• taylor swift’in son albümü midnights’ın dinlemesi en keyifli şarkısı olabilir.

    “you're on your own, kid
    yeah, you can face this
    you're on your own, kid
    you always have been”
  • midnights'ın en iyilerinden (zaten birkaç tane gerçekten iyi şarkı var albümde). bence bu kadın country müzik yaparak boş yere geçirmiş yıllarını, keşke hep böyle şarkılar yapsaydı başından.

    nakaratı iki cümleden oluşuyor ve insan da biraz yutkunuyor.

    şarkı ve sözleri:
    https://youtu.be/7gbg6z70j7e
  • 5 numaralı parça için seçilebilecek en acımasız, en acıtıcı şarkıyı seçmiş yine.
    ama finaliyle de insana o kalp kırıklığı arasında kocaman sarılıyor.
  • "kaybettigin her sey attigin bir adimdir."
    zor aninizda denize atilan can simidi gibi sarki. oyle sicacik, oyle icten.
    her sey bitti derken, nefes aldigin surece umudun var oldugunu ve ne kadar guclu olabilecegini hatirlatan saat alarmi gibi...

    "korkmak icin bir nedenin yok,
    kendi basinasin evlat,
    evet, bununla yuzlesebilirsin.
    keni basinasin evlat,
    her zaman oyleydin.”
  • kendi tahmini türkçe çevirimle nacizane :

    from sprinkler splashes to fireplace ashes
    fışkiyeyi en coşkulu anlar olarak yorumluyorum, şömine külleri de yanıp giden közlenmiş en ağır acılar.

    ı gave my blood, sweat, and tears for this
    varımı yoğumu buna adadım, kan ter gözyaşı döktüm diyor.

    ı hosted parties and starved my body
    daha önceki kısımlarda partilerde hep güzel bedenlere bakıp kendisiyle karşılaştırdığını söylüyordu, artık partilere kendisi ev sahipliği yaparken anoreksiya eline düşüp zayıfladıkça zayıflıyor.

    like ı'd be saved by a perfect kiss
    onu her haliyle beğenen ve sevecek biri olsa belki bu beden algı bozukluğu düzelirdi diye düşünüyor.

    the jokes weren't funny, ı took the money
    röportajlarda, talk şovlarda onu komik duruma düşürenlere laf söylüyor; dalga geçtiğiniz espriler komik değildi ama ben parama bakarım, karşılığında para kazandım gibi.

    my friends from home don't know what to say
    yakın arkadaşları onun geçirdiği değişimlere ne diyeceklerini bilememişler

    ı looked around in a blood-soaked gown
    bu çeviriyi yapma sebebim, bu satır. stephen king'in carrie sahnesi göndermesi var burada. domuz kanını tepemden döktüler, elbisem kan içinde kaldı (romanı bilen sonra carrie'nin neler yaptığını iyi bilir = reputation dönemi)

    and ı saw something they can't take away
    yine de en dibe vurduğu anda bile içinde bir yerde değişmeyen o saf country girl'ü bulmuş ve ona tutunmuş

    'cause there were pages turned with the bridges burned
    yeni sayfalar açtık, yeni başlangıçlar yaptık (arada şarkı yazmasına da gönderme var) köprüleri yıkma hem dostluk bitirme hem de şarkılardaki bridge kısmına gönderme.

    everything you lose is a step you take
    bu yolda yürürken her kayıp, yükselişine yarıyor diyor. ilerledikçe kayıpların olacak ama ilerlemek istiyorsan bunu kabullenmek isin.

    so make the friendship bracelets, take the moment and taste it
    öyleyse arkadaşlıkların bitse de aynı saflıkla arkadaşlıklar kurmaya devam et (arkadaşlık bilekliği naifliğe gönderme) insanlara güvenini kaybetmeden bağ kurmaya devam et, hayatı yaşa, anın tadını çıkar

    you've got no reason to be afraid
    ne de olsa acılarına rağmen bak hala hayattasın, buradasın, korkacak neyin kaldı ki?

    you're on your own, kid
    yalnızsın, tek başınasın bu hayatta kızım.

    yeah, you can face this
    evet, sen altından kalkarsın her şeyin.

    you're on your own, kid
    you always have been
    yalnızdın hep. (kendi başına yaptın her şeyi)
  • bu şarkı büyük bir potansiyel kaçırmış, sinir oluyorum. bu şarkı dünyanın en acıtan şarkısı olabilirdi, ardından da o sevgi dolu kucaklamayı öyle bir sunardı ki dağılırdık.

    mesela bridge kısmı güzel, mükemmel, harika tırmanıyor ama bridge öncesi yine "bir adam sevdim, beni sevmedi" ile başlıyor. elde anoreksiya harici bir dram yok gibi.

    madem yalnızsın evlat diyeceksin, bizi bu dünyaya yalnız geldin, yalnız gideceksin kısmı kadar ağır bir yaradan vuracaksın, her yerden sarsman lazım bizi. ailesinin anlamadığı, sevgililerinin terk ettiği, öğretmenlerinin gözden çıkardığı, patronlarının kovduğu bir karakterin resmini çizsen; güzel olmaz mıydı? hatta madem folklore gibi hayali bir karakteri değil kendini anlatıyorsun, rep döneminde ne kadar yalnız ve korkmuş hissettiğine girsen, harika olmaz mıydı?

    would've could've should've gibi bir şarkıda en derin yaralarını anlatabilecek kadar cesur ve dürüstken, bu şarkıda daha aciz yanlarını sunabilirdin.

    en sonunda da, o müthiş finalde you're on your own kid deyip, you can face this demeden önce bir darbe daha vurabilir, everybody will betray you gibi bir cümle daha ekleyebilirdin, arkadaki vokal yükselişe geçip ah edebilir; tam milleti o karanlığa, korkulara, yalnızlığa ve çaresizliğe itmişken you can face this i patlatır, arkadaki vokal bir kez daha iç çeker, ondan sonra you're still standing gibi bir cümle ile finali iyice yükselerek bitirebilirdin.

    kafamda şarkının finali öyle net ki. ama kelimelere dökemiyorum. you can face this öncesi bir darbe daha hayal kırıklığı yaşatmalıydı gibi geliyor, hayatın acımasızlığını iliklerimize kadar hissetmeliydik. tam o sırada o hayali kucak gelmeli, başaracaksın, atlatırsın, hep başarmadın mı bak hala hayattasın gibi bir finalle arkadaki vokalin de iç çekmesiyle şöyle katıla katıla ağlatabilirdi be.

    valla rakı masası şarkısını ucu ucuna kaçırdım gibi geliyor, sinir oluyorum burada.

    ekleme: bridge sonrası olan iyimser yükseliş yaşanan friendship bracelets falan kısmını yok sayıyoruz tabii.
  • benim için artık geride kalan üniversite yıllarımın özeti olan şarkı. o kadar benzer şeyler yaşadım ve atlattım ki, bu benim acılarımın sıradanlığı mı yoksa pek çoğumuzun yaşayabildiği ortak hayal kırıklarının bir toplamı mı emin olamadım. böyle temposu sakin ve hafif hareketli bir şarkının bu kadar acıtabileceğini hiç düşünmezdim.

    "summer went away still, the yearning stays
    ı play it cool with the best of them
    ı wait patiently he's gonna notice me
    ıt's okay, we're the best of friends
    anyway
    ı hear it in your voice
    you're smoking with your boys
    ı touch my phone as if it's your face
    ı didn't choose this town, ı dream of getting out
    there's just one who could make me stay
    all my days
    from sprinkler splashes to fireplace ashes
    ı waited ages to see you there
    ı search the party of better bodies
    just to learn that you never cared
    you're on your own, kid
    you always have been
    ı see the great escape
    so long, daisy may
    ı picked the petals, he loves me not
    something different bloomed
    writing in my room
    ı play my songs in the parking lot
    ı'll run away
    from sprinkler splashes to fireplace ashes
    ı called a taxi to take me there
    ı search the party of better bodies
    just to learn that my dreams aren't rare
    you're on your own, kid
    you always have been
    from sprinkler splashes to fireplace ashes
    ı gave my blood, sweat, and tears for this
    ı hosted parties and starved my body
    like ı'd be saved by a perfect kiss
    the jokes weren't funny, ı took the money
    my friends from home don't know what to say
    ı looked around in a blood-soaked gown
    and ı saw something they can't take away
    `cause there were pages turned with the bridges burned`
    everything you lose is a step you take
    so make the friendship bracelets
    take the moment and taste it
    you've got no reason to be afraid
    you're on your own, kid
    yeah, you can face this
    you're on your own, kid
    you always have been

    edit: iyisiyle kötüsüyle hepsi birer deneyimdi ve geriye baktığımda zamanında üzüldüğüm, pişman olduğum şeyler beni şu an olduğum insan yaptı. şarkıda da dediği gibi "everything you lose is a step you take." şimdi olduğum yerden mutlu olmak ise gerçekten çok kıymetli.
  • hem başlarda bir platonik aşkı ele alması hem yalnızlığı anlatmasıyla bana yazıldığına emin olduğum taylor swift şarkısı.

    "ı wait patiently
    he's gonna notice me
    ıt's okay, we're the best of friends
    anyway"

    "ı gave my blood, sweat, and tears for this
    ı hosted parties and starved my body
    like ı'd be saved by a perfect kiss"

    hayatımın özetidir zira
  • kendi başınasın evlat...

    taylor swift'in midnights albümüne ait mucizesi. beni her zaman ağlatabilme potansiyeline sahip. ne dersem, ne yazarsam yazayım çok çok eksik kalır bu şarkı için.

    bir ay sonra 28 yaşına girecek olsam da, bu şarkıyı 18. yaşıma yolluyorum. seni seviyorum, 10 sene önceki ben. dinle bu şarkıyı, çıkar derslerini.
  • herkesin kendi hayatından parçalar bulabileceği yürek burkan taylor swift şarkısı. özellikle konser kaydını dinlerken gözyaşlarımı tutamadığım oluyor. inanılmaz saf duygularla yazılmış bir şarkı. gerçekten taylor'ın söz yazarlığına şapka çıkarmaktan başka yapacak bir şey yok.
hesabın var mı? giriş yap