• antonio dur kendileri.
  • sanırım türkçedeki ilk shakespeare çevirisidir aynı zamanda. 1884'de kitapçı arakel tarafından yayınlanan metni nahid sırrı örik'in babası hasan sırrı örikağasızade çevirmiştir.
  • 17 nisan'da küçük tiyatro'da prömiyer yapacak olan tiyatro oyunudur. devlet tiyatroları sitesinden alıntı bilgileri aşağıdadır;
    yazan: william shakespeare

    çeviren: zeynep avcı

    yönetmen: erhan gökgücü

    konu: armatör-tüccar antonio, evlenmek için paraya ihtiyacı olan genç dostu bassanio için tefeci shylock’tan borç ister; ancak bir katolik olarak faize karşıdır ve faizle para veren shylock’tan nefret etmektedir. şöyle bir anlaşmaya varırlar; antonio aldığı borcu vadesinde ödemezse shylock, onun bedeninin istediği yerinden yarım libre et kesecektir. antonio’nun genç dostu bassanio beğendiği zengin kızla evlenir. ancak, bu arada antonio’nun gemilerinin battığı haberi gelir. kozlar shylock’un elindedir…

    dekor - giysi tasarimi:ali cem köroğlu

    ışık tasarimi:şükrü kırımoğlu

    dramaturg:canan kırımsoy

    dans düzeni:ihsan bengier

    müzik düzenleme:can atilla

    yönetmen yardimcisi:erdinç doğan

    sahne amiri:eyüp şen

    kondüvit:evren tuncer

    suflöz:kiraz han

    oyuncular:
    tolga tecer
    erdinç doğan
    bülent çiftçi
    ercan eker
    cebrail esen
    dilek bozkurt
    seda oksal
    hüseyin baylan
    tamer levent
    şevki çepa
    demet bölükbaşi
    hicran yavuz
    mustafa şekercioğlu
    y. yekta oktay
    ali büyükkartal
    hayrettin engin
    e.tuğçe tamer
    gizem güçlü
    elif canbazoğlu
    yasemin yildiz
    ümit bayraktar
    umut kilinç
    mehmet tekatli
    numan aydin
    tuğberk aksu
    volkan eliaçik
    murat atalay
    özgür kiliç
    levent bölükbaşi
  • dün* prömiyeri yapılan ve dün itibariyle devlet tiyatrosu oyunları arasında yerini almış olan shakespeare oyunu. tempoyu düşük, devinimi yetersiz bulsam da izlemekten memnun olduğum bir oyundu. bir shakespeare eserini ankara semalarında görüyor olmanın sevinci de eklenince tabii, mutlu son kaçınılmaz oldu benim için.

    birkaç defa replikler unutuldu, karıştırıldı; diğer oyuncu arkadaş yer yer marke edildi, kimi zaman oyuncu kendini marke etti vs. prömiyer heyecanına veriyorum hepsini. işte tam da bu yüzden prömiyer izlemeye bayılıyorum. o ilk heyecanı, bocalamayı, acemice hataları görüp birkaç ay sonra tekrar gittiğinde her şeyin yerine oturduğunu görmekten inanılmaz haz alıyorum.

    onun dışında cast seçimleri muazzamdı. fas prensi'nden portia'ya, bassanio'dan lorenzo'ya kadar... hele syhlock, ah syhlock. daha iyi syhlock olamazdı herhalde, ha belki al pacino eheh. *
  • venedik'te tüccarlik yapan kişidir. adına hikayeler yazilmis, oyunlar oynanmis, filmler çekilmiştir. shakespeare'in amca çocuğudur diye rivayet döner.
  • bugün gittiğim ve sahnenin, dekorun, özellikle oyuna giriş kısmının büyüleyici olduğu fakat sonraları bu büyüleyiciğin gitgide düşmesiyle beni hayal kırıklığına uğratmış shakespeare uyarlamasıdır. fakat demiyorum ki kötü bir uyarlama sadece daha iyi olabilirdi ve benim de zaten shakespeare oyunlarından en sevmediğim oyun olduğundan objektif bakamıyorum sanırım.
  • temposu sürüm sürüm sürünen oyundur. ruhum bedenimden ayrılmaya ramak kalmıştı ki çok şükür bitti. kostümleri çok güzeldi ama.bu oyunu da ayakta alkışladınız ya ne içiyosanız aynısından ben de istiyorum. neyin kafasını yaşıyo bu insanlar anlamıyorum.
  • küçük tiyatro nun seyri zorlaştırıcılığına rağmen etkileyi dt oyunu. kaliteli oyuncuları, sahne örüntüsü ve tartışılmaz hikayesiyle güzide eser.
  • ankara devlet tiyatrosu'nun şu sıralar başarıyla sergilediği, benim de bu akşam küçük tiyatro'da görme imkanı bulduğum ünlü shakespeare oyunudur. dekorlar çok sık değişiyor, kostümler ve geçiş müzikleri harika. diyaloglar üzerine düşünmek oyunu sıkıcı yapmıyor. sona doğru mahkemedeki konuşmalar ve gergin hava "aha şimdi kan çıkacak" diyen seyirciyi diken üstünde tutmaya yetiyor, ancak sonrasında tempo biraz düşüyor. e kardeşim, shakespeare'in venedik taciri bu, aksiyon filmi değil ki. kesinlikle herkes gidip görmeli.

    --- spoiler ---

    shakespeare öyle bir shylock karakteri yaratmış, tamer levent de öyle bir oynamış ki, bu acımasız, bencil yahudi tefeci zaman zaman size çok sempatik gelecektir. hele ırkçılık üzerine söyledikleri duygularınıza seslenerek diğer "iyi" karakterleri de süzgeçten geçirmenizi sağlayacaktır. shakespeare belki de oyunda vurgulamak ve eleştirmek istediği şeylerle yahudi düşmanlığını karıştırmayalım diye bu rezil tefecinin ağzından hepimize ırkçılık dersi vermek istemiştir.

    --- spoiler ---
  • adalet kavramını olduğu kadar bana shakespeare'i de sorgulatmış oyundur.

    oyunun konusunu bilmekle birlikte daha önce okumamış, izlememiş ve dinlememiştim. izlemek ankara devlet tiyatrosuna kısmet oldu. bence bu oyunu iyi yapan bir sey varsa o da tamer levent'tir. kendisini izlemek için gidilmesini öneririm.
    gelelim bana adalet'i ve shakespeare'i sorgulatan kısmına.

    --- spoiler ---

    oyunda yahudi bir tefeci (shylock) devamlı hor görülüyor, hıristiyanlar tarafından aşağılanıyor. adamdan 3000 altın borç alırken bile adama demediğini bırakmıyor sütten çıkma ak kaşık faize karşı bir hıristiyan. shylock da diyor ki "madem faize karşısın, o halde parayı ödeyemezsen 1 libre etini keserim bedeninden". senet imzalanıyor ve tabi borç ödenemiyor. shylock'da kendisini her fırsatta aşağılayan bu adamdan 1 libre et borcunu talep ediyor. olay mahkemeye gidiyor. vicdan, merhamet, adalet derken shylock senet de yazan ne ise onu istiyor. bu sırada bir avukatın bilgisine baş vuruluyor ve avukat diyor ki "tamam 1 libre et kes ama 1 damla bile kan akıtmayacaksın çünkü senette kan yazmıyor". tabi bu mümkün olmadığı için shylock et falan kesemiyor.

    oyun belki burada bitse yine verdiği mesaji kabul edebilirdim ancak mahkemedeki avukat deseniz avukat değil. erkek kılığınba girmiş bir kadın yani adaletin yerine gelmesi için danışılan kişinin kendisi adaleti kandırıyor. ortaya çıkıyor mu? hayır.
    ayrıca bu avukat bozuntusu, bir hıristiyanın canına kastettiği için shylock'un mal varlığının yarısını da kendisine senedi ödemeyen adama veriyor. bitti mi? hayır.
    adam paranım yarısını almayayım ama shylock hıristiyan olsun diyor. tamam shylock tefeci ve 1 libre et kesmek senedin karşılığı değil ama adaleti kandıran avukat çok mu doğru? yada bir yahudiye hıristiyan ol paranı almayalım demek çok mu ahlaklı.

    kısacası ben oyunun verdiği mesaji hiç hem de hiç sevmedim. belki gerçek bir avukatla yasalara göre bu sonuç çıksaydı böyle hissetmezdim ama shakespeare tiyatrosunun çok sevdiği kadın-erkek kılığına girme olayı tiyatroda iyi hoş olabilir ama adaletin sorgulandığı bir oyunda maksadını aşıyor.

    --- spoiler ---
hesabın var mı? giriş yap