• valden

    imece dergisinin genel yayin yonetmeni ergun tavlan 'a yaki$tirilan isim. kendisini 266 + x seviyoruz, $apkaliyoruz.

    ayrica (bkz: walden266)
  • doonesburydeki karakterlerin ilk tanismalarina mekan olan, hala da bazi hikayelere ev sahipligi yapan universite.
  • thoreaunun iki yılını hiç bir modern imkan kullanmaksızın geçirdiği ormanın adını taşıyan kitap. kitap yalnızca bir yılı içermektedir. ayrıca thoreau nun bu süre içerisinde ikamet ettiği orman evi ralph waldo emersona aittir.thoreau ayrıca gandhinin öncülügünü yaptığı sivil itaatsizlikin kurucusudur.
  • alaattinin lambasından çıkan cinin günün birinde "dile benden ne dilersen, alıp götüreyim seni istediğin yere" diye sorması durumunda verilecek cevap. *
  • paul auster'in basucu kitaplarindan biri. her iki kitabindan biri mutlaka walden'a bir gonderme icerir.

    walden her şeyden önce fazlasıyla pastoral bir kitap, öyle güzel doga tasvirleri var ki inanılmaz, gerçekten insanı böylesi bir yaşama özendiriyor. bazı kitaplar güzel bir parfüm gibidir, bazıları ise her hangi bir çiçeğin flakonlanmış koku özü gibidir. parfümü koklarsın ve güzel kokusuyla büyülenip kalırsın, ama çiçeğin konsantre kokusunu koklarsan burnuna gayet keskin ve pek hoş olmayan bir koku gelir. ama parfumu olusturan da bu çiçek özlerinin uygun oranda karışımları ve alkol ilavesidir. işte walden böyle konsantre bir kitap, bir parfüm gibi değil daha çok parfüm yapmaya elverişli bir cicek ozu gibi. aslında yazarların beslendikleri bir çok klasik kitapta bu tip bir kokuya sahip, deneyimsiz bir burun çok az şey algılayabiliyor.
  • girl from monday'in zihin açıcı yasak yayını...
  • south park'ın ikinci bölümünde...

    --- spoiler ---

    ...cartman'ın kopya çektiği kitap

    --- spoiler ---
  • bir neun welten eseri. vergessene pfade albümünde yer almakta.
  • hayata bambaska bakmak istememi saglayan thoreau manzumesi..

    i went to the woods because i wished to live deliberately, to front only the essential facts of life, and see if i could not learn what it had to teach, and not, when i came to die, discover that i had not lived. i did not wish to live what was not life, living is so dear, nor did i wish to practice resignation, unless it was quite necessary. i wanted to live deep and suck all the marrow of life, to live so sturdily and spartan-like as to put to rout all that was not life, to cut a broad swath and shave close, to drive life into a corner, and reduce it to its lowest terms, and if it proved to be mean, why then to get the whole and genuine meanness of it, and publish its meanness to the world; or if it were sublime, to know it by experience, and be able to give a true account of it in my next excursion.
hesabın var mı? giriş yap