• aslan parçalarının yeri göğü inleterek söylediği marştır.
    cevdet şakir metinel beyefendi tarafından yazılmıştır.

    yıldırımlar yaratan bir ırkın ahfadıyız,
    tufanları gösteren, tarihlerin yâdıyız,
    kanla, irfanla kurduk biz bu cumhuriyeti,
    cehennemler kudursa, ölmez nigâhbanıyız.

    yaşa varol harbiye, yıkılmaz satvetinle
    göklerden gelen bir ses sana ne diyor, dinle:
    türk vatanı üstünde sönmez güneşsin sen,
    kartal yuvalarında, hürdür millet seninle.

    yüz senedir harbiye bu orduya şan verir,
    çıkardığı dehalar semalara yükselir,
    baştan başa tarihtir mektebin her zerresi,
    sarsılmayan azminle çelik kalalar erir.

    şahikalar üstünde meydan okur bu erler,
    yaklaşacak düşmana mezar olur bu yerler,
    bağlayamaz bir kuvvet bu kasırga milleti,
    tarihlere sorun ki bize “ölmez türk” derler.

    üstteki arkadaşın bahsettiği gibi harbiye demek
    eksiksizlik demek, yetkinlik demek, ilim demek.
    ülkemin geleceğini ışıl ışıl aydınlatacak, mustafa kemal atatürk'lerin yetiştiği ocak demek.
    harbiyeye çocuk giren, adam olarak çıkar.
    memlekete ışık saçar, ölene kadar vazifesi bitmez.
    sırasında oturmak, teğmen osurtan yokuşunda ceza almak, menteş kampında iflahımın sikilmesi nasip olmadı ama olsun öyle delikanlılar hala aramızda yaşıyorlar var olsunlar.
    ne diyor bize koca bir ev bırakan atamız;

    "subaylık demek can ve tüm varlığını kesinlikle göze almış olmak demektir. bir subay sanatı adına yaşam ve varlığına hiç önem vermeyecektir. hayat ve rahatın hiç düşünülmemesi
    gerektiğinde, subay hayatını ve rahatını feda etmeyi şeref bilecektir. namusun gereği budur."

    subay adamın bilgi hazinesinden doğan parlak fikirleri vardır.
    (bakınız:anlacghelm-the point-apo kadri-osman pamukoğlu-kazım karabekir)

    zira, atatürk'ü de sindirmeye çalışırlar ama bilgisiyle işi bitirir.

    türk ordusu bir tatbikata hazırlanırken paşamız, yapılacak olan tatbikat çerçevesinde plan hazırlar ve tatbikatı denetleyecek olan mareşaldi goltz'a sunmak ister.
    'olur mu hiç öyle o bizden faydalanmaya değil, biz ondan faydalanalım diye geliyor' denilir.

    paşam durur mu:
    "türk ordusunu kumanda eden kumandan ve kurmaylarının kendi orduları için fikir ve görüşlerinin olmaması, savunma tertibatı sunamayan subaylarla teşekkül ettiği fikrini bu adamda uyandırmamız türk ve türk askerliğine yakışıtırılmayacak bir hareket olmaz mı"
    diyerek yapıştırır.

    sonra türk subayını öğütler:

    " şu veya bu yolda bir takım kimselere kendinizi beğendirme hevesine düşmeyiniz. bunun hiçbir kıymeti ve önemi yoktur. her zaman içinde bulunduğunuz durumu tetkik ediniz. en başta biraz feragat sahibi olmak lazımdır. şunun veya bunun sizi yüzünüze karşı gereğinden çok övmesinden kuvvet almaya tenezzül etmeyiniz. büyüklük odur ki hiç kimseye eğilmeyeceksin, hiç kimseyi aldatmayacaksın, ülke için hakiki amaç ne ise onu görecek, o hedefe yürüyeceksin. herkes senin aleyhinde bulunacaktır. asla irkilmeyeceksin. önüne sayısız engeller yığacaklardır. kimseden yardım gelmeyeceğine inanarak bu engelleri aşacaksın. ondan sonra da sana büyüksün derlerse bunu söyleyenlere güleceksin…"

    kurmay yüzbaşı
    mustafa kemal
    1907
  • askere gidince değerini anladığınız sözdür
hesabın var mı? giriş yap