• (bkz: kim wilde)
  • brian gilbert 'ın richard ellmann'ın oscar wilde biyografisinden uyarlayarak çektiği film.
    wilde'i stephen fry oynamiştir.
    http://www.oscarwilde.com/
  • (bkz: zakk wylde)
  • ucuz ama güzel hollanda purolarından birisidir. içimi panter'den daha yumuşaktır, çok çabuk kuruyabilir.
  • oscar wilde hakkinda kotu film yapmak zor olsa gerek, sadece adamin aforizmalarini ardarda koysan yine vasat-ustu birseyler cikar.

    bu filmde, paradokslarin arkasindaki insan hakkinda pek birsey yok; ic cekismeleri, dunya gorusu, yazarlik sureci, eserlerinin icerigi vs ya yok ya ustunkoru. onun yerine bir ask hikayesi var. jude law dorian gray'in kendisi gibi masallah cikiveriyor, yeni yeni homoseksuelligini yasamaya baslamis olan oscar wilde'i tuketiyor. adamin cidden anlatilan tek gorusleri de bununla alakali, genc erkekleri sevmesiyle yani, bunu antik yunandaki platonik askla bagdastiriyor, yaslinin tecrubesi ve gencligin yasam enerjisi arasindaki cekim kuvvetine.

    jude law'in karakteri, dorian grayin aksine daha ilk dakikadan kendini acayip begenmis, abidik gubidik tantrumlara girip seyirciyi kendinden sogutuyor, butun film boyunca "yahu bu salak yuzunden mi bu hallere dusmus bu adam" demekten rahat rahat izleyemedim. bir wilde'i sogutamiyor zaten, adamin zaafi var buna karsi. buna da biraz deginilmis filmde, iste wilde zamanini ve dehasini bu gudik ask yerine eserlerine harcasa topluma daha faydali olur mu, olursa boyle bir yukumlulugu var mi?

    ama filmin bir period piece olamamasi, yani zamaninin atmosferini yaratamamasi buyuk handikap. mahkeme sahneleri de bayagi dandik; adam guzel guzel konusuyor, herkes buna hak veriyor, sonra zaart bunu maksimum cezaya carptiriyorlar, 5 dakka once alkislayanlar cadi avina cikmis gibi kuduruyorlar, inanilirlik azaliyor biraz.

    izlemezseniz olmezsiniz. (artik film notlandirmasi boyle, bir bu var bir de izlemeyen olsun var)
  • tapdk bandrolü ile satılmaya başlanmış. 12 lira 10 taneli paket içersinde. içimi rahat. kuruluğu da biraz nahoş. silkelerken dikkat edilmesi gereken bir sigarilo. çatadanak diye ortadan kırabilirsiniz. romeo y juliet tadını andırıyor. ama fiyatı üçte bir daha ucuz elbet.
  • stephen fry in gayet güzel bir wilde portresi çizdiği tv filmi kıvamında odak noktası wilde ile robbie ross arasındaki aşk-tutku olan film.
    o. wilde in trajedisini anlamak ve onun düşünce yapısını çözmek için yetersiz olsa bile kendi çapında iyi niyetli ve sağlam oyunculuklarla da desteklenince güzel bir film ortaya çıkartılmış.
  • (bkz: olivia wilde)
  • oscar wilde'ın sanatına ve özel yaşantısına son derece yüzeysel bir şekilde yaklaşan, 10 milyon dolara mal olup gişede ancak 2 milyon hasılat elde edebilmiş 97 yapımı fiyasko film.

    her ne kadar stephen fry fiziksel olarak wilde için iyi bir tercih gibi gözükse de senaryo ve yönetmene kurban gitmiş. sevgilisi bosie'yi canlandıran jude law'da gayet iyi fakat o da senaryo kurbanı. senaryo ne lord alfred douglas 'ın (bosie) gay aktivistliğine değinmiş, ne intihar eden erkek kardeşinin dönemin ingiltere başkanıyla olan eşcinsel ilişkisi yüzünden babasının olayı öğrenmesiyle birlikte oğluna ve başbakana yaptığı şantaja değinmiş, ne de wilde ve bosie ikilisinin cezayir'e cinselliklerini rahatça yaşamak için yaptıkları seyahatlere ve bu seyahatler sırasında andre gide ile olan deneyimlerine değinmiş. bunun gibi bir çok ayrıntıya değinmek yerine wilde'ı çoğunlukla maskülen, iyi aile babası, bir melek, bosie'yi de aksine kötü şiirler yazan para yiyici biri olarak gösterilmiş. sanki tek bir mektupla açılmış gibi gösterilen dava da cabası. halbu ki wilde çocuklarla otel odalarında, eşiyle yaşadığı evde o kadar rahat ilişkiye girmiş ki, arkasında bosie' nin babasına ve dedektiflere bolca malzeme bırakmış. pahalı hediyelerle kandırıp, kendine aşık ettiği çocukların tek tek mahkemede ifade verdiği de bilinen bir gerçek. bunların hiç biri filmde yok. filmin tek güzel yanı sonradan yıldızı parlayacak olan orlando bloom'un rent boy olarak bir dakika arz-ı endam etmiş olması.

    6/10
hesabın var mı? giriş yap