• yuri norstein nin yonetmeni oldugu 1975 de filme alinmis 10 dakikalik garip anime.

    o donemde cocuk olan bir sovyet insani icin cok populer ve essiz bir animeymis bu. ugruna yapilan fan siteleri, ovgu dolu sozler filan. bir nevi once alisveris sonra fis vakasina tekabul etmekte sanirim bizim icin.

    bir kirpinin ve arkadasi ayinin konu alindigi bu animeye icin bi sike benzemiyor derdim ama 2003 tokyo da dunya nin en iyi 150 animesi siralamasinda birinci olmasindan dolayi alegorinin dibine vurulmus diyerek sallamak istiyorum.

    http://youtube.com/watch?v=dkdklcgbojc
    http://en.wikipedia.org/wiki/hedgehog_in_the_fog
  • hayao miyazaki der ki, hedgehog in the fog, gelmiş geçmiş en iyi animasyonlardan biridir.
  • sisteki kirpi.

    biçimsel olarak; renkler gerçekten oldukça güzeldir, renklerin batı tipinin klasik yapısından farklılığı bir kenara konulsun. filmdeki tüm çizginin yalınlığının beraberinde çizimlerin güzelliği, pastel renklerin dolanımı ve kuvvetine arka planın gerçekçi oluşu ve bunların etrafında oluşan filmin atmosferi ve bunun sarıcı yapısı filmi dünya üzerindeki kategoridaşlarındaki filmlerin yanında da tek başına da biçimsel olarak üst sıralara taşımaktadır. film derken hali ile çizgi filmden bahsediyorum bu arada elbette ki, karşılaştırma yaptığım kategori de bu.

    çizimin sürecindeki gölge ve siluetlerin daha doğrusu, hiç mi hiç göze kötü görünüm bırakmamakta olan gölgeleri ile karışık siluetlerin arasındaki dolanımı ile tüm renk ve çizgilerin anlatımının filmin önemli bir bölümünü kaplaması vardır ki buradaki pastel vurgular diğer sahneler kadar yoğun olmasa da renklerin kendileri, gerçekten vurgusunu iyi yapar görsellikte, kullanılan senkronize çoklu kamera kullanım tekniği ile birlikte birleşerek.

    biçimsel anlatımı ve çizimin içinde yürüyen imaj ve anlatım örgüsü ile yürüyen filmde, tek bir israf edilen kare yoktur. film lirik ve oldukça basit bir anlatım içerisindedir.

    --- spoiler ---

    filmin birden fazla teması ve işlediği konu var. benim en fazla sevdiğim tema işlenişi hayat ve hayatın anlatımı diyebilirim. sis metaforu ve imi; sis ve sisin içinde yaşananlar ve tüm bu sürerlilik içerisindeki anlatılanlar oldukça basit ve oldukça geniş. filmin içerisindeki alegorilerin ögelerinin ve imgesel anlatım boyunca kullanılan imgeler ve bu imgelerin biçimsel çizimleri de elbet oldukça çarpıcılar. barındırdığı felsefi içerik gene oldukça basit bir yapının içerisinde kendini sürdürüyor. sisteki tüm kaybolup belirlemeler ve tüm ard arda yaşananlar tek tek kendi içlerinde bütünlük ve anlatım taşıyorlar; ki dediğim gibi tek bir israf edilmiş kare yok. gene repliklerin azlığı yanında, kirpinin sisten iken sonradan ayıya ait olduğunu öğrendiğimiz kirpiye yapılan seslenmeler oldukça basit anlatımı ile çarpıcı eklemek isterim ki gene.

    --- spoiler ---

    tüm siluetlerin güzelliğinin tekrar altını çizmek isterken, filmin kapanış sahnesi gene oldukça basit ancak tek kare içerisinde oldukça anlamlıdır son saniyesine kadar sürdüğü üzere anlatım örgüsünün.
  • --- spoiler ---

    - spih!

    --- spoiler ---
  • enteresan bi yapıt, henüz bi sik anlamadım o ayrı..bu arada linkini vermek lazım: http://www.youtube.com/watch?v=sa_xqtdc6s0
    seslendirme açısından kendisinden önce çekilen rus yapımı vini pux'u andırmaktadır.

    tuman bildiğimiz dumandır bu arada, sis anlamında da kullanılır burda olduğu gibi, bir de yoj kirpi, yojık da kirpicik anlamına geliyor
  • filmde tam ne neyin alegorisidir bilmiyorum ama kirpi küçük kara balık'ın pısırık bir versiyonuna benziyormuş. biraz da bilbo'ya.
  • bana göre dünyanın en şirin kirpisini ve en güzel atını barındıran 1975 tarihli, ödüllü animasyon film.

    madem filmin linki önceki entrylerde verilmiş, ben filmin hikayesinin yazarlarından biri ve yönetmeni olan yuri norsteinın filmlerinin linkini vereyim.

    filmler, filmler...

    not: filmlerin linki deyince büyük bir şey yapmış gibi hissettim kendimi. halbuki adamın adını youtube'da arayıp, sonuçlar listelenince linki buraya yapıştırdım. böyle de cabbarım.
  • bu gece rüyamda sisli bir sabaha uyandığımı gördüm. ben de sisteki kirpiydim.

    sisteki kirpi izlediğim ilk animeydi sanırım. o gölgeler, o sis efektleri.. değil 30 yıl öncesi, günümüzden bile çok çok ileride bir kalitede hazırlanmış gibiydi. neyi anlattığı, neyi sembolize ettiği de mühim değildir hem. gayet sevimli ve güzel bir animedir.

    uyanınca bir an kıpırdamadan kaldım. birden aklıma gregor samsa geldi. uyku mahmurluğuyla kirpiye dönüştüğümü sandım. *
  • --- spoiler ---

    özeti mutuluğu uzaklarda aramamak olan animasyon.
    kirpi uzun zaman boyunca ayıyla birlikte akşamları oturup yıldızları izlemiş,artık konuşacakları cümleleri bile ezberlemiş,sanki hayatta,yanıbaşında başka ilginç şeyler yokmuş gibi,tesadüf eseri bir akşam sis bulutunun içine girdiğinde karşılaştığı beyaz at,korkunç yarasa,ulu ardıç ağacı,ırmakta ki yılan ona aslında sürekli gökyüzüne baktıkları sırada hayatta neler kaçırdığını fark etmesini sağlamıştır.

    --- spoiler ---
  • sisin içindeki kirpi (yujik vı tumanye) 1975 yılı sovyet/rus yapımı, yuri norstein tarafından çekilmiş ve moskova'daki soyuzmultfilm stüdyosunda üretilmiş bir animasyon filmidir. rusça metin aynı adlı bir kitabı da yayınlayan sergei kozlov tarafından yazılmıştır.

    bu hikaye, arkadaşı olan ayı yavrusunu ziyaret etmek için yolda olan bir küçük kirpi (seslendirmen: mariya vinogradova) hakkındadır. yukarıda açıklandığı üzere iki arkadaş, ayının, ardıç dallarıyla yanan bir ateşte ısınan semaverinden çay içmek üzere her akşam buluşurlar. çaylarını içerlerken, kirpi ve ayı, sohbet ederler ve birlikte yıldızları sayarlar.

    bugün, kirpi ayı yavrusuna biraz ahududu reçeli götürmeye karar verir. yolda ilerlemekte olan kirpiyi tekinsiz bir puhu kuşu takip eder. kirpi, ormanın içinden geçer ve sisin içinde duran, güzel, beyaz bir atla karşılaşır. atın uyuması durumunda sisin içinde boğulup boğulmayacağını merak eder. sisi keşfetmeye karar verir. içine eğildiğinde sis o kadar yoğundur ki, kirpi kendi patisini bile göremez.

    sis zaman zaman yoğunlaşır ve zaman zaman incelir; inceldiğinde nesnelerin ve yaratıkların belli belirsiz görüntülerini yakalar fakat görüntüler yeniden kaybolur. kirpi kendini, her zaman tanımlanamayan şekiller ve yırtıcılardan dost hayvanlara kadar uzanan, muhtelif yaratıklar barındıran, gerçeküstü ve korkutucu bir dünyada bulur. sessizliğin ve hışırtıların, karanlığın, uzun çimenlerin ve büyüleyici yıldızların dünyasında.

    kirpiyi takip eden puhu kuşu, aniden onun yanında belirir ve öter; sadece yeniden kaybolmak ve kirpinin onu psikopat olarak addetmesine ilham vermek üzere. kirpi korku içindedir, fakat merak duygusu, onu, bilinmezleri keşfetmeyi sürdürmeye teşvik eder. ara sıra kirpiyi çağıran, görünmez uzaklıktaki bir ses duyulur. kirpi içi oyuklu bir ağacı keşfederken, ahududu reçelini kaybettiğinin farkına varır. o, çırpınıp dururken, büyük bir köpek reçeli bularak ona iade eder.

    nehre düşen kirpi boğulacağını düşünmeye başlar. akıntıyla birlikte sürüklenirken muhtemelen bir balığın sırtında kıyıya taşınarak kurtarılır. sonra kirpi, kamp ateşinde çay demleyen ayı yavrusunun yanına ulaşır. ayı (seslendirmen: vyacheslav nevinniy) onu çağırdığını, geç kaldığı için endişelendiğini kirpiye açıklar. iki arkadaş beraberce çay içerken ayı konuşur ve kirpi atı düşünmeye koyulur.

    --- metin ---

    akşamları, kirpi ayının evine,
    yıldızları saymaya giderdi.
    beraber, bir kütüğün üstüne oturup çaylarını yudumlar
    ve yıldızlı göğe doğru bakınırlardı.
    gökyüzü çatının üstünde,
    bacanın hemen arkasında asılıydı.
    bacanın sağındaki yıldızlar
    ayıya aitti.
    soldaki yıldızlar
    kirpiye.
    ona söyleyeceğim:
    "ahududu reçeli getirdim sana..."
    o da diyecek ki:
    "semaver soğudu.
    şeyleri ateşe koysak...
    ne deniyordu onlara
    ardıç dalları!"
    ve sonra ona diyeceğim...
    ve söyleyeceğim ki ona... ben...
    olsa ya, diye düşündü kirpi.
    eğer at uykuya dalacak olsa,
    sisin içinde boğulur mu?
    ve yavaşça gitmeye başladı
    tepeden aşağıya
    sisin içine doğru
    ve içinin nasıl olduğunu
    gördü.
    aaa, patimi bile göremiyorum!
    at!
    fakat at konuşmadı.
    tuhaf şey.
    kirpi!
    kirpi!
    kirpi!
    nehirdeyim.
    bırakayım da su beni götürsün,
    diye karar verdi kirpi.
    derin bir nefes aldı
    ve akıntıyla birlikte sürüklenmeye başladı
    epey içe battım. birazdan boğulacağım.
    birden patisine bir şey dokundu.
    affedersin,
    dedi birisi sessizce.
    kimsin sen?
    ve nasıl geldin buraya?
    ben kirpiyim. nehre düştüm.
    öyleyse bin sırtıma.
    seni kıyıya taşıyayım.
    teşekkür ederim.
    önemli değil, dedi birisi.
    kirpi! nerelerdeydin?
    defalarca seslendim,
    ama yanıt vermedin!
    semaveri koydum zaten,
    ve oturakları çıkardım
    yıldız sayarken rahat edelim diye.
    ve sonra dedim ki kendime
    "birazdan burada olacak...
    ve oturacağız ve çay içeceğiz
    ahududu reçeli yerken"
    ahududu reçelini
    getirdin değil mi?
    ve semaveri de koydum,
    ve dalları ateşe attım...
    o dalları... şey..."
    ardıç dallarını mı?
    ardıç dallarını,
    duman güzel koksun diye!
    ve... ve...
    çünkü... çünkü...
    senden başka kim
    yıldızları doğru düzgün sayardı ki?"
    ayı konuştu da konuştu
    ve kirpi düşündü:
    gerçekten
    tekrar birlikte olmamız güzel
    sonra kirpi
    atı da düşündü.
    nasıldı o, oralarda... sisin içinde?

    --- metin ---

    hedgehog in the fog
hesabın var mı? giriş yap