• en unlusunun (rhea silvia) iki cocuk sahibi oldugu goz onune alinirsa, gorev verilirken, bakirelik sarti aranmayan bakirelerdir.
  • (bkz: kofti bakire)
  • sayıları altı olan ve buyuk vesta rahibesinin yonetimi altındaki vesta rahibeleri.gorevleri ateşe ve penateslerine goz kulak olmak, kurban edilecek hayvanların üzerine serpilmek üzere tuzlanmış ve ezilmiş tahıl karışımını hazırlamaktır. rahibeliğe çocukken alınırlar; otuz yıl surecek gorevleri boyunca aşktan kesinlikle uzak duracaklarına yemin ederler, aksi halde diri diri gomuleceklerdir.
  • fallik kadın olarak nitelendirilen lacanian kadın'a benzediği için jeanne lorraine schroeder tarafından yazılan "the vestal and the fasces: hegel, lacan, property, and the feminine
    philosophy, social theory, and the rule of law ; 5" isimli kitabın ana (*) karakteri
  • ahmet kaya'nın çek mustafa çek şarkısının sözlerinde geçen, antik roma aile tanrıçası vesta'nın rahibelerine verilen ad.
  • görevlerinin arasında önemli devlet adamlarının vasiyetlerini saklamak da var galiba. resmi bir görev olmayabilir ama; julius caesar, mark antony ve augustus vasiyetlerini bu bakirelere emanet etmeyi uygun görmüş.
  • vesta kültü ve vesta rahibeleri, roma’nın ve latin kültürün eksi bir geleneğinin ürünü olması açısından çok önemlidir. toplumun en temel inancı ve roma ruhunun koruyucu ruhu olan tanrıça vesta, aile ocağının ruhudur. daha önce grek mitolojisinde olduğu gibi antropomorf biçimde hayal edilmeyen ve bir tür kutsal ruh olarak var olan ve toplumun en temel yapı taşının koruyucusu olan vesta, zamanla roma’nın devlet ocağı’nın koruyucu tanrıçası haline gelmiştir. grek etkisinden önce de, sonra da, roma dini'nin en önemli unsuru, aileleri ve dolayısıyla toplumu ayakta tutan kutsal aile ocağı'ydı. vesta rahibeleri de (veya vesta bakireleri) devlet ocağının ateşinin bekçileri sayılmıştır.

    en soylu romalı ailelerden belirlenen adaylar arasından yalnızca altı vesta bakiresi seçilirdi. bu kutsal görev, roma’nın en nezih ve asil ailelerinden seçilen altı bakireye verilmekle, onlara en büyük onur ve yetki bahşedilmiş olurdu. bir vesta rahibesi, on ya da daha küçük bir yaştayken seçilir ve sonraki otuz yıl boyunca dünyevi zevklerden uzak kalarak, kendini dini erdemliliğe adardı. bu süre sonunda istediği takdirde serbest kalır veya rahibeliğe devam ederdi.
  • (bkz: vespa bakireleri)

    (bkz: vespa)
  • günümüzün popüler kültüründe de referansları bulunan antik çağ figürleri.

    misal, eternal sunshine of the spotless mind adlı sevilen filmin adı ingiliz şair alexander pope, trajik bir aşkı betimlediği "eloisa to abelard" şiirinde de vesta bakirelerinden söz eder.

    "how happy is the blameless vestal's lot!
    the world forgetting, by the world forgot.
    eternal sunshine of the spotless mind!
    each pray'r accepted, and each wish resign'd"

    kafiyesiz türkçe meali:

    "masum vesta bakireleri ne mesuttur.
    dünya onları unutmuştur, onlar da dünyayı.
    lekesiz bir zihnin ebedi günışığı.
    her duaları kabul görür, her arzuları yerine getirilir."

    .

    misal, procol harum'un 60'lı yıllarda ürettiği ve bugün hala severek dinlediğimiz 1966 çıkışlı a whiter shade of pale adlı parçada da bu vesta bakirelerinden bahsedilir.

    "but i wandered through my playing cards
    and would not let her be
    one of sixteen vestal virgins
    who were leaving for the coast
    and although my eyes were open
    they might have just as well've been closed"

    bir empresyonist tablo gibi daldan dala kısa izlenimlerin ses kalıplarıyla peş peşe eklemlendiği bu şarkının sözleri biraz kriptik, yani kapalı imalar ve mistik referanslarla dolu olduğu için tercüme edince anlamı iyice bozuluyor. yine de yaklaşık türkçe meali şöyle:

    "fekat elimdeki iskambillere göz gezdirdim
    ve hatuna karışmamazlık etmeyecektim
    sahile gitmek üzere yola çıkan
    on altı vesta bakiresinden biri
    ve gözlerim açık olmasına rağmen
    aslında kapalı da olabilirdi"

    .
  • hayatları her ne kadar kutsal ve ulaşılmaz olsa da yeri geldiğinde alabildiğine pamuk ipliğine bağlı olan ve
    bakire olmaları istenilen rahibeler.

    bu kültür m.ö 480-500'lerden, m.s 400'lere kadar yaklaşık 1000 yıl sürmüştür.

    vesta rahibeleri tüm roma'nın kız kardeşleri olarak kutsanmışlardır. altı ila on yaşları arasında,
    soylarında hiçbir kölelik bağı bulunmayan, en seçkin soylu ailelerin kızları arasından özenle seçilirler.
    özen derken tam bir beden ve akıl mükemmelliği ön plandadır.

    buna ilaveten peltekler, vücudunda yara izi olanlar,
    duruş bozukluğu bulunanlar, kekemeler vs. kesinlikle tapınağa alınmazlar.
    anne ve babanın her ikisinin de hayatta olmaları ve hiçbir suça bulaşmamış olmaları şarttır.

    vesta rahibeleri, roma'nın onuru, gururu ve koruyucuları görevini üstlenirler. tapınakta sürekli yanan
    bir ateşin koruyucusu durumundadırlar. bu ateş aynı zamanda roma'nın yaşam ve moral ateşidir.
    halk arasında itibarları müthiştir.

    örneğin bir vesta rahibesi, sokaklarda özel arabası ve korumaları ile gezerken ölüm cezası almış bir
    mahkuma rastlarsa, adamın/kadının cezası kendiliğinden kalkar.
    bir vesta rahibesinin arabasının altından geçmenin (niye geçerler bilmem) cezası ise ölümdür.
    tiyatro ve oyunlarda baş köşede özel koltuklar tahsis edilir, kimse fiziken kendilerine dokunamaz.

    vesta tapınağında otuz yıl geçirirler. vesta, kalbin ve yeryüzünün tanrıçasıdır. öldüklerinde, çok az
    seçkinin gömülebiliği özel mezarlıklara gömülürler.

    şimdi gelelim hayatlarının risk noktasına;

    bu şatafatlı rahibelerin kutsallıklarının tek şartı bakire olmalarıydı. bu el değmemişliklerinin
    bozulması demek kendilerinin ölüm fermanlarının imzalanması anlamına geliyordu. ancak görülüyor ki sıklıkla
    şehrin başına gelen herhangi bir kötü olayda direkt günah keçisi haline getirilme riskleri de vardı.

    savaş mı kaybedildi, kanıt falan olmasa da rahibelerden birisi iffetini korumamış sayılıyor ve cezalandırılıyordu.
    kuraklık mı oldu, yükle vesta bakiresine suçu gitsin.
    hatta politik bir başarısızlık mı yaşandı, yine vesta'lardan birisi ya da birkaçına dönsün suratlar.

    örnek lazımsa verelim;

    m.ö 483, roma.
    şehir volsci ve veii ile savaşıyor, savaş kazanılıyor ama şehirde sürekli olağanüstü şeyler olmakta.
    bir anda yazın dolu yağıyor mesela. kahinler kurbanların iç organlarından fal bakıyorlar ama bir türlü
    olaya açıklık getiremiyorlar. o zaman da mutlaka bir vesta rahibesi kötü davranışta bulunmuştur deyip
    şanssız rahibe oppia'yı hedef gösteriyorlar.

    suçu, "incestum" yani ensest.

    rahibe'nin birisiyle cinsel birlikteliği olduğu iddiası "incestum"
    suçudur, keza rahibeler tüm roma'nın kardeşi, eşi, kızıdır. rahibe ile yatan kardeşiyle yatmıştır.
    oppia infaz edildi. bunu anlatan tarihçi livy (titus livius).

    m.ö 215, roma.
    kartaca ile yapılan savaşta roma yenilince rahibeler opimia ve floronia incestum ile suçlandı,
    her ikisi de diri diri yakılarak infaz edildi.

    yüz sene sonra cato'nun ordusu trakya'da yenildi. üstüne üstlük, tapınakta nedensiz bir yangın çıktı.
    sonra at üstünde bir kıza yıldırım çarptı ve yanan elbisesini belinden yukarı çekti, kız öldü.
    tüm bunlar üst üste gelince hemen vesta'lar akla geldi. üç rahibe suçlandı, üçü de diri diri yakıldı,
    şehrin vicdanı huzur buldu.

    bazı rahibeler de mahkemede etkileyici şovlarla kendilerini kurtardılar, kimisi şanslıydı.

    m.ö 230 roma.
    rahibe tuccia bir adamın ifadesiyle bekaretini kaybetmekle suçlandı. rahibe, kalabalığa benimle tiber
    nehrine gelin dedi ve orada suya bir elek daldırdı, eleği kaldırdığında içi su dolu olmasına rağmen
    elekten su akmıyordu.
    bu suyu aldı ve hakimlerin ayağına döktü. inanılmaz mucizeyi gören hakimler rahibeyi affetti.
    rahibeye suçlamayı yönelten adamdan ise bir daha haber alınamadı.

    bir başka olayda tapınaktaki kutsal ateşin kendi nöbetinde sönmesi ile suçlanan rahibe aemilia, konuşmasının
    türkçe mealinde; "ey kutsal şehir roma'nın koruyucusu vesta! otuz yıldır rahibelik yapıyorum, tek bir falsomu olmadı bilirsin. olmadıysa beni koru ve temize çıkart, olduysa cezam
    şehrin suçuna kefaret olsun" dedi ve elbisesinden bir parça yırtarak çok önce sönmüş olan ateşin yandığı
    yere doğru attı. elbise parçası hemen alev alınca aemilia da ölümden kurtuldu.

    bu inanç ve kutsal ateş m.s 4.yy civarlarında doğu roma (bizans) imparatoru theodosius tarafından tamamen söndürüldü.
    böylelikle zavallı vesta bakirelerinin sefası da, cefası da sona erdi.
hesabın var mı? giriş yap