• pınar kür hanımın vakti zamanında yazdığı romanı...yanlış hatırlanmaz ise küçük burjuva bir genç kızımız devrimci bir gencimize aşık olmakta ve olaylar hanım kızımızın kendi sınıfından kopması, gencin eksenindeki çevreye katılması yönünde gelişmekte idi...yaşanan dönemi leziz bir şekilde anlatmıştı, en azından daha bir objektifti (illa karalayan ve illa yüceltenler arasında)...malesef hülya avşar ve ismini hatırlamadığım bir delikanlının yer aldığı filmi de çekilmiş, akıllarda kalan tek şey ise "kitap nire film nire" olmuştu...zaten hülya hanımı böylesi bir rolde ilk defa görmüş, "devrim" vb kelimelerin o ağızda nasıl da yamuk durduğunu o zaman fark etmiştim...
  • bu kitap vakti zamaninda ya yasaklanmisti, ya toplatilmisti, ya da ikisi birden olmustu. devrimciysen ask yasama, asiksan ve devrimciysen de anlatma, hesabı.
  • selcuk ozerin canlandirdigi selim karakterine asik olan avsar kizi,birden sol ortamlara akar.peki bu durumun nedeni hulyanin asik oldugu kisiye duydugu tutkunun getirisi olan sevdicege benzeme halet-i ruhiyesi midir?yoksa hulya gercekten uyanmis midir?pinar kur aslinda madam curie midir?
  • bilkent üniversitesi 1.sınıf işletme ve iktisat öğrencilerine turk 102 dersi hocaları tarafından bu sene zorla okutturulan kitap. bu vesileyle birçok öğrenci yıllar sonra ilk kez bir roman okumuştur fakat bu kitabın seçilmesi onların hevesini kırmış ve bu kitabın son okuyacakları roman olmasına sebep olmuştur. neden bu kitabın seçildiği bir türlü öğrenilememiştir hocalara bu soru sorulduğuna bir kitap seçmemiz gerekiyodu bunu seçtik demeleri öğrenciler arasında "bunlar pınar kür le anlaşmışlar ya da pınar kür bunların birinin akrabasıdır heralde" gibi dedikodulara sebep olmuştur. yaklaşık 300 öğrencinin fiyatı 12-15 milyon olan bu kitabı aldığını düşünürsek bu gibi düşüncelere hak vermemek elde diildir sonuçta bu işten epey bi karlı çıkan pınar kür olmuştur.
  • içinde bulunduğumuz yıl, yarin yarın'ın ilk basımının otuzuncu yılı. geriye dönüp bakınca geçen bu otuz yıllık zaman zarfında ülkenin geri kalmışlığının yüzümüze yüzümüze vurulduğunu, asıl sorunu göremeyecek kadar dar zihniyetli olmanın getirdiği "hep bir düşman arama" halinin o yıllarda ülkeyi içten içe kana buladığını görüyoruz. o günün gençliğini küçük bir çocuk gibi "rejimimize, kanunumuza, askerimize karşıt bunlar!" deyip, anarşikler deyip, kızıllar deyip bir suçlu bulmak adına günah keçisi yapmışlar. birileri sahip olduğu parayı koyacak yer bulamaz, aç gözleri doymaz ve ceplerinden taşanı da utanmadan sağa sola saçmaya devam ederken gençlerin birbirini yemesini keyifle izlemiş. yukardan ipler sarkıtıp kukla misali oynatmış. abilere hiçbir şey olmamış, bugün kızılları moskova'ya sürmüşler(!) ve kendilerine yeni günah keçileri bulmakta hiç gecikmemişler. aradan geçen yıllarda servetleri buradaki bankalara sığmamış taşmış, başka "düşmanlarımıza" karşıt gücü toplayıp suni gündemler yaratılmış, yazar ayıplanmış, kitaplar sansürlenmiş, bir kuşağın belleğinde unutulmaz görüntüler kalmış. hatırlamak istemedikleri anılar, bir daha yaşamak istemedikleri acılar. sonra nokta konuvermiş. ayıbın ayıbı, gencecik çocukları asıp da vicdanını rahatlatmak, ülkeyi düşmanlardan arındırmak... teey teeey...

    yarın yarın'da devrim türk filmi havasında. yine de önce vicdanlara seslenmiş ve bu şekilde içindeki acıyı son derece başarılı bir şekilde verebilmiş pinar kür hanım. kurgu ve konunun gidişatı edebi yönden biraz zayıf olsa da en lirik sona sahip kitaplardan biri olsa gerek, insanın içine ağırlık çöküyor. aradan uzun zaman geçse bile insan geri dönüp bakınca sanki dün okumuş gibi hatırlıyor romanın son sayfasını. tüm bunlara ek olarak kitap, selda karakteriyle üstü başı servet değerinde olan, birileri gittikçe fakirleşirken abuk subuk şeylere utanmadan dünyanın parasını verebilen "küçük burjuva gençliğine" en babasından ayar vermekte.
  • 1976 yılında yayımlanmış, 1982 yılında toplatılmış, 1984'te suçsuz bulunarak serbest bırakılmıştır.
  • kitapta olaylar 1970-71'de geçer, sonlarına doğru 12 mart muhtırası verilir. seyda ilginç bir karakterdir: mutsuzdur, ama mutsuzluğunun suçunu kimseye yükleyemediği için daha çok acı çeker. sevmediği biriyle evlenmesinin tek suçlusu kendisidir. ilk başta oktay'a hissettiğinin sevgi mi yoksa sadece cinsel istek mi olduğunu anlayamamış, hissettiğinin yalnızca oktay'ın "koynuna girme arzusu" olduğunu farkettiğindeyse iş işten geçmiştir. üzgün bir anında kendisini teselli etmiş olan oktay'la -ki bu aralarındaki ilk ve son duygu alışverişidir- evlenme kararını herkese açıklamıştır bile. kararından dönüp hata yaptığını herkese açıklama gibi bir seçeneği yoktur seyda'nın; çünkü üstün zekalıdır, hata yapamaz. bu yüzden oktay'ı sevmediğini bile bile evlenir, okulu ve atom fizikçisi olma hayalini bırakır, hiç sevmese de oktay'ın sosyetik çevresine tahammül eder. bütün bunları yaparken hayatı gitgide anlamsızlaşır çünkü kararlarının ve dolayısıyla hayatının anlamsızlığının tek sorumlusu olduğunu bilir seyda; "özüne" olan saygısını kaybetmiştir artık.
  • bu kitabın filminin fotoromanı da yayınlanmıştı günlük gazetelerin birinin ekinde.filmin konusu benim aklımda evli ve mutsuz kadının süslü laflar eden, anne babalarımızın tabiriyle anarşist kılıklı adama aşkı olarak kalmış.
  • pinar kur ve murat somer'in yazip, sami guclu'nun yonettigi 1987 yapimi dram turunde sinema filmi. filmin konusu ve oyunculari su sekildedir...

    seyda (hulya avsar), evlilik sonrasi bunalima dusen genc bir kadindir. kendisiyle ilgilenmeyen zengin kocasi oktay'in (kerem yilmazer) gosterisli yasami ve de bir film yildizi olan aysel'le (hulya ercel) iliskileri bu evliligi giderek, icten-ice parcalamaya baslar. seyda, boyle bir yalnizlik icinde tek duze yasamini surdururken, bir toplantida kendisini cocuklugundan beri seven selim'le (selcuk ozer) karsilasir. paris'te ekonomi-politik okuyan ve bir ara 1968 yillarindaki ogrenci olaylarina adi karisan selim, turkiye'ye tatil icin gelmistir. selim, oktay'in onerisiyle tatil suresince evlerinde kalmaya baslar. boylece seyda ile selim'in yillar once yarim kalan asklari yeniden ateslenir. bu beraberlik suresince seyda, kendini bilincli bir yasamin icinde bulur. ancak, bazi nedenlerle mutluluklari butunlesemeyecektir. cunku, onlerinde bir dolu engel vardir.
  • ilk basımına sahip olduğum güzel kitap.
    güzel, çünkü karakterlerin işlenişi, olaylar hep hoş. dönem romanı işte, okunur.
hesabın var mı? giriş yap