• iki ayrı tarafında farklı iklimlerin (ve dolayısıyla farklı bitki örtülerinin) hüküm sürdüğü geçit, tünel. trabzon tarafında doğu karadeniz'in klasik yağmurlu, nemli iklimi, gümüşhane tarafında ise doğu anadolu'nun klasik karasal iklimi görülür. işin ilginç yanı ise 2 dakika içinde bir iklimden diğerine geçiştir.**
  • (bkz: kop gecidi)
  • icinden gecerken bitmek bilmeyen bir tunelmis gibi gelir insana. nitekim 2 kilometreye yaklasan uzunlugu ile kolay kolay rastlayamayacaginiz turden bir tuneldir. zigana gecidi bu tunel yapilmadan once dagin ustunden dolasarak trabzon-gumushane yolunu baglamaktaydi. o zamanlar gecitten gecmek bayagi tehlikeliydi ozellikle kis zamanlarinda. 1-2 tane kar tuneli ile desteklenmis dar ve tehlikeli virajlarla dolu yolda sayisiz kazanin olmasi da bu gecidin dagin altindan yapilan bir tunelle verilmesini mecburi kilmistir. yurdumuzda bulunan en enteresan gecit olmasinin bir diger nedeni de bir tarafin kar yagisli oldugu zaman diger tarafta gunluk guneslik bir havayla karsilasilabiliyor olmasidir. nitekim gecide girmeden once goz gozu gormeyecek halde sisli olan hava tunel sonrasinda olmayabilir. tabi bu durumun tam tersi de gecerli. rakimi yuksek olan gecidin karsilikli olarak iklimlere buyuk bir engel teskil ediyor olmasinin bir baska gozle gorulur delili de budur.
  • dümdüz bir tüneldir. bir ucundan girildiğinde 1.800 metre ötedeki diğer ucu tam bir yarım daire olarak görülür.
  • ismindeki "geçit"ten mütevellit benim gibi kafanızda yolun bundan sonrasina katirlarla devam edecegiz gibi bir enstantane canlanıyorsa şüphesizki yanılıyorsunuz. her ne kadar öncesi karadenizi paralel geçmekten mütevellit sağlı sollu dağlarla devam etsede işin geçit kısmı tünellerden oluşuyor.
    tünelin kenarlarından sızan damlaların oluşturduğu buz kütleleri ise, hala farkında değilseniz, bulunulan noktanın 2 bin küsur m. olduğu gerçeğini, soğuk şekilde yüze çarpıyor.
  • rakım olarak oyle yuksektedir ki tunele vardıgınızda agaclarin yerini bozkırların aldığını görürsünüz.
  • (bkz: kalkanlı)
  • korkuyorum buradan ben. ilk kez 10 yıl önceki yolculuğumda geçmiştim buradan. bir kış akşamı gümüşhane'den çıkıp zigana'nın göğüne doğru tırmanmaya başlamıştık. kar, soğuk, akşam karanlığı, (o zaman) pek iyi halde olmayan karayolu ve dağın tepesine çıktıkça artan yükseklik ve sis korkumun unsurlarıydı. bir yandan da garip bir haz alıyordum bu korkudan. daha da yükseğe çıktıkça artan sis hem korkutuyordu hem de beni büyülüyordu. kafamda binbir senaryo: araba kaysa ve uçurumdan yuvarlansak? çeşitli sahneler o upuzun tünelin girişine gelene kadar kafamdan silinmedi bir türlü. her lafı geçtiğinde hala aynı duyguyu hissediyorum.

    birkaç gün sonraya yine bir zigana yolu gözüküyor bana. onca yıl sonra o kasvet doğuran dağa tırmandığımda acaba hangi duygular içinde olacağım. geçit hiç bitmeyecekmiş gibi hissettiğim anda tünelin çıkışını gördüğüm anki yaşadığım hisleri gerçek hayatta da yaşamak istiyorum artık.
  • uzun yıllar kullanıldıktan sonra artık zigana'nın nemine, yağmuruna dayanamayıp duvarlarından suların akmaya, içindeki asfalt zeminin paldır küldür olmaya başladığı upuzun bir geçit. gerçi bildiğim kadarıyla önümüzdeki yıllarda çok daha aşağılardan çok daha uzun bir tünelle birbirine bağlanacak trabzon ve gümüşhane. şu an 1,5 saat süren yol 40 dakikaya inecek diyolla.
  • 24 saat icerisinde gidis gelis olmak uzere 2 defa gectigim, eski oldugu her halinden anlasilan tam bir yasayan efsane. ayni yukseklik ve uzunlukta baska bir tunel var midir emin degilim. rakim o kadar fazla ki araba tirmanmakta zorlaniyor.
hesabın var mı? giriş yap