• 2014 yazında yayınlanması beklenen bir anime. kendilerine "sphinx" adını veren iki gencin, tokyo'da düzenledikleri bombalı saldırının ardından, ülkeyi kasıp kavuran bir oyuna girişmeleri anlatılacak denilmekte.

    serinin yönetmeni cowboy bebop ve samurai champloo gibi serilerden de bildiğimiz shinichiro watanabe , müzikleri ise yoko kanno'ya ait. bu ikili esasında cowboy bebop'tan sonra, sakamichi no apollon, space dandy gibi serilerde de beraber çalıştılar. fakat bu 2 seri, çıtır çerezlik denecek seriler olduğu için, benim gözümde asıl yemek gelmeden önceki, iyi birer aperatif oldular. işte bu seri, o ana yemek olabilecek potansiyelde. cowboy bebop'tan hatırlandığı üzere watanabe, karakterlerin psikolojisini yansıtmakta bir hayli başarılı bir yönetmen, işte şimdi tam manasıyla bir psikolojik-gerilim denebilecek bir animeyle karşımıza çıkacağı düşünülürse, bu seriyle ilgili beklentileri büyük tutmak yanlış olmaz.

    tek sıkıntı 11 bölüm sürecek olması, benim bildiğim 11-12 bölüm sürüp de kitlelere mal olmuş seri pek yok, kısa olup da efsane olmuş seriler var ama bir cowboy bebop, bir death note, bir shingeki no kyojin en az 25-26 bölümler. ama az ama öz olsun diyorlarsa ve 11 bölümde anlatmak istediklerini anlatacaklarsa çok da mühim değil esasında.

    hakkında şimdilik ne desek boş, en iyisi temmuz'u bekleyip görmek.
  • 1. bölümü gelmiş ve hatta türkçe meali bile bulunan anime. amma velakin ben öyle maraton şeklinde izlemeden bir halt anlamıyorum o yüzden bitmesini bekleyeceğim. sonra başlarım, iki günde de bitiririm artık.
  • iki zeki arkadaşın millete error verdirdiği animedir.
    ilk iki bölüme dair söylenebilecek tek şey heyecan verici olduğudur. umarım böyle devam ettirirler. ayrıca çizimleri ve müzikleri (yoko kanno) harika. beni her gün olsa da izelesek moduna soktu ve hatta seri sonlanmasın, evet.
  • her yeni anime sezonunda şunun gibi seriler yayınlanmasa vallaha anime endüstrisi bitti diyeceğim. o değil yaş ilerledikçe benim de kafa olarak anime zevkim seinen serilere doğru kaymaya başladı. şu son bir kaç senedir kendimde bunu gözlüyorum ki böyle seriler çıkınca sezon boyunca yayınlanan diğer serilere nazaran bu tarz seinen serilerden aldığım zevk bin kat daha fazla oluyor.

    hatta şunu da eklemeden geçemeyeceğim. hatta son zamanlarda okuma değilde, izlediğim en yetişkin serilerden birisi bile diyebilirim. yine piyasada seinen kategorisi altında, yetişkinlere veya halen ergen dönemin son safalarında olan izleyicilerin izlediği serinen serilere göre daha bir olgun (seinen yani) seri harbiden de.

    realismin doruklarında aşık atarken, sahip olduğu ve şu an halen gelişme aşamasında olan bir o kadar ilginç hikayesiyle birlikte, karakter gelişimi bakımından bir hayli derin ve zeki karakterlerinde hikayeye dahil olduğu, bunun yanında animasyon olarak göz okşayan açılış ve kapanış videolarının bir o kadar güzel animasyonlar ile buluştuğu ve son olarak insanın dinlemesi hoşuna giden ve hikaye yapısıyla bir o kadar uyumlu olan soundtracklerinin de bünyesinde barındırdığı bu seri sanırım bu 2014 yaz anime sezonun belki en iyi değil ama benim açımdan en çok beğendiğim serilerden birisi.

    bu sezon severek takip ettiğim bir diğer yaz sezonu animesi olan aldnoah.zero'dan sonra severek takip ettiğim sezonun en ilgi çekici serilerinden birisidir. severek takip ediyoruz.
  • yaz sezonuna bomba gibi gelen muazzam anime. watanabe reyiz yine döktürmüş. anime tarihinde ilk 10'a oynar kesinlikle. olmuş bu olmuş.
  • animenin çok kısa olması üzücüdür.
  • animenin kısa olması neden eksik veya ortaya üzücü bir durum çıkardığını bir türlü anlamadığım seri. ulan adamlar kısa tutmuş ve öz tutmuş daha ne istiyorsunuz anlamıyorum ki. sakız gibi uzatıp, güzelim serinin alakasız hikaye doldurmalar ile içine mi etsinler yani? uzun soluklu serilerin, captain earth gibi, sakız gibi uzayınca ne kadar da insanın ruhunu sıktığını burada uzun uzun anlatmama bile gerek yok bile. adamlar tadında bırakıyor işte. ayrıca anime tarihinde ilk ona girer gibi kişisel yorumlar yapılmıyor mu işte o zaman deli oluyorum böyle eski klasikleri serileri bir çırpıda ellerinin ucuyla kenara atıyorlar. tamam güzel seri ama öyle ahım şahım da değil ve ilk ona da giremez. bu seriden önce uzun uzun incelenecek, hikaye bakımından da daha şahane seriler var sonuçta ama ha bu sezonun en iyi serilerinden birisiydi derseniz işte o zaman katılırım size aldnoah.zero'yla ile birlikte. kısacası kaliteli bir anime serisi izlemek isteyenlere başta tavsiye edilecek serilerden birisi.
  • (bkz: simon says)

    (bkz: die hard iii)
  • --- genel spoiler ile karışık entry ---

    von evet izlandaca'da umut demektir. seri nasıl ikinci dünya savaşından sonra eski japon jenarasyonunun, japonya'nın savaş öncesindeki eski şanlı günlerine döndürmek için yeni genç nesli onlara numaralar vererek isimsiz savaşçılara döndürmek istese de seri boyunca 12 ve 9'un genç nesli temsil ederek, japonya'nın amerika ile emri vaki pasif bir politika içinde kaldığı çatışma ile bu eziklikten kurtulma basını anlatırken genç nesli feda etmemesi uğruna insanların dikkatini isimsiz ve numaralandırılmış bu kayıp neslin üzerine çekmektedir. her ülkenin böyle bir sorunu vardır. dünya politikasında söz sahibi olabilmek için nice isimsiz çocuklar feda edilmiştir ve "von" umut demektir, bu genç nesiller insanların bir gün kendisine gelip bu fedakarlıklara bir son vermesi için öne çıkıp, tepkisini verecekleri o umut dolu günleri beklemektedirler ve serinin sonunda da ancak atom bombası patlatarak bu umut yolculuğuna yelken açma yolunda ilk adımı atmışlardır. kısacası asıl verilmek istenen mesaj genç neslin japonya ile amerika olsun, dünya politikasında yaşanan çatışmalarda nötr bir taraf olarak takılmak, nasıl izlanda 2. dünya savaşında tarafsız ülke olarak kaldıysa. o yüzden seri boyunca "von (umut)" kelimesi ile yine 9'un dinlediği soğuk diyarlardan gelen şarkının ismi olan "von"un serinin geneline bakıldığında çok büyük bir mesaj taşıdığını belirtmek gerekir.

    --- spoiler ---
  • 2014'ün en iyi animesi kanımca.uzun zamandır senaryosu,karakterleriyle ve müzikleriyle bu kadar kaliteli bir seri izlememiştim.cowboy bebop gibi bir animeyi bizlere sunan shinichiro watanabe ve yoko kanno ikilisinden daha azı beklenemezdi zaten.yoko kanno'nun sihirli dokunuşları ile müziklerin doğru kullanılmasının animeyi nereden nereye taşıyacağını çok etkili gösteriyor bize.aklımda kalan sahneler hep şarkıların ön planda olduğu anlar.diğer iyi yanı ise kısa olması tabiki.ellerinde kesinlikle uzatabilecekleri bir senaryo vardı ama isabetli bir karar vererek bunu yapmamışlar.bu gözler seri uzasın diye 20 dk dişe dokunur hiç bir olayın olmadığı ne animeler gördü.bu durumda keşke biraz uzun olsaymış diye sızlanmamak lazım sanırım.

    --- spoiler ---

    five'ın başına sıktığı an ve dönme dolap sahnesi hafiften burun direğimi sızlatmadı değil.finalden bahsetmiyorum bile.elinde sonunda deneyler yüzünden öleceklerdi ama yinede üzdü be.

    --- spoiler ---

    ayrıca von muhabbeti sadece bana sigur ros'u düşündürtmemiştir herhalde.zaten animede çalan von da tam sigur ros ayarında bir parçaydı.
hesabın var mı? giriş yap