• 1920'lerden 1950'lere kadar siyasi mahkumlardan, adi suçlulara ve asi köylülere, milyonlarca insan çalışmaya zorlandıkları sovyet gulaglarından geçti. bu gulaglardan çok azı vorkuta'daki gulaglar kadar kötü nam salmıştır.

    kuzey kutup dairesinin yaklaşık 100 mil kuzeyinde ve moskova'dan 1.900 kilometre uzaktaki bölgenin kömür madenlerinde milyonlarca mahkum çalıştırıldı. yaklaşık 130 kampa yayılan vorkutlag'ın tutsakları, uzun çalışma saatleri, dondurucu soğuklar ve temel erzak eksikliğinden mustaripti.

    30 yıllık operasyonu boyunca vorkutlag'dan iki milyon insan geçti. bu insanlar, suçlular, aydınlar ve naziler gibi, stalin'in siyasi tehditleri kaldırmak için başlattığı büyük arınmaya yakalanan kişilerdi. bunlardan 200.000 kadarı bu kamplarda öldü. diğerleri muhafızlara karşı ayaklandı. birçoğu, kamplar kapandığında bile vorkuta'yı terk etmedi.

    time'a göre, rus liderler, 1840'a, birinci nikola dönemine kadar, vorkuta'daki izole toprak parçasını siyasi mahkumlar için iyi bir yer olarak görmüşlerdi.

    ancak daha sonraki sovyet bürokratları aynı fikirde değildi. onlar için gulag sistemi iki amaca hizmet etti. birincisi, sınıf düşmanlarından asi köylülere kadar sovyet politikalarına direnen herkesi hapsetmek için uygun bir yer sağlamak. ikincisi, sovyet yöneticilerine ülkeyi sanayileştirebilecekleri ücretsiz iş gücü sağlamaktı.

    1930'da komi cumhuriyeti'nde kömür keşfedillmesi, bir dizi yeni zorunlu çalışma kampının doğuşuna zemin hazırladı. mahkumlar, jeolog ve gardiyanlardan oluşan iki düzinelik küçük bir grup, 1931'de bölgeye gitti ve ertesi yıl vorkuta'nın ilk madenlerinden birini kazdı.

    anne applebaum'un "gulag: a history" adlı kitabına göre, mahkumlardan biri olan kulevsky adlı coğrafyacı, yüreğinin vahşi ve boş manzara karşısında sıkıştığını hatırlıyordu. mahkum bölgeyi, "saçma derecede büyük, siyah ve yalnız bir gözetleme kulesi, iki zavallı kulübe, tayga ve çamur." diye tanımlamıştır.

    ilk madenin kazılmasıyla birlikte moskova'nın 1.900 km kuzeyindeki bu izole kömür madeni hızla sovyetler birliği'nin en büyük gulaglarından birine dönüştü.

    1938'de 15.000 mahkuma ev sahipliği yaptı. 1946'da vorkutlag ve komşu kampta 60.000'den fazla mahkum vardı.

    vorkutlag'a sağ salim ulaşmayı başarsanız bile oradaki hayat acımasızdı. mahkumlar, gardiyanlarca "beyaz kömür" diye adlandırılırdı ve her durakta ceset bırakılan trenlerle kampa getirilirdi. vardıklarında “sscb'de çalışmak onur ve gurur meselesidir” ve “demir yumrukla insanlığı mutluluğa götüreceğiz” gibi pankartlarla karşılanırlardı. görsel

    kampın inşası, yeterli sayıda mahkum gelmeden başlamadı. ilk mahkumlar çadırlarda kalmak zorunda kaldılar. kışlalar inşa edildikten sonraysa koşullarda pek bir gelişme olmadı. mahkumlar, madeni çevreleyen kamplarda yaşıyor, ranzalarda uyuyor, tuvalet olarak kova kullanıyor ve soğuktan korunma umuduyla duvarları umutsuzca çamurla sıvıyorlardı.

    eksi 40 dereceye kadar düşebilen sıcaklıklar ve 10 aya kadar sürebilen kış ayları ile kar fırtınaları vorkuta'daki yaşamı etkileyen hayati özelliklerdi.

    ispanya iç savaşı'ndan bir general olan bir mahkum, kar fırtınasının yaklaştığını insanlardan önce hisseden gardiyan köpeklerinin ulumalarının, başka bir sığınak olmadığı için çukur kazmalarını gerektiren bir sinyal olduğunu belirtmiştir.

    generale göre, 150 kişilik bir grup, kar fırtınasına madene birkaç metre kala yakalandı. gardiyanlar hemen onları terk etti. bir sonraki vardiyadakiler, bu cesetlerin oluşturduğu minik tepecikleri aşarak madene geldiler. kimse cesetleri kaldırma zahmetine girmedi. kamp komutanlığındaki görevlilerden biri "kıyafetlerini kaybetmemiz üzücü oldu" dedi.

    soğuğa ve çoğu mahkumun iç çamaşırı veya kalın çizme gibi temel ihtiyaç maddelerinden yoksun olmasına rağmen, sabah 5 civarında kalkmaları ve günde 12 saat çalışmaları bekleniyordu. vorkutlag'daki insanlık dışı koşullardan kaçmaya çalışanlar genellikle vahşice dövüldü, çırılçıplak soyuldu ve ısıtılmayan hücrelere hapsedildiler.

    1953'e gelindiğinde, mahkumların sabrı taşmıştı. o yıl, joseph stalin öldü ve vorkutlag'daki mahkumlar çalışmayı reddetti. time'a göre bir mahkûm "sadece çalışmaktan, ölüp bir düşene veya fırtına beni içine çekene kadar çalışmaktan bıktım" bile dedi.

    1953 yılı temmuz'unda greve gittiler. ancak direnişleri kısa sürdü. 1 ağustos'ta birlikler grevcilere ateş açarak düzinelercesini öldürdü ve çok sayıda kişiyi yaraladı.

    vorkuta isyanı başarısız olsa da gulag döneminin sonunun geldiğinin habercisiydi. vorkutlag 1962 yılında kapandı. faaliyette olduğu 30 yılda yaklaşık 200.000 kişi kampta hayatını kaybetti.

    görsel

    vorkutlag'ın kapatılmasının ardından mahkumlarının çoğu bölgeyi terk etti. agidecek başka yeri olmayanlar ise bölgede kaldı. hatta bazı sovyet vatandaşları eski gulag bölgesine taşınmayı bile tercih etti.

    gulag mahkumlarının gitmesini sovyet makamlarını ciddi bir sorunla karşı karşıya bıraktı. mahkumlar gitmiş olsa da, madenlerin hala çalıştırılması gerekiyordu. bu nedenle yetkililer, potansiyel madencilere soğuk ve izole olan bölgeye taşınmaları için yüksek maaşlar ve birçok avantaj teklif etti.

    vorkuta, okullar, mağazalar ve apartman bloklarıyla gelişen bir şehre dönüştü. etrafını çevreleyen 13 maden tarafından beslenen alanın nüfusu, 1980'lerin sonunda 250.000'e ulaştı.

    ancak vorkuta'nın refahı uzun sürmedi. 13 madeninden sadece dördü günümüzde aktif olarak kaldı. banliyöleri hayalet kasabaya döndü ve toplam nüfusu yaklaşık 60.000'e düştü. kiralar ucuz olsa da bölge sakinleri soğuk hava ??ve rusya'nın geri kalanından izole olmanın zorluklarıyla boğuşmak zorunda kaldılar.

    vorkuta'nın geleceği belirsiz olsa da geçmişi oldukça açık. burada, sonu gelmeyen kışların ve soğuk havaların hüküm sürdüğü bir şehirde, yüz binlerce insan vahşice öldü. vorkuta şehrine bundan sonra ne olursa olsun, şehrin geçmişi ayrılmaz bir şekilde vorkutlag'daki acılarla anılacak.

    kaynak
hesabın var mı? giriş yap