• eskiden deri hastalıklarında kullanılan doğal, kırmızı civa sülfürü.
  • ortaçağ zamanında ruj olmadığı için kadınlar dudaklarına bunu sürermiş. tabii bunun sağlığa ciddi zararları var. engizisyon zamanında papa tarafından yasaklanmış. yasaklanmasının nedeni sağlığa zararlı olması değildir. bugün nasıl kırmızı rujdan farklı etkilenenler varsa o günlerde de varmış.
  • koyu kırmızı ve kiremit rengi arası zehirli bir cevher.
    milattan önce bazı krallar saray duvarlarını, hem zenginlik hem güç hem ölümsüzlük çağrışımları hem de rengi sebebi ile bu cevherin tozu ile kaplatmak istemiştir. (bkz: yehoyakim)
    zehirli olmasından mütevellit, bazı zehirleme olaylarında rengi dolayısıyla yemeklere karıştırılarak kullanılmıştır.
    ayrıca ölümsüzlüğe ulaşacağını sanan bazı aklı evveller tarafından da iksir olarak azar azar içilmek suretiyle bir nevi yavaş intihar aracıdır.
  • yunanların cadı kazanı adlı zehirli madde listesi içinde yer almış. tıpta özellikle deri hastalıklarında ve pas önleyici boya maddesi olarak kullanılır. formülü cıva sülfürdür*. bundan indirgemeyle cıva elde edilir. ingilizcesi cinnabar.

    ses yapısı benzeyen zencefil ile karıştırmayınız.

    (bkz: zencifre)
  • cıvanın indirgeme yolu ile elde edildiği cevherdir. yunanların "cadı kazanı" adlı zehirli madde listesi içinde yer almıştır. tıpta özellikle deri hastalıklarında ve pas önleyici boya maddesi olarak kullanılır.

    aynı zamanda birkaç inanışta, ölümsüzlük ve limitsiz güç verdiği de düşünülür. o yüzden iksiri yapılıp içilmiştir. ama sonra ne oldu bilmiyorum. *
  • "zincifre, cıvanın elde edildiği cevherdir. kimyasal formülü doğal cıva sülfürdür, “hgs” olarak simgelenir. yüzde 86,2 oranında cıva içerir. yanardağ lavlarının tortulaşması sonucu oluşan koyu kırmızı renkli bir madendir. bazı dillerde, örneğin norveççe de “sinober” olarak bilinen zincifre, yunan kültüründe “cadı kazanı” adı verilen zehirli maddeler listesinde de yer alır. ingilizcesi “cinnabar”dır. kökeni arapçadır ve “kırmızı toz” anlamında kullanılır. “metacinnabar” adı verilen farklı oluşumu ise grimsi siyahtır. bu şekillenme, zincifreden daha parlak, gri ve şeffaftır.

    sağlık alanında, özellikle deri hastalıklarının tedavisinde kullanılan ilaçlarda, sivilcilerin tedavisinde, boyalarda ve pas önleyicilerde kullanılır. zincifre ilk olarak kırmızı boya elde etmek için kullanıldı. cıvanın hammaddesi konumunda olan zincifre bazı ülkelerde bulunur. ispanya, slovenya, italya, çin, rusya, meksika ve kaliforniya’da geniş zincifre rezervleri vardır. dünya cıva ihtiyacının çoğunu ispanya ve italya karşılar. ispanya’daki el entredicho zincifre yatakları dünyanın en büyük cıva rezervi olarak kabul ediliyor. türkiye’de izmir’in tire, ödemiş ve karaburun ilçeleri, uşak, kastamonu ve konya’da zincifre yatakları bulunur.

    zincifreden cıva elde etmek için cevher yüksek sıcaklık fırınlarında ısıtılarak hava akımı verilir. havadaki oksijen cıva sülfür karışımı olan zincifrede kükürt dioksit gazı ortaya çıkarır. bu sırada cıva, buhar halinde açığa çıkar. serbest kalan cıva, soğutularak çökeltilir. yerkabuğundaki 1 tonluk bir kayaçta 0,5 mg cıva bulunur. "

    (bkz: https://www.makaleler.com/…dir-nerelerde-kullanilir)
  • epidemiyoloji çalışırken zehirlenmelerle tanıdığım zincifre, civa (ıı) sülfidin (hgs) parlak kırmızıdan kiremit kırmızısı formu. (yazının devamında kendisinden bahsederken cinnabar da diyeceğim).

    cıva elementlerinin rafine edilmesi için en yaygın kaynak cevheridir ve vermilyon olarak adlandırılan parlak kırmızı veya kırmızı pigment ve ilgili kırmızı cıva pigmentlerinin tarihi kaynağıdır.

    cinnabar, genellikle volkanik aktivite ve kaplıcalarla ilişkili bir mineral olarak ortaya çıkar. kuvarsı andırır. 2.0 ile 2.5 arasında bir sertliğe ve yaklaşık 8.1'lik bir özgül ağırlığa sahiptir.

    cinnabar, cıva veren tüm maden çıkarma bölgelerinde, özellikle almadén'de ispanya’da bulunur. hatta almadén'deki zincifre madenlerinde madencilik yapmak, köle veya mahkum olanlara ömür kısalttığı için ceza olarak veriliyordu. yüzyıllar boyunca dünyanın en önemli zincifre nam-ı diğer kırmızı civa yatağı olan bu maden, roma döneminden 1991 yılına kadar kullanıldı.

    cinnabar yatakları ayrıca;

    -mısır giza'da
    -puerto princesa ,filipinler
    -yeni almaden, california
    -hastings mine
    - amiata dağı, toskana, italya
    -avala dağı, sırbistan
    -huancavelica peru
    -ve ince kristallerin elde edildiği çin'deki guizhou eyaletidir.

    eski çağlardan beri, ruj tipi bir kozmetik olarak da dahil olmak üzere, çin'de taş eşyaların renklendirilmesinde, yangshao kültüründe rengi için kullanılmıştır. ancak bildiğim kadarıyla en eski kullanımı mö 7000’lerde çatalhöyük’teki duvar resimlerindedir. yanılmıyorsam bunlar alşimistlerin kullandığı destilasyon aparatı

    zincifrenin bir renk olarak kullanımı, mayaların kraliyet mezar odalarında, palenque'deki 7. yüzyıl kızıl kraliçe mezarında kullanımıyla örneklenebilir.

    soylu bir kadının kalıntıları ve lahitinde kendisine ait eşyalar, zincifreden yapılmış parlak kırmızı tozla tamamen kaplanmıştır. mısır firavunlarının da mumyalandıktan sonra kapatılmadan zincifre kullanılarak kapatıldığı söylenir.

    1976'da şili'deki cerro esmeralda'da bulunan mö. 1399-1475 tarihli iki kadın mumyada da ölümcül toksinle boyanmış giysiler vardı.(biri 9 diğeri 18 20'li yaşlarda)

    eski kullanım tekniklerinden biri de, song hanedanlığında ortaya çıktığı anlaşılan bir teknikır, çin menşeildir. oymalı eşyalar boyandıktan sonra lak kullanılarak vernikleme benzeri bir işlem uygulanır. bu sayede civa zehirlenmesi tehlikesi azaltılabilir.ancak olası kırılma benzeri tahribatlarda tekrar tehlike yaratabilir. günümüzde lak yerine reçine bazlı bir polimer kullanılır. zincifrenin işlenmesi için alınan modern önlemler ise antik roma’ya dayanır çünkü kırmızı civa zehirlenmesi antik roma’da bir meslek hastalığı olarak görülür.

    antik roma’da devlet binaları ve konutlarda kullanılan en pahalı boya olarak bilinir. roma’dan çıkıp davud hanedanlığına geçtiğimizde ise yehoyakim sarayını bu maddeyle kaplatmak istemiştir. krallar ve simyacılar bu maddeye her daim ilahi özellikler yüklemekten vazgeçmemiş, ölümsüzlük ve gençlik iksiri olarak görmüştür. ortadoğu'da da kendisi hakkında dolaşan singer dikiş makineli televizyonlu birçok efsane vardır. bir de gemilerin altına sürüldüğü iddiası var ancak o konuda hiçbir bilgim yok, bir geminin altına hiç bakmadım*

    ancak işin gerçeği cinnabarın tek önemli cıva cevheri olduğu, cıva talebi nedeniyle madencilik faaliyetlerini yönlendirdiği.

    civanın birçok kullanımı vardır, ancak toksisitesi nedeniyle tüm uygulamalarda kullanımını azaltmıştır. şu anda kimya endüstrisinde tuzlu suyun elektrolizi sırasında klor ve kostik soda üretiminde pillerde ve daha birçok yerde büyük miktarlarda cıva kullanılmaktadır.

    kaynak1

    kaynak2

    kaynak3
  • kurşundan altın elde etmek için kullanılan madde. tarifi bir yerlere yazmıştım ama sanırım annem atmıştı bu ne dağınıklık diye.
  • kimyasal simgesi hgs. pas önleyicidir. %86.2si civadir.

    ...."helen zincifrenin hem kasifi hem de isim annesidir. kelimenin kokeni antik yunanca kinnabaridir. "

    " volkanik aktivite alanlarinin insanliga dogal bir hediyesi. kirik kaya katmanlarinda sicak su buhariyla pişen civa ve kukurt karisimi. "

    "gunes isinlarina maruz kaldiginda canlı rengini kaybetmekte bu nedenle boya olarak ('hematit`) asi boyasiyla karistirilarak omru uzatilmakta. "

    "16.yy da ispanyol mahkumlar icin iki secenek vardi; gemilerde kurek cekmek yada almadendeki zincifre madenlerinde calismak."

    hikayesi burada...
hesabın var mı? giriş yap