• bir bebeğin, çocukluk çağına geçişinde dönüm noktası olan; çocuğun, kendi düşünceleri ve istekleri dışında diğer insanların da düşünce ve istekleri olduğunu idrak etmesini açıklayan kuram. bbc yapımı the human body belgeselinin 3. bölümü olan the first steps' de bu kuram çok iyi bir şekilde anlatılır.
  • inanç, niyet, istek, bilgi gibi zihinsel durumları kendisiyle ve başkalarıyla ilintilendirme ve başkalarının farklı inanç, istek ve niyetlere sahip olabileceğini anlama becerisidir.
  • ingilizcesi theory of mind'tir.
  • kişinin, kendisi dışındakilerin farklı düşündüğünü anlamasını ifade ediyor zihin kuramı. nitekim şempanzelerde de var böyle bir özellik, insanlar da ise dört buçuk yaş civarında ortaya çıkıyor.
    ingilizce'de theory of mind olarak ifade edilen bu kurama ilişkin en ünlü test için (bkz: sally ve anne testi)
  • birçok psikiyatrik rahatsızlıkta (otizm, şizofreni vb.) bozuk olduğu tespit edilmiş, diğer insanların fikirleri ve duyguları hakkında çıkarım yeteneği olarak tanımlanabilecek, bozukluğunda sosyal ilişkilerde zorluk yaşanmasına sebebiyet veren zihinsel beceri.
  • en basit haliyle; zihin kuramı, başkalarının da bizimki gibi zihne sahip olduğuna dair varsayımımızdır. böylece diğerlerine de düşünce, niyet, arzu, inanç vs. atfederek onların davranışlarını açıklamaya ve öngörmeye çalışırız.
  • zihin kuramı, otizmdeki sosyal bozuklukları açıklayan bilişsel teorilerden biridir. diğerleri için
    (bkz: yürütücü işlevler teorisi)
    (bkz: zayıf merkezi bütünleme teorisi)
    zihin kuramı, diğer insanların isteklerini, inançlarını ve niyetlerini anlayabilme becerisidir. normal gelişim gösteren her bireyde bebeklikten itibaren gelişmeye başlar. sembolik oyun becerisi zihin kuramı gelişimiyle doğrudan ilişkilidir. ilk sembolik oyunlar 9-18 ay arasında üretilir. bu dönemden itibaren çocuklar "mış gibi" oyunlar oynarlar. mesela bir kutuyu arabaymış gibi sürerler.
    18 -30 ay civarında sevmek, bilmek, düşünmek gibi akli durum belirten kelimeler kullanılır.

    iki yaşında bir çocuk basit perspektif almada başarılı olur. iki tarafında farklı resimler olan bir kartın farklı yüzlerine bakıp kendisinin gördügü resmin ve sizin gördüğünüzün farklı olduğunu söyleyebilir. (örneğin; bir tarafında kedi, bir tarafında köpek olan bir kartın iki tarafını da çocuğa gösterin. sonra kartı tam ortanızda tutun. sen ne görüyorsun? kedi. ben ne görüyorum? köpek. bu aşamaya gelmeyen çocuk sizin de kedi gördüğünüzü söyleyecektir. )

    üç yaşında bir çocuk karmaşık perspektif alma becerisini edinir. bu sefer farklı yönlerden bakıldığında farklı görünen aynı resme bakıp karşıdakinin ne gördüğüyle ilgili çıkarım yapar. (örneğin; karşılıklı oturun "6" yazan kartı ortanıza koyun. ikiniz de aynı yüze bakarken çocuğa ne gördüğünü sorduğunuzda birinizin 6 diğerinin 9 gördüğünü bilecektir. )
    üç yaşta görmek bilmeye neden prensibini anlarlar. biri kutunun içine bakan, diğeri sadece kutuya dokunan iki kişiden hangisinin kutuda ne olduğunu bilebileceğini ve nedenini(çünkü görmedi) doğru olarak söylerler.

    dört yaşında artık birinci düzey yanlış inanç testlerini geçerler. bu yaş zihin kuramı becerisinin edinildiği yaş kabul edilebilir. birinci düzey yanlış inanç testleri üç gruba ayrılabilir;

    yer değiştirmeli testler: en bilineni sally-anne testidir. sally ve anne bir odadadır. sally'nin bir sepeti, anne'in bir kutusu vardır. sally bebeğini sepete koyar ve odadan çıkar. sally çıktıktan sonra anne bebeği sepetten alıp kutuya koyar. sally geri döner ve bebeğini arar. burada çocuğa üç soru sorulur; "sally bebeğin nerede olduğunu düşünüyor?” "sally bebeğini aramak için ilk önce nereye bakacak?” "bebek nerede?” komik gelebilir ama bu olgunluğa erişmemiş çocuklar bebeğin yer değişikliğini sally görmemesine rağmen kendileri bildikleri için sally'nin de bileceğini düşünüyor :) sally anne testinin görselini internette bulabilirsiniz.

    görünüm gerçeklik testleri: bu testlerde çocuğa başka bir nesneye çok benzeyen nesne gösterilir. çocuk nesne hakkında yanlış bir inanca sahiptir. çocuk nesnenin gerçekte ne olduğunu öğrendiğinde kendi yanlış inancını farkeder. çocuğun, başkalarının da kendisi gibi yanlış inanca sahip olacağı çıkarımı yapması beklenir.(örneğin; çocuğa çakıl taşına benzeyen çikolata gösterilir. çocuk taş sanar. nesnenin gerçekte taş değil çikolata olduğunu anlaması için çocuğa verilir ve birkaç tane yenir. ardından çocuğa üç soru sorulur " en başta bunun ne olduğunu sanmıştın?" "aslında bu neymiş" "ahmet'e sorsak bunun ne olduğunu sanır? neden?"

    beklenmedik içerik testleri:
    çocuğa sık gördüğü bir taşıyıcı gösterilir. çocuk taşıyıcıya aşina olduğu için içinde ne olduğunu tahmin eder. ancak taşıyıcıya önceden başka bir nesne yerleştirilmiş ve böylece çocuğun yanlış inanca sahip olması sağlanmıştır. çocuğa taşıyıcının içindeki nesne gösterilir. bunun ardından aynı durum için çocuğun başka bir insanın yanlış inancını anlaması beklenir. (örneğin; çocuğa bonibon kutusu gösterilir. içinde ne olduğu sorulur. çocuk bonibon der. (çocuk burada sonuçta bonibon kutusunda hıyar çıkacak değil diye düşünüyor :) kutu açılır. içinden kalem çıkar. çocuğa sorulur. "sen kutunun içinde ne olduğunu düşünmüştün?" "aslında kutuda ne varmış?" "ahmete göstersek kutunun içinde ne olduğunu sorsak ne cevap verir?"

    yedi sekiz yaş civarı çocuklar ikinci düzey yanlış inanç testlerinden geçer. sonrasında da ileri düzey zihin kuramı testleri var. ama yoruldum :)
  • ilk kez 1978’de premack ve woodruff’un, şempanzelerde yaptıkları bir deney sonrası tanımlanmıştır. şempanzelerin de insanlar gibi hedeflerine ulaşmak için hareket ettikleri, zihinsel durumlarını karşısındakine atfettikleri ve bunları temel alarak davranışlarını düzenledikleri ileri sürülmüştür.

    zihin kuramı ile ilgili çalışmalar arttıkça zihin kuramı kavramın kapsamı genişlemiştir. bu kapsamda zihin kuramı kavramı tek bir yeti olarak değil, çeşitli bileşenler açısından değerlendirilmeye başlanmıştır. bu bileşenler; birinci düzey yanlış inanç, ikinci düzey yanlış inanç ve bazı kaynaklarda üçüncü düzey zihin kuramı olarak da geçen metafor kavrama, ironi kavrama ve faux pas kavrama becerilerinden oluşmaktadır.

    birinci düzey zihin kuramı gelişimsel olarak insanda ilk gelişen zihin kuramı becerisidir ve başkalarının yanlış düşüncelerini saptama becerisi olarak tanımlanmaktadır. bu beceri kapsamında kişi geçmişe bakabilmeli, gerçekliğe ilişkin kendi bilgisini yok sayabilmeli ve diğer kişilerin taşıdığı yanlış inancı tanıyabilmelidir. birinci derece zihin becerileri, birinci derece yanlış inanç görevleriyle test edilmektedir.

    ikinci düzey zihin kuramı, “düşünce hakkındaki düşünce” veya “inanç hakkında inanç” olarak tanımlanmaktadır. kişinin bir başkasının, bir olayla veya üçüncü bir kişinin düşünceleriyle ilgili düşüncesi hakkındaki düşüncelerini tanıma ve yanlış bir düşünceye sahip olduğunu anlayabilme becerisidir. ikinci derece zihin kuramı becerilerini test etmek amacıyla ikinci derece yanlış inanç görevleri kullanılmaktadır. ikinci derece yanlış inanç görevleri birinci derece yanlış inanç görevlerine göre daha karmaşık ve zordur. bu görevlerde kişinin, diğer bir kişinin üçüncü bir kişinin durumu hakkındaki yanlış inancına, doğru bir biçimde atıfta bulunabilmesi gerekmektedir.

    metafor ve ironi kavrama, dilin soyut ya da düz anlamlı olmayan yorumlanmasını içeren daha karmaşık zihin kuramı becerileridir. metafor görevi konuşmakta olan iki kişiden birinin içinde bulundukları duruma ilişkin bir metafor kullanmasını içerir; konuşmacının bu metafor ile ne anlatmak istediği sorulur; bu metaforun yorumlanmasını gerektirir.

    ironi görevleri ise, konuşmakta olan iki kişiden birinin içinde bulundukları durum hakkında tam tersin bir anlamı taşıyan kelimelerin kullanımlarını anlama yoluyla ironik bir benzetme yapmasını içerir. konuşmacının söylediğinin doğru olup olmadığı ve konuşmacının bununla ne anlatmak istediği sorulur. metaforu kavramanın birinci düzey zihin kuramı, ironiyi kavramanın ise ikinci düzey zihin kuramı becerileriyle ilişkili olduğu öne sürülmektedir.

    faux pas (pot kırma, gaf yapma) gelişimsel açıdan daha karmaşık bir zihin kuramı becerisidir. kişinin kendisinin veya bir başkasının bir ortamda söylememesi gereken bir sözü, söylememesi gerektiğini bilmeden söylediğini kavrayabilme yeteneğidir.
  • bir başka deyişle kişinin başkaları tarafından eleştirilebilen ve değerlendirilebilen bir "şey" olduğunun farkına varmasıdır.
hesabın var mı? giriş yap