• 'her seçim bir kaybediştir'
    her tercih bir vazgeçiştir çünkü...
    sabah ise gitmekle, yatakta nefis bir miskinlik
    fırsatından vazgeçmiş olursunuz.
    kalkar kalkmaz hayat bin bir seçeneği dayar burnunuzun ucuna...
    'ne giysem' telaşından, öğle yemeğinde
    'ne alırdınız?' diye başucunuzda biten garsona,
    'hangi kanaldaki filmi izlesem' kararsızlığından
    'bize oy verin' diye bağrışan partilere kadar her şey,
    herkes, her an sizi ısrarla bir tercihe zorlar.
    yastığınıza teslim olmuşsanız,
    belki dışarıda ışıl ışıl bir günden vazgeçmiş olursunuz.
    bahar esintileri taşıyan bir elbise belki o gün yaşamınızı ışıldatabilecekken,
    ağırbaşlı bir sadeliğe karar vermekle muhtemel bir tanışıklığı tepersiniz.
    belki yemediğiniz musakka, ısmarladığınız izmir köfteden daha lezzetlidir.
    ya da öbür kanaldaki film, o anki ruh halinize daha uygundur.
    ama yaşam, vazgeçtiğiniz şeye ilişkin ipucu vermez.
    geri dönüp, o günü gökkuşağı desenli bir elbiseyle
    yeniden yaşama şansınız yoktur.
    bu seçim oyununda vazgeçtiğiniz şey, seçtiğinizden
    daha değerliyse pişmanlık kaçınılmazdır.
    ama neyin değerli olduğunun kararı da yine size aittir.
    ve vazgeçtiğiniz şey bazen bir saray, bazen şöhret
    sahnesinin parıltılı neonları da olsa, çoğu zaman
    gözünüz hiç arkada kalmaz.
    çünkü duvarlarına sevdiğinizin kokusu sinmiş bir ev
    ya da sevdiğiniz kadınla paylaşamadığınız bir saray
    sizin borsada kolay feda edilebilir değerlerdendir.
    hayata bir başka gözle bakmayı öğrendiyseniz,
    bu seçimde kazandıklarını sananlara yalnızca acıyarak gülümsersiniz.
    her şeyin sıradanlaştığı bir dünyada bazen kaybetmek en doğru seçimdir.
    ve o dünyada en yerinde tercih; vazgeçiştir**.

    can dündar
  • çok uzun bir mücadelenin ardından gelen tükenişdir bir anlamda. emeğin, sevginin, tutkunun bir anda uyuşmuşluğa bırakmasıdır yerini. yorulmaktır, çok yorulmuş olmaktır sebebi...
  • serkan yağız tarafından seslendirilen amatör akustik parça.
  • eğer zorunlu bir vazgeçişse, sanıldığının tersi olur bazen. o vazgeçiş kurtuluş değildir senin için. bir kabulleniştir aslında ortadaki durumu. bilirsin; artık ne o tapılan kişi sana gelecektir, ne de senin onu ağırlamaya takatin kalmıştır. yorulmuşsundur ya beklemekten ya da çabalamaktan. onun olmadığı günlerdeki gibi devam edersin hayatına, onun anılarıysa hep bir köşeden seni izler. hep aklının bir köşesinde durur, en yakınına bile söyleyemezsin onu düşündüğünü. dile getirmekten korkarsın ‘kulaklarım adını duyunca kalbim çığlık atmaya başlarsa tekrar.’ diye. bazen birileri hatırlar ‘böyle böyle bir adam vardı n’oldu ona?’ diye sorarlar. vazgeçtim artık beklemiyorum onu demek zorundasındır. doğrudur da, beklemiyorsundur. ama dedim ya, bu bir vazgeçiş değil, bir kabulleniştir.
  • degirmenlere karsi savasmaktan yorulmak. icinde bir "belki" kirintisinin bile kalmamasi.. vazgectim ve affettim hepinizi, kendimi bile..
  • vazgeçersin ama her gün geride kalan o özlemle mücadele vermek bitecek gibi durmuyor
  • "kanatları varmış kalbin;
    sevince uçar, sevilmeyince göçermiş."*
    (cahit zarifoğlu)

    uçup uçup da konmak istediği yere bir türlü konamayan kalbin göçü kabullenip göç etmeye yönelişi, tam olarak bir "vazgeçiş anı"nın resmidir işte.**

    *: sırtüstü yüzerken gökyüzünde süzülen kuşların düşündürdükleri.
    **: melankolime tüküreyim.
  • feda, fedakarlık, ayrılma/kopma/zarar/kayıp kabulü.

    bernard penot: "her türlü cinsel kimlik oluşumu aslında sahip olunmayan cinsiyetten belli bir vazgeçişi beraberinde getirir."

    "ergen özneye de kalıcı olarak ayakta kalabilmesi bakımından minimum imgelem mekanı sağlamak gerekir."

    "(...) vazgeçiş, bir hastanın vazgeçişi de olsa, bir keşişin, bir sanatçının veya kahramanın vazgeçişi de olsa, başlangıçtan itibaren mutlak olmayabilir; çünkü vazgeçmeye karar veren eski ruhumuzdur ve henüz üzerimizdeki tepkileri ortaya çıkarmamışken karar veririz." marcel proust- a l'ombre des jeunes filles en fleurs

    "gerçek psikolojik gelişimin özü, jung'a göre hiçbir psikoloji yazarı için olmadığı kadar kahramanın vazgeçişini içerir." john beebe (aspects of the masculine'de editör notu)

    "inceliğin* diyalektiği üzerine. - doğmakta olan sanayi toplumunda her türlü insani ilişkinin imkansızlaşacağını sezen goethe, wilhelm meister'in yolculuk yılları'nda*, inceliği, yabancılaşmış insanlar arasındaki kurtarıcı uyarlanma olarak sunmaya çalışmıştı. vazgeçişten ayrılamayacak bir şey olarak görünüyordu bu uyarlanma ona; bütünsel temastan, tutkudan ve katışıksız mutluluktan el çekilecekti." theodor w. adorno- minima moralia

    (ilk giri tarihi: 29.3.2017)

    (bkz: vazgeçme/@ibisile)
    (bkz: her seçim bir vazgeçiştir)
  • bu gece yaptığım eylemdir. ben artık vazgeçtim arkadaşlar, kalanlara başarılar dilerim.
hesabın var mı? giriş yap