• ingilizce : çözmek.
  • ing. gerceklesmek.
  • fr. elaborer,
    bir şeyi işleye işleye hazırlamak, işlemek
    to proposistionu ile
  • rezil milliyet gazetesinin 27 temmuz tarihli daha rezil salsagençlik ekindeki * * abuk testlerden birinde "dışarıda çalışmak" olarak çevrilmiş talihsiz kelime öbeği.. (bkz: oha)
  • jackie warner'ın bravo tv'de yayınlanan programı. program zayıflama programının aksine, sky lab'de çalışanların hikayeleri ve ilişkileriyle dolu.
  • (bkz: workout)
  • ing. egzersiz/antrenman yapmak, çalışma yapmak, çözmek.
  • kaç yaşıma geldim sosyal medyada şu kelimeyi doğru düzgün kullananı göremedim. herkes bu hataya düşüyor. abicim yüzde 100 ingilizce olan bir bölümden mezun oluyorsun ama iş çıkışı bir kahve içince fotosunu çekip #workout etiketini yazıyorsun. kardeşim senin demek istediğin out of working hours ya da after work falan olabilir ancak. bak neymiş work out;

    work out(v): antreman yapman, egzersiz yapmak, işe yaramak, çözüm bulmak.

    workout(n): deneme, antreman, idman..

    sen iş çıkışı antreman yapmıyorsun.. sen iş çıkışı bir şeye çözüm bulmuyorsun. sen sadece kafa dağıtıyorsun. çıldırtma beni kocan yok senin.
  • ing. 1- yorucu bir şekilde egzersiz yapmak 2- bir şeyin başarıyla sonuçlanması.

    anlamı oldukça karıştırılan ingilizce fiil. bir çok anlama gelebiliyor.
    örnek:
    i need to work out today. gibi bir cümle de kurabilirsiniz veya

    "if you're successful it's great, but if it doesn't work out, it doesn't matter too much"

    gibi başarılı olması/olmaması anlamında da kullanabilirsiniz.
  • yaygın kullanılan ingilizce phrasal verblerden bir tanesi. kullanım alanları ve anlamları örneklerle aşağıdadır:

    1. bir durum, plan, fikir vs. başarılı olduğunda
    my relationship did not work out because she was a sarcastic loser with a big head.
    2. egzersiz yapmak (isim hali workout)
    she works out at the gym everyday. (fiil hali)
    i had a great workout at the gym today. (isim hali)
    3. bir şey olduğunda ya da bir şekilde bittiğinde
    you gotta admit that worked out better than expected!
    4. bir şeyi detaylı bir şekilde planlamak
    part of teacher's job is to work out a seating arrangement for the students.
    5. bir problemi çözmek
    he's a very smart man, so i'm sure he can work it out
    6. bir şeyi belli bir fiyata eşitlemek
    for the amount of money the repairs work out to be, it is better to just buy another car.
hesabın var mı? giriş yap