• hillary jordan'ın yky'den "uyandığında" adıyla bu ay çıkan romanı. türkiye'de tartışılan-gündem olan bazı olaylarla gösterdiği benzerlikler ilginç tabii. kendinden epey söz ettirecek gibi.
  • bir iddiaya göre "çağımızın bin dokuz yüz seksen dörtlerinden biri". kışkırtıcı biçimde merak uyandırdı.
  • amerika hristiyan baskıcı bir yönetime geçseydi ne olurdu, onu anlatan eser.

    --- spoiler ---

    tanımı yaptıktan sonra geçelim uyandığında adlı esere.

    fikirler güzel, anlatım güzel ama hiç bir zaman bize o karanlık atmosferi tam olarak anlatmıyor. boğmuyor bizi yeterince. karakter derinliklerine inmiyor. karakterlerin ne yapacakları kestirilebiliyor, insan ilişkileri hayatın doğal akışına aykırı bir düzenle ilerliyor.
    baskıyı sadece çok sınırlı anlatıyor ve - nazi almanyası yanında ispanyadaki franconun görece yumuşak faşizmi gibi- amerikada da görece daha yumuşak bir ortam var ama dengesi tam tutmamış.
    yazarın sonraki eserini okurum ; ama bunu tavsiye eder miyim bilmiyorum.

    ayrıca kitap bir kaç yerde kendi kendiyle çelişiyor ve hikayeye bunlarla örüyor. bu da kısmen rahatsız edici.

    --- spoiler ---
  • nükleer savaş sonrası kurtuluşu dinde bulmuş, totaliter hristiyan bir din devletine dönüşmüş tarihi belirsiz bir geleceğin abd'sinde geçen feminist ve liberal siyaset söylemine sahip bilim kurgu romanı.

    --- spoiler ---

    bağnazlık ve hristiyan devlet aklının hüküm sürdüğü bu -bambaşka- abd'de günlük hayat, hukuk, ahlak kuralları da sertleşmiş, giyim kuşam bile bildiğin amish staylı benimsemiş görünmektedir. neredeyse her davranış "ahlak/din dışı" ve dahi "suç" olduğundan hapishanelerdeki kalabalığa çözüm üretilmiş ve suçlulara suç tiplerine göre ten renklerini değiştiren virüsler enjekte edilip sokağa salınmaya başlanmıştır. renkler en hafif suçlarda sarıdan, şiddet suçlarında yeşil, mavi ve mora kadar genişleyen bir skalaya sahiptir (ah benim güzel abd'min mozayiği!). bittabi cinsellik denince küresel serbest çağrışımda "kırmızı!" diye bağırttıran renk de cinsel suçlar ve dönem itibariyle yasak olan kürtajdan mahkum olanların kafesi olmaktadır. suçluların toplum içinde deşifre edilmesiyle oluşan keskin bir sosyal dışlanma, rehabilitasyon sürecinin de mevla'yı bulma yollarında ilerlemesine neden olmaktadır.
    --- spoiler ---

    kitabın en ilginç yanı, amacının cezalandırma değil "ıslah" olduğu konusunda modern zamanlarda bir konsensus bulunan cezayı, tüm hayat boyunca sürdürecek önlemler alarak, sosyal dışlanmayı da garantileyen bir sistem kurgulaması. bir nevi ömürlük scarlet letter'ı kişinin boynuna asıp sokağa salan, salmadan kitabı mukaddesi hatmettiren güç, her güç gibi kendi olumsuzunu da yaratacaktır. olumsuzun da olumsuzu olacağından bir nevi "renkliler"i temizleyen ku klux klanvari örgütlenmeler de oluşacaktır.
    orijinal ve güzel kurgulanmış öykü aslında dil açısından biraz yavan kalmış. ne toplumun koyu dindarlığı, ne baskısı, ne kahramanın ve ailesinin öğrendikleri "mutlak doğru"lar ile seçimleri arasında git-gel yaşamaları psikolojik olarak yeterince aktarılabilmiş. bununla birlikte orijinal ve okumaya değer. yine de bir ursula k. le guin değil. yine de hollywood çeker bunu.
  • hillary jordan'ın distopik romanıdır.. türkçe ismi uyandığında'dır..

    kitap hakkındaki bir yazıya şuradan ulaşabilirsiniz:

    http://www.1okur1yazar.com/…nda-hillary-jordan/1001
  • suçluların işledikleri suça göre ten renklerinin değiştirildiği distopik bir roman, yky tarafından türkçeye çevrilmiş ancak bir süredir basımı yapılmıyor.
  • okumak için aradığım fakat bulamadığım bir hillary jordan romanı. yky uyandığında adıyla yayımlamıştı. basımı falan durmuş, bulunmuyor hiçbir yerde. elinde bulunan ve okuyup da sevmeyen ekşi yazarlarından belki hediye etmeyi düşünen çıkar diyerek bu enryi buraya bırakıyor ve iyilik yapmak isteyen kitapsever dostlardan mesaj bekliyorum.
  • mart ayında yky tarafından yapılan ikinci baskısıyla yeniden raflardaki yerini alan kitap.
  • kadına şiddeti çok iyi anlatan distopik eser.

    --- spoiler ---

    gelecekte, büyük bir savaş sonrası dinin insanlar üzerinde etkisini oldukça arttırdığı, insanların kiliseye bağnazca kapıldığı bir nevi orta çağ düşünce yapısına geçildiği bir dönemde geçiyor.

    insanların ödediği vergilerle giderleri karşılandığı ve insanların suçlu kişilerin bakımını üstlenmek istemediğinden hükümet yeni bir çözüm üretiyor. hapishane yerine geçecek bu sistemde insanların derileri, suçluluk sürelerince, suçlarına göre renklendiriliyor ve bu renklendirme (yaklaşık bir ay) süreci bbg evi gibi canlı yayınla halka izlettiriliyor. sonrasında artık renkli olan suçlu halkın arasına karışıyor.

    kitabın ana karakteri hannah payne, bir kadın ve o dönemin en büyük suçlarından biri olan kürtajla yargılanıp hayatına on altı yıl bir kırmızı olarak devam etme cezasına çarptırılıyor. mahkeme sürecinden başlayan hikayesi anlatılıyor.

    en beğendiğim kısım, kilisede suçlu kadınlara uygulanan psikolojik şiddettin tasvir edildiği bölüm oldu.

    en sevmediğim kısım; sonu çok hızlı bir şekilde bağlanıp bitirilmiş. kahramanın yaşadığı süreç uzun uzadıya anlatılırken hikayenin nihayete ermesi birkaç sayfa içerisinde gerçekleşiyor ve böyle bir final, hoşnutsuzluğa ve hayal kırıklığına sebep oluyor. keşke daha özenli bir şekilde bitseymiş...

    --- spoiler ---

    bazı kısımları durağan olsa da genel anlamda akıcı bir eser.

    bir kadının yaşadıklarıyla değişen bakış açısını, katı kurallardan sıyrılışını, insanların birbirini ötekileştirmesini ve özgürlüğün kıymetini çok iyi anlatıyor. hayatta yalnız kalan bir kadının erkek egemen toplumunda yaşamasının zorlukları, yaşadıklarına karşı koydukça güçlenmesini ve aşkı anlatışını sevdim.

    filmi yapılsa çok büyük başarıya ulaşabilecek bir eser. distopik kitapseverler tarafından kaçırılmamalı.
  • tha handmaid's tale'e bir miktar benzeyen en az onun kadar başarılı bir kitap. önümüzdeki yıllarda dizisi çekilirse şaşırmam. konu çok müsait.
hesabın var mı? giriş yap