• rebecca solnit'in degeri az bilinen ve her sayfasiyla icime akan kitabi. encore yayinevi ve cevirmenlerine de tesekkur etmek lazim. keza tercumesi o kadar iyi ki orijinal dilinde okumus kadar keyif aldim.

    kitapta kurtlarla koşan kadınlar 'i okuyanlara tanidik gelecek birkac masal; bu masallara farkli bir bakisi acisi getiren yorumlar; che guevara ve empati duygusu uzerine enteresan tartismalar; solnit'in annesiyle iliskisi ve kendi sagliginin bozulmasi ve yeniden kendini bulmasi uzerine insani sarsan hikayeler var. ha bir de solnit'in sahane diliyle betimledigi insanin agzini sulandiran kayisili tarifler. yalniz solnit, beni sasirtan gereksiz genelleme yapmis kitabinda. yazildigi senelerde parlayan ekonomisine ragmen turkiye'den soyle bir cumlede bahsetmis: '' yoksul ulkelerden (turkiye, hindistan, romanya, filipinler) donorler bobreklerini zenginlere satiyor (...) ''

    --- spoiler ---

    kendilik de bir yaratimdir aslinda, hayatinizin temel eseridir. onu dikkatle ve hunerle uretmek, herkesi birer sanatci yapar. tamamlanmayan bir eserdir gerceklesme sureci, ancak bizimle birlikte sona erer, sonuclari ise yasamaya devam eer. kendimizi yapiyoruz; yani kendiligin kucuk evreni ile etki ve tepkilerden olusan buyuk dunyanin tanrilariyiz.
    --- spoiler ---
  • beni her okuyuşumda derinden yaralayan rebecca solnit kitabı.

    solnit bu kitabında annesinin ölümü üzerine kendisiyle bir çeşit hesaplaşmaya girişiyor. tüm kötücül yanlarını ortaya seriyor. hem kendisinin hem de annesinin aslında. bu derece açıklıkla kişisel hayatına dair bir şeyler paylaşması inanılmaz bir şey. bir yandan da terapi gibi. hem yaralıyor hem yaralarını sarmana yarıyor.

    yine okuyorum, yine ağlıyorum.
hesabın var mı? giriş yap