• türküler vardır. hikayeleri olan. bu hikayeler dilden dile dolaşır. ama her dilde aynı hikayedir söylenen. türkünün ne denli türk'ü olduğunu bu hikayedeki söz birliği belli eder aynı zamanda...
    serçem bir zamanlar ışık doğudan yükselir dediydi de, üzerine bin türlü kedi zıpladıydı...
    işte bu doğudan yükseliş, hakiki bir yükselişti. doğudan yükselen ışığın görüş kapsamında ise bir halim selim hikaye vardı.
    işte bu hikaye meral okay ile sezen aksu'nun ortak çabasıyla ortaya çıktı. buna ünlü virtiöz fahir atakoğlu bir beste yaptı..
    ortaya dadından yinmeyecek bir porsiyon çıktı...
    müziğini dinletemeyeceğim, ama sözlerini aşağıda bir tarafa yazabilirim.... orijinal türkü gibi duruyor değil mi?

    yaktılar halim'imi
    söz: sezen aksu-meral okay
    beste: fahir atakoğlu

    martılar havalandı çığlık çığlığa
    bir ağıt yaktılar
    küheylanımı üç beş kafir şafakta
    yol ağzına attılar

    hava ağır nemli, aylardan şubattı
    simsiyah bir mermer misali
    yüzün caddeye aktı
    gece sağır, gece dilsiz
    korkuya yattı

    çifte pusu kuruldu
    yetişin halim vuruldu
    bir kahpe hançer
    ucunda kanıyor gülüm

    yaktılar halim'imi yaktılar ah
    halim'imin seyrine baktılar ah

    ofof...
  • inim inim inleten esaslı bi türkü.. ağıt gibi, dizleri dövdürten cinsten.
  • (bkz: ali).
  • 2+2+3+2 formunda olan 9 8lik bir şarkı. bence pek güzel. arada ercan* abimizin çaldığı zurna numaraları zaten harika.
  • düzenlemesinden söz edilmemiş, bence o da pek başarılı.* ışık doğudan yükselir'deki sivrilen çalışmalardan biri. ercan ırmak, neyi tam "martılar havalandı çığlık çığlığa..." kısmında martı çığlığı gibi enfes sesler çıkararaktan çalıyor; bravissimo.
  • ercan ırmak ve kendisinin icra ettiği ney partisyonları hakkında ne kadar da duygusuz konuşmuşum. oysa ki her şey sussun, o çalsın istiyor insan bir tek. cımbızla çeker gibi aralardan duymak istiyor o büyülü sesini neyin. başa sarıp sarıp... sesini açıp açıp... "simsiyah bir mermer misali, yüzün caddeye aktı" derken ney de akıyor geriden geriden, ", gece sağır gece dilsiz, korkuya yattı" derkense bir başka demden. vesselam, yaktılar beni bu şarkıyla, seyrime baktılar hem bir de. helal olsun.
  • sezen aksu'nun gecen 2003 yazinda harbiye acikhava konserindeki repertuarina aldigi ve sarkiya girmeden evvel kendisi icin cok ayri bir yeri oldugunu hatta en sevdigi sarkisi oldugunu söyledigi sarki.
  • bu öyle bir şarkıdır ki, bu öyle bir destandır ki, bu öyle öyle öyle bir şeydir ki!
    "aylardan şubat"tı diyor, "hava ağır nemli"
    yaktılar be halimimi yaktılar ciğerinden yaktılar!
  • oyle bir sarkidir ki bu, gecenin bir yarisinda dinlerken dunyanin obur tarafindaki kimbilir nerede, ne yapmakta olan temizlikci fadime teyzemizin bir kaza kursununa gencecikken kurban olmus kocasini aklima getirip beni hungur hungur aglatmis bir sarkidir. otesi yoktur.
  • o kadar buram buram bu toprakların şarkısıdır ki, bir bu kadar daha folk olabilen şarkı çok azdır. ağıttır zaten, hani bunu gerçek anlamında söylüyorum şu şarkı için. bildiğin yakılmış salt bir ağıt yaktılar halim'imi.

    ve fakat çok ilginç anekdotlar ya da nüansları da barındırıyor bu ağıt. 9/8'lik bir usulü var şarkının. 9/8'lik daha çok nerelerde kullanılır? oyun havalarında, daha doğrusu düğünlerde. en azından trakya'da böyledir. bizim kızanlar 9'luk ve 8'lik olan o aksak ritmde oynar ekseriya, oynaşır. ama bu bir ağıt, düşününce de o ritm bu formun fıtratına ters. ama biz ağıtta bile aslında, o oynak ve aksak ritm olan 9/8'liği de kullanabilen bir milletiz. çünkü ölümle hayatın iç içe olduğunu biliriz. ölümü kabul etmiş bir milletiz aslında. bu ağıtın altında yatan biraz da bu.

    sazlar da o kadar yetkin çalınmış ki... neyin o martı seslerini birebir vermesi, kaba zurnanın nakaratlar sonrası saba makamında ağlaması, o ağır aksak meydan davulu ve darbuka ve hatta elektrikli olan tek saz klavyenin bile sırıtmaması hiç... diyorum ya, bu kadar bizim olan bir şarkı az bulunur. tüm icracıları başta fahir atakoğlu ve sezen aksu olmak üzere tebrik etmek lazım. meral okay'ın da ruhu şâd olsun yeri gelmişken.

    değerini bilmek lazım böyle işlerin. es geçilmemeli. zira can çekişiyor müziğimiz artık.
hesabın var mı? giriş yap