• zweig'ın*kitabına uygun gördüğü isim..bize çok yakın manzaralarla anlatılmış gerçekler..

    ve kitaptan bir kaç alıntı ...

    --- spoiler ---

    *bizim adaletimiz baştan sona adaletsizliktir, faziletimiz pislik, kahramanlığımız şerefsizliktir. ve bizden doğan en iyi şeyler bile her zaman için etin kirliliğine bulaşmıştır ve fenadır, kirle yoğrulmuştur.

    *bir fikrin savunucusu için gerçek tehlikeyi, ona farklı bir düşünceyle karşı çıkan bir insan oluşturur.

    *bir halkın, diktatörlüğün sağladığı, sıkı disiplin ve artan ortak vurucu güç gibi geçici avantajların bedelinin daima bireyin kişisel haklarıyla ödendiğinin ve her yeni kanunun, kaçınılmaz olarak eski bir özgürlüğe mal olduğunun ayırdına varması çoğunlukla zaman alır.

    *örgütlenmemiş bir memnuniyetsizlik, örgütlü bir terörle asla baş edemez.

    --- spoiler ---

    ne de güzelmiş diyenler için
  • bu kitapta "calvin" kelimesinin yazdığı yerleri, "tayyip" yapın kitabın anlam bütünlüğünün bozulmadığını göreceksiniz.
  • can yayınları'nın kitap türüne dair monolog yazdığı üstad stefan zweig'in başyapıtlarından birisidir. rousseau'nun doğduğu kent cenevre'de yaşanmış, 200 yıl önceki hristiyan bir diktatörlüğü anlatır.
    çok bilinmeyen, avrupa'daki nispeten satır arasında yaşanmış bir olayı, kendi üslubunca anlatınca, başkaldıran bir karakteri konu edinmiş kitaplar arasındaki en başarılı eser denebilir.
  • --- spoiler ---

    "her zaman etkileyici olan şeylere kapılan insanlık, asla sabırlı ve adil olanlara değil, sabit fikirlilere, kendi hakikatlerini mümkün olan tek gerçek, kendi iradelerini dünya kanununun temel biçimi olarak ilan etme cesaretini gösterenlere biat eder."

    --- spoiler ---

    der zweig. kitap okurken denk geldiğim bir cümlesini barındırır alıntıda.
  • --- spoiler ---

    bir insanı öldürmek, asla bir öğretiyi savunmak demek değildir: bir insanı öldürmek demektir.

    --- spoiler ---

    muhteşem gerçekliği ve duruluğuyla unutulmaz ve söylenmiş en insanca söz.
  • güzel kitap. günümüz türkiye'sine benzediği için her yerin altını çizmek zorunda kaldım.

    --- spoiler ---

    bütün despotların trajedisi, politik açıdan etkisizleştirdikten ve seslerini kestikten sonra bile bağımsız insanlardan hala korkmalarıdır. onların susmaları, susmak zorunda kalmamları yetmez. evet demedikleri, başlarını eğmedikleri, dalkavuklar ve hizmetkarlar sürüsüne katılmadıkları için varlıklarını hala sürdürmeleri onlar için bir kızgınlık sebebidir.

    --- spoiler ---
  • tam bir underrated.

    kitap, günümüz türkiye'sine benzemiyor; günümüz türkiye'si gittikçe kitaba benziyor!

    belki de kendi halinde dinini yaşayan bir adamın aldığı güçle nasıl bir tiran haline dönüştüğünü, herkesin kendisi gibi yaşaması için kurduğu baskı ortamını, bizlere yaşatarak anlatıyo zweig. ve bunu nesnel bir şekilde yapmaya çalışıyo. bence oldukça da başarılı olmuş bu hususta. insanları bilmediği alanlarda kısıtlaması yetmezmiş gibi kendi alanında eleştiriyi de kabul edemeyen bir insan oluveriyor tüm yaşananların sonunda. bu olaylar calvin özelinde anlatılsa da dünyanın herhangi bir yerinde, herhangi bir zamanda aynı şekillerde gelişip benzer sonuçlara ulaşabilir. bu yüzdendir ki bu kitap evrenseldir. insanlar okudukça türkiye'ye benzetmekte. ama aslında türkiye tek tipleşmekte ve kitaba benzemektedir. kitapta anlatılan olayların üzerinden yaklaşık 5 asır geçmesine rağmen bu ve benzer olaylar hala yaşanabiliyor. bu da kitabı ölümsüz yapmakta.

    güzel ülkemde instagramlara kadar düşmesin ama herkes okusun. belki biraz empati yeteneğimiz artar. muhaliflerin korkularını duyar. bizden diye bazı insanlara, bazı olaylara ses çıkarmamazlık yapmayız.
  • okuduğumda, haksızlığa karşı ayağa kalkanlara karşı kendi küçük dünyamda ne yapabileceğimi düşünmeme yol açan ve arkasından koşa koşa yazar in tüm diğer biyografi ve monografilerini almam yol açan kitaptan çok ders niteliğindeki humanizm sembolü eser.arkasindan da (bkz: insanlığın yıldızının patladığında anlar) a başlamış bulunmaktayım.
    kitap ne mi anlatiyor; calvin denen sapık zihniyetlinin reform yapıyorum diyerek bir masum u katledişi ve buna mükemmel bir reddiyeyle isyan eden castillo nun mücadelesi anlatılıyor.
    yazarın kendi deyimiyle bir fil e karşı pire nin hikayesi...
  • dünyanın, düzenin ya da sistemin (adını siz koyun) aradan kaç yıl geçmiş olursa olsun değişmediğini gösteren bir yapıt oldu benim için. belki de insanoğlu değişmek istemiyordur, kararını veremedim ben.
  • kitabın özü aslında yayıncının sonda paylaştığı şu söz diyebilirim
    “yumuşak huylu insanlar güçlü olmak zorundadır ve barış isteyenler bir kavganın içindedirler... görünmeyeni yenmek mümkün değildir, insanlar öldürülebilir ama içlerindeki tanrı öldürülemez. bir halk yenilebilir ama ruhu asla.” işte bu söz tamamen kitabı anlatmaya yeter yalnız ben de inanılmaz bir calvin merağı da yaratmadı değil. tavsiye ederim okuyun castello’nun şu satırları zweig’ın da amacını açıklar: “hakikati aramak ve onu kendi düşündüğü gibi ifade etmek asla suç olamaz"
hesabın var mı? giriş yap