*

  • ab´de en büyük national park
  • montana, idaho ve wyoming eyaletleri sinirlari icindeki park dunyanin ilk national parki unvanina sahiptir
  • montana ve idahodaki kismi yok denecek kadar az oldugundan kisaca wyomingde bulunan bir dogal yasam parki. yaklasik yuzyil once kurtlar gerizekali cifciler, hayvancilar ve de aptal amerikan hukumetleri tarafindan sonuncusuna kadar yok edildigi icin dogal dengesi bozulan, ancak yogun bir kurtlandirma programi!?! cercevsinde kanadadan getirilen kurt surulerinin ortama adapte edilmesiyle duzeltilen park. bu projeyi ve programi muhtelif kanallardaki belgesellerde saat basi yayinlanirken bulabilirsiniz.
  • idaho, montana ve wyoming eyalaetlerinin kesistigi yerde bulunan, dunyanin ilk milli parki. 1871 yilindan beri national park statusunde olan park basta ayilar olmak uzere bir cok canli icin bir dogal yasam cenneti.
  • bigfootun yasadigina inanilan yerlerden biri.
  • (bkz: pamukkale) travertenleri gibi travertenlere sahip olan, tc 'dekinden farkli olarak travertenler üzerinde dolaşilmasi kesinlikle yasak olan doğal park.
  • parkin 4 farkli girisi vardir. en cok kullanilan girisi montana nin bozeman sehri guzergahinda olan mammoth hot springs girisidir. en az kullanilan girisi ise wyoming eyaletine bagli cody sehri guzergahinda olan dogu girisidir. bu yol siklikla toprak kaymasi nedeni ile kapatilmaktadir.
  • bes ayimi gecirdigim ve olesiye ozledigim bir yer oldu burasi... muhtesem ormanlari,kanyonlari ve golleri ile hayatim boyunca yasayabilecegim, daha dogrusu yasamak istedigim yer olduguna karar verdim. genellikle yaslilarin, doga tutkunlari ve doga sporlariyla ugrasanlarin ugrak yeri olan bu park montana, idaho ve wyoming arasindadir. iklimi cok degiskendir, hava gunesliyken birden bire kar yagmaya baslayabilir. medeniyetten oldukca uzak olup televizyon bile bulmak zordur. kisin ulasim sadece kar araclari ile saglanir. konaklama imkanlari oldukca fazla olup kisin ne yazikki yoktur. her turlu doga sporlari parkin icinde mevcuttur. hayvanlardan cok haz etmeyen insanlar icin uygun bir yer degildir zira sabah kalktiginizda kapinizin onunde bizon, ayi, kurt yada amerikan kartalina denk gelme olasiliginiz oldukca yuksektir. park cevresindeki en yakin sehirler cody ve bozeman dir. bu iki sehirde her turlu ucuz urun bulunabildiginden gidenlerin cok fazla esa goturmesine gerek yoktur. parkin en cok ilgi ceken bolumu gayzerlerdir (fakat benim ilgimi cok cekmedi) bu gayzerlerden en unlusu old faithful dur. ortalama 40 dakikada bir 70 metreye varan yukseklige fiskirir. kisaca park her yonuyle muhtesemdir. parkla ilgili soylebilecegim tek sey park rangerlarin cokta dostane olmayan tavirlaridir. netekim arkadasim ve bana tabelasi bile olmayan bi yerden gectigimiz bir anda ayili bolgeden geciyorsunuz diyerekten 100 dolar ceza kesmislerdir. her ne kadar o ayinin ayni gunun sabahi benim kapimda yattigini park ranger amcaya anlatmaya calissamda ise yaramamistir. hatta bir ara turklugumu konusturup turkiyede ayilara gobek attirdigimizi anlattim lakim amcam gayet ciddi cikti.
  • şehir hayatına ziyadesiyle alışıksanız bu park ilk önce oldukça ürkütücü geliyor insana. soğuk ve nezaketsiz… içinizi çoğu zaman ezen bir keşmekeşin, acımasız bir cangılın içinden de çıkmış olsanız fazla oksijen, az insan, minimum trafik de dünyayı dar edebiliyor insana. sık sık okuduğum jack london romanlarını anımsatırdı bana, vahşetin çağrısı başka ne olabilirdi ki! bir boşluğun içinde bile sıkışabilir insan, anlıyorsunuz. yellowstone’da geçirdiğim dört ayın ardından yuvama dönüp eve gönderdiğim kartpostallara baktığımda görüyorum: misal şu yellowstonelular isteseler de renkli istop oynayamazlar demişim; olanca renk yeşil, kahverengi ve mavidir zira. uçsuz bucaksız masmavi yemyeşil bir göl ve kahverengili yeşilli ağaçlar… şehrin tüm karmaşık, göz alıcı ve yapay renklerinden uzakta… yine de her hayatın uzlaştığı bir nokta elbet var , o da bir şeyin değerini kaybedince anlamak! havasını soluduğum yüz yirmi gün boyunca bıkıp usanmadan uçsuz bucaksız ve nezaketsiz oluşundan dem vurduğum yellowstone gölünü; volta atarken mutsuzluğa ve huysuzluğa gark olduğum kıyılarını ömrümce özleyeceğim, bir de seni dave frida! şimdi orada olmak vardı anasını satayım!
hesabın var mı? giriş yap