• bu eser aynı zamanda gelişen ve değişen dünya şartlarının değerlendirilmesini savunması açısından ilk eserdir. genel olarak -aslında çoğu osmanlı ıslahatçısının yaptığı gibi- avrupa'nın askerî teknolojisi üzerine yoğunlaşmıştır.
  • müteferrika farklı yönetim biçimlerini bu kitabın girişinde ilk defa zikreden osmanlıdır. monarkiya, aristokrasiya ve demokrasiya diyerek birer paragrafda özetler. yalnız komiktir ki, monarkiyi eflatun mezhebi, aristokrasiyi aristo mezhebi, demokrasiyi de demokritos mezhebi olarak anlatır.

    merhum berkes, müteferrika demokrasiye iki satır daha fazla ayırdı diye "müteferrika aslında demokrasiyi tercih ettiğini okuyucudan gizleyememektedir" diye de yorum yapmıştır meseleyi tartışırken.

    zamanın ötesinden edit: şimdi ortaya çıktı ki müteferrika söz konusu pasajı katip çelebi'nin pek bilinmeyen bir eserinden (1650ler sanırım) olduğu gibi almış.
  • “sözü edilen usûlü'l-hikem fi nizâmi'l-ümem'in amacı, osmanlı devlet kuruluşunun bozulmasının, avrupa devletlerinin güçlenmelerinin nedenlerini araştırmak, kalkınmak için osmanlı devletinin neler öğrenmesi ve alması gerektiğini belirtmektedir. yazar, önce üç siyasa düzenini anlatir: monarhiya, aristokrasiya, demokrasiya. bunları tanımlama biçiminden bellidir ki, ibrahim bunların asıl üçüncüsü ile ilgilidir. batı'da kendisinden az önce yaşamış devrimci düşünürler gibi o da sözünü ettiği demokrasi, parlamento, halk egemenligi yöntemlerinden ihtiyatla söz ettiği, yargısını sakladığı halde, üç düzen içinde onu üstün gördüğünü gözümüzden saklayamamıştır. o zamanki avrupa'da en ileri ulusların demokratik düzende bulunan uluslar olduğunu(hollanda ve ingiltere' yi gösterir) bunların yasalarının tanrı'dan gelme şeriat ilkelerine göre değil, akıl yoluyla bulunmuş ilkelere dayandığını da sözlerine katar.
    ibrahim müteferrika, avrupa yasa düzenlerini tanimladiktan sonra, bunlarin dayandığı militer kurumlan ve askerlik yöntemlerini ele alir. bunlardan öğrenilecek yanlar olduğu tezini güçlendirmek için avrupa devletlerinin ve en son moskof devletinin (o zaman henüz "rusya" terimi yoktu; moskovya, daha sonraki rusya devletinin topraklarının ortalarinda ve moskova şehri çevresinde, isveç, polonya ve tatar hanlığı ile çevrili küçük bir kara devleti idi) nasıl güçlendiğini, bunların karşısında osmanlı devletinin nasil zayıf bir duruma düştüğünü ve biricik çarenin bunların yöntemlerini benimsemekte olduğunu anlatır.

    ibrahim'in yeni coğrafya buluşlarıyla avrupa ticaretinin dünya ölçüsünde genişlemekte olduğunu, amerika kıtasının bulunuşunun önemini bildiği de görülüyor. bundan ötürü, fizik ve astronomi gibi bilimlerle bugünkü jeopolitik anlamındaki coğrafya bilgisinin devlet yönetimindeki önemi üzerinde durur. bu bilgilerin gelişmediği bir ülkede güçlü bir devlet olamayacağını anlatır. dünyadaki değişikliklerin farkında olmayan, coğrafya bilgisinden yoksun olan adamların elinde devlet yönetmek pusulasız gemi yürütmek gibi bir şeydir. avrupalıların yeni kıtadaki ve eski kıtayı çevreleyen denizlerdeki gelişmelerine karşılık (risâle-i islâmiye'sinde papalık'a karşı kurtarıcı bir güç olarak bel bağladığı) osmanlılığın ve bütün islâm dünyasinin derin bir cehalet içinde kalmasının tehlikelerini anlatır. böyle kişilerin yönetiminde islâm ülkelerinin bir gün avrupa devletlerinin egemenliği altına gireceğini haber verir. avrupa'dan ders alan, oradaki gelişmelerin en yararlı olanların seçmesini bilen petro'nun nasil başarı kazandığına işaret eder. osmanlı devleti de aynı şeyi yapmazsa ileride osmanlı ülkelerinin rusya karşısında güçsüz ve yoksul kalacağını da haber verir.
    bu vesileyle ibrahim, ilk defa olarak avrupa'da yeni askerlik kuruluşlarını (nizamların, ordonnance'larını), bu kuruluşların gerektirdiği silâh değişikliklerini, taktik ve strateji yeniliklerini anlatırken "nizam-i cedit" terimini kullanır. bu terimi ilk kez kullanan odur. "nizam" terimi eski bir osmanlı terimidir; "dünyanın değişmemesi gereken geleneksel düzeni" demektir. ibrahim geleneksel düzen anlayışı yerine çağdaş düzen kavramını ilk getiren adamdir.”

    -niyazi berkes'in “türkiye'de çağdaşlaşma” adlı eserinden alıntıdır.-

    (bkz: türkiye'de çağdaşlaşma)
    (bkz: niyazi berkes)
    (bkz: ibrahim müteferrika)
hesabın var mı? giriş yap