldı.
  • çektiği acılar sesine ve şarkılarına yansımış, kendine bağımlı eden ipek gibi sesli sanatçı...kürtçe ve türkçe tüm şarkıları güzel ama benim tavsiye edeceğim birkaçı:

    pısmamo: https://www.youtube.com/watch?v=ma9yotysmsa
    kırase te meles e : https://www.youtube.com/watch?v=b8tijdsxdky
    xezal xezal: https://www.youtube.com/watch?v=ucordunjlok
    xım xıme : https://www.youtube.com/watch?v=fgv0et_kugy
    cumbullu: https://www.youtube.com/watch?v=zmfsvm6yl68
  • tüm hayatı sorgulatır o sesi insana. çok büyük bir sestir êyşe. babamın geceleri açıp dinlemesiyle tanıdım küçükken kendisini. hayatını araştırdıkça yaşanmışlıkları seslerine mi yansıyor acaba bu insanların diye düşünüyorum. zira o gerici, baskıcı dönemlerde el altından satılan o kasetleri alıp zevkle dinleyenler dahi normlarına yenik düşüp hor görmeye kalkmıştır êyşe ablamı stran söylüyor diye. hayatıma çok şey katıyor bu müzikler. iyi ki bu coğrafyalarda yetişmişim diyebildiğim şeyler bunlar. xeribım eyşanê eli, pır xeribım.

    https://www.youtube.com/watch?v=gdese1y67va
  • sizin döneminizde kimler dinleniliyordu?
    nezahat bayram: muzaffer akgün, nuri sesigüzel, cemile cevher çiçek, ayşe şan...vs bunlar aklıma gelen isimler...

    ayşe şan ile yakın bir dostluğunuz vardı değil mi?
    nezahat bayram;. yakın bir dostluğumuz vardı. ben ve ayşe şan ile aynı şirkette plaklar yapıyorduk. o zamanlar sürekli görüşürdük. ayşe şan ile beraber sayısız konser verdik. sevilen bir sesti...o konservatuarlı olmamasına rağmen pek çok konservatuarlı sanatçının okuyamadığı türküleri çok rahat ve düzgün bir şekilde okurdu... sadece türkçe okumazdı. kürtçe, farsça, arapça ve rum türkülerini de çok güzel yorumluyordu... bir anımı sizinle paylaşmak isterim:

    tabi ki çok memnun olurum.
    nezahat bayram:yine kalabalık bir sanatçı kadrosuyla, türk ve yunan sanatçılarla ortak bir konser verecektik. konser alanına ben ve ayşe şan aynı arabayla gittik. yolculuğumuz süresince ayşe şan bişeyler ezberliyordu... merak ettim sordum. “ayşe ne ezberliyorsun böyle , yoksa yeni bir türkü mü derledin?” ayşe şan ise bana; ” yok nazé konser vereceğimiz yerde yunanlılar da olacakmış, mahcup olmayım diye rum halk türküsünü ezberliyorum” dedi.. ezberlediği türküyü konserinde okudu... çok büyük alkış almıştı.. dönemin yunan belediye başkanı sahneye gelerek ayşe şan’ı tebrik etmişti... ayşe şan için türkülerin dini, ırkı , dili yoktu... sanatında hiçbir zaman ayrım yapmazdı... bütün türküleri severek ve hakkını vererek okurdu...

    kaynak (özgür utuş: ayşe şan/ efsane unutulmadı, berfin dergisi, sayı:5/ 2008).

    şunu da bırakıyım aynur doğan da güzel söylüyor ama ayşe şan bir başka tabii ki..
    ayşe şan - lawike metini
hesabın var mı? giriş yap