• ilhan selçuk'un, arkadaşı cengiz yurtoğlu'nun babası yüzbaşı selahattin'in anılarından yola çıkarak yazdığı roman-hayat hikayesi.
    hatırladığım kadarıyla yüzbaşı selahattin'in günlüğünden faydalanılarak yazılmış.
  • yillarca cephelerde hem dusmanla hem dostla carpisip galibiyetlere, malubiyetlere sahit olup da basi egilmeyen ama mutlu ve ferah gunlerin bir turlu gelmemesiyle boynu bukuk aramizdan ayrilan bir kusagin dramatik ve didaktik yasam oykusunu anlatan iki ciltlik roman.
  • bahçe$ehir üniversitesi öğrencilerine sadece birinci cildi okutulmak üzere, ödev olarak verilmi$ ilhan selçuk kitabı.

    soruları ilk ciltten soracak hocanın tavsiyesi üzerine kitabı aynen bu $ekilde arayan öğrencilere mi yanayım, yoksa bunu bu hale getiren hocaya mı bilemiyorum.

    vesileyle, sevgili eğitim neferimize buradan selamlarimi yolluyorum.
  • roman değildir.

    ama kitaba bakıyorsun,

    adı: yüzbaşı selahattinin romanı

    yazarı: ilhan selçuk

    türü: roman

    içine bakıyorsun, romana benzer yanı yok, bildiğin günlük. önsözde ilhan selçuk demiş ki, bana verdi bu kitabı selahattinin oğlu, ben baktım, biraz düzelttim, bazı yerlerini güncel türkçeye uyarladım, bastım. e, güzel... editörlük yapmış yani.

    ama bunu millet roman sanıyor. hadi cumhuriyet kitap adam yiyo, ya kitabı okuyanlar? ya daha önce hiç roman okumamış olmalılar ya da... valla ya da'dan sonrasını bulamadım.

    illa roman okuyum diyenler yorgun savşçıyı okusun. yok o kalın geliyo, sıkılırım diyenler varsa onlar da yorgun demokratı dinlesin, 4 dakka ya sürer ya sürmez.
  • okuyalı çok zaman geçti. aklımda eşi rahatsızlanınca yüzbaşı selahattin'in çok üzülmesi, sonra da bu durumu garipseyip şaşırması, "o kadar ateşin içinden geçtim, savaşlar gördüm, ölümler gördüm sarsılmadım, şimdi neden bu kadar etkilendim?" diye düşünmesi kalmış.
  • selahattin yurtoğlu'nun anılarından derlenmiş 2 ciltlik eser. adında roman kelimesi geçmesine türü roman değil anıdır. yüzbaşı selahattin'in anıların toplamda 15 cillten olduğu söyleniyor. ilhan selçuk bunları derleyip 2 cilt olarak yayınlamış.

    ilk ciltte yüzbaşı selahattin'in çocukluğundan birinci dünya savaşı sonuna kadar olan yaşadıkları anlatılıyor. balkan savaşı, ırak ve doğu cephelerinde görev yapan yüzbaşı selahattin detaylıca yaşadıklarını kaleme almış. ikinci cildinde ise bekir sami günsav ile bandırma'ya geçişi, yunan ordusunun ilerleyişi ve batı anadolu'daki milli mücadelenin ilk zamanları anlatılıyor. temmuz 1920'de yunan kuvvetlerinin bursa'yı işgal etmesi ve hemen sonrasının anlatılmasıyla kitap bitiyor.

    ikinci ciltteki aynı olaylar kemal tahir'in yorgun savaşcı romanında da geçiyor. ben daha öncesinde yorgun savaşçı'yı okuduğum için eserin ilk cildi ikincisinden daha ilginç gelmişti, özellikle resmi tarihte ayrıntıları pek verilmeyen 1915 iran harekatı, 15 eylül 1918'de bakü'nün alınması (müttefiğimiz almanların bakü harekatına karşı çıkması hatta karşı cephede yer alması), boğazlıyan kaymakamı kemal bey'in cenazesine katılmasını anlattığı bölümler.
  • önce enver paşa'nın amcası halil paşa'nın yaveri, istiklal savaşı sırasında da "kazara rastlaştığı" (?) bekir sami bey'inin yaveri yüzbaşı... ve romanı...

    aslında teşkilat-ı mahsusa'nın bu gizli üyesinin anıları çok daha fazladır...

    ilhan selçuk onu roman anlatımıyla hayli kısaltmış ve (tahmin edilenlere göre) hayli müdahale de etmiştir orijinal metne...

    metni elinde bulunduran cengiz yurtoğlu'nun, düzgün bir yayıncıyla aile büyüğünün bu metnini aynen yayımlaması beklenmektedir (ilhan selçuk sağ iken, ona olan yakınlığı nedeniyle önerilere olumlu cevap vermemişti.)
  • kemal tahir'in yorgun savaşçı'sına cevap niyetiyle yayınlandığı söylenir.
  • bu kitabı daha önceden niye okumadığımı bilmiyorum ama keşke bir 6-7 yıl önce elime alsaymışım.
    aslında çok daha önceleri birkaç kez direkten döndüm. lisedeyken bölük komutanı bir kitap örnek vereceği zaman "atıyorum yüzbaşı selahattin'in romanı" derdi, merak edip okumaya başlayacakken başka kitaplar girdi araya.
    sonrasında 2008'de cumhuriyet ankara bürosu atakule'nin oradaki yeni yerine taşındığı sıralarda rastlaşmıştım, elim gidecekken "ağırlık yapmasın, başka bir zaman alırım" demiştim ve o gün bugündür büroya uğrayamamışımdır.

    tabi bu sırada kitabın baskısı da durduğundan bir süredir 0'ını arıyor bulamıyordum.

    neyse ki nadirkitap'ta 0 durumuna yakın bir kopyasını buldum.
    evet 10 yıldır bir şekilde yollarımız kesişiyordu, en sonunda okumaya başladım. ilk günden ilk cildin yarısına kadar gelebildim, insan okumayı bırakamıyor.
hesabın var mı? giriş yap