*

  • thorstein veblen bu eserinde, charles darwinin evrim teorisini kullanarak modern industrial system'i açıklamış meğerse. yaa şaşırmamak elde değil
  • tüm metne aşağıdaki bağlantıdan da ulaşılabilir:

    http://etext.lib.virginia.edu/…/public/vebclas.html
  • amerikalı ünlü sosyolog wright mills'in modern elitizm teorisine de ilham kaynağı olmuştur.
  • aylak sınıfın teorisi olarak türkçeye çevrilmiş. bulunması zor bir kitap zira basımı yok görünüyor. hayır ben de bulamadm hiçbir yerde de oradan biliyorum.
  • hem öğretici hem de eğlenceli bir sosyoloji kitabıdır. sosyolojiden nefret eden bana bile kendini sevdirmiştir.

    şimdi veblen abimiz bu kitabında "yeni zengin" olmuş, yani sonradan görmüş burjuvadan bahseder. bu kesim, bir zamanlar açlıktan ağzı kokarken, endüstriyel üretim ile birlikte yaptıkları akıllı yatırımla birden zenginleşmiş ve bu zenginlik başlarını dönmüştür. tabi eskiden aç aç gezdikleri için parayı bulunca kendilerini diğer pis fakirlerden ayırmak ve "yüksek" statülerini belli etmek istemişlerdir. bunun için "aylaklık" stratejisini geliştirmişlerdir. "ben hiç çalışmadığım halde muhteşem bir hayat sürebiliyorum" demek için hiçbir şekilde faydalı bir işe bulaşmaz bu beyler.

    kendileri son derece nazik ve kibardırlar, niye? çünkü nezaket dersi alacak kadar boş zamanları ve bol paraları vardır.

    genç olsalar bile ellerinde baston taşırlar niye? çünkü "ben bu elimi böyle gereksiz bir şeyi tutarak işe yaramaz kıldığım halde yine de harika bir hayat sürebiliyorum" mesajı vermek isterler.

    galeri galeri gezip eserler satın alırlar niye? çünkü "benim öyle çok boş zamanım var ki kendimi sanata adadım, ayrıca allah kahretmesin param da öyle çok ki bu sanat eserlerini astronomik fiyatlara satın alsam bile hayatımı zengin olarak sürdürmeye devam edebilirim" derler.

    sürekli ütülü, gömlek ve ceket gibi rahatsız kıyafetlerle gezerler niye? çünkü "ben öyle boş bir adamım ki oturduğum yerden kalkmam bile gerekmiyor ve hiçbir iş yapmadığım için elbisemin ütüsü de bozulmuyor zaten. he ayrıca hareketimi kısıtlayan bu takım elbiseyi giymeyi tercih ediyorum çünkü para kazanmak için çalışmaya ve hareket etmeme gerek yok ki ahahah" demek isterler. (dikkat edin günümüzde de takım elbise giyen adamlar çok hareket etmeyecekleri masabaşı işlerde çalışırlar, junior aylaklar.)

    ama beylerimize bütün bunlar yetmemiş. aylaklıklarını daha çok sergilemek istemişler. bunun için de karılarını kullanmışlar. kadınlar, eşleri için vekaleten aylaklık yapmaya başlamış.

    hanımımız tırnaklarını on metre uzatmaya başlamış neden? çünkü "bu kocaman tırnaklar iş yapmama engel ama heyyy zaten iş yapmadan da yeterince zenginim şekerimmmmm" demek istemişler.

    iki karış topuklu ayakkabılar giymeye başlamışlar neden? çünkü "ay tatlım bu topuklu ayakkabılar benim yürümek gibi en elzem hareketimi bile kısıtlıyor ama nolcak ki yürümesem bile her şey ayağıma geliyor zaten hahahaayttt" demişler.

    ellerinde süs köpekleri gezdirmeye başlamışlar neden? çünkü "ay bu köpeğin bakımını falan yaptırıyorum mamasını bilmem nereden getirtiyorum. bana bir faydası yok ama olsun. ben böyle bana hiçbir faydası olmayan bir süs köpeği için dünya kadar para harcayabilirim ve buna rağmen param bitmez." mesajı vermişler.

    ama bunlar beyimize yetmiş mi? haaaaaayırrrrrrrrrrrrr.. aylaklığını daha nasıl gösterebileceğini düşünmüş ve aklına hizmetçileri gelmiş. ihtiyacı olmadığı kadar çok hizmetçi almış evine. o kadar fazla almış ki, hizmetçiler de evde kendilerine hiçbir iş kalmadığı için boş boş vakit geçirerek efendilerinin aylaklığına vekalet etsinler, sağda solda efendilerinden bahsetsinler.

    ama beyimiz doymamış, doyamamış. bu kadar aylaklık ona yetmemiş. bir de "gösterişçi tüketim"e başlamış. karısı her gün başka kıyafet giysin istemiş. tüm ev halkına müthiş paralı müthiş markalardan kıyafet aldırtmış. yiyecek içeceği de bool bol almış. ama bu kadar bol şey aldığını kim nereden bilecek? o zaman "kokteyl yapalım" diyerek sürekli evinde partiler vermeye başlamış. yiyecek ve içeceklerden o kadar fazla alıp sergiliyormuş ki yiyeceklerin çoğu çöpe gidiyormuş. böylece etraftakilere "işte ben böyle zenginim" demek istiyormuş.

    "işte aylak sınıfı dışardan böyle gözükür" diyor veblen abimiz. ve ekliyor "ama özel hayatları tam tersidir." çünkü bu aylak sınıf, dışarıya gösteriş yapmak için ayırdığı bütçe azalmasın diye evin içinde tamamen fakir bir hayat yaşamış. dışarıda göstererek daha fazla para harcasın diye mutfağa yiyecek bir şey almamış mesela, aç aç takılmışlar yazık. dışarıda daha pahalı kıyafet giysinler diye ev kıyafetleri olarak çuval giymişler mesela. (yok canım çuval giymemişler onu ben dedim.)

    velhasıl bu kitap bunlardan bahseder. söylemek istediğim son bir şey kaldı. aylak sınıfı insanların hepsi birbirini tanırken yaşadığı için kokteyllerle partilerle zenginliğini kanıtlayıp statüsünü gösterebilmişti. peki günümüzdeki "yeni zenginler" zenginliklerini halka nasıl gösterceklerdi?

    araba galerisi yaparak ve bir televizyon programında bu arabaları halka göstererek değil mi?

    evinin içini bir televizyon programında izleterek değil mi?

    katıldığı programda "kolumdaki saat kaç para biliyor musun?" diye sorarak değil mi?

    tanıdık geldi mi bunlar? :)
  • amerikan iktisatçılığının yüzakı olan eğlenceli kitap.

    daha önce türkçe'ye çevrilmişti ama baskısı bulunamıyordu. geçen gün bir kitapçıda yeni çevirisine rastladım. bir heyecan elime aldım. öyle bir çevirmişler ki iki sayfa okuyunca türkçe'yi unuttum. bu yazıyı da google translate aracılığıyla yazıyorum.

    böyle çeviri yapan çevirmene de, böyle kitap basan yayınevine de ...
  • heretik yayınları`ndan türkçe baskısı yapılmış kitap. bir kitap ancak bu kadar kötü çevrilebilirdi. beş satırlık cümlenin kelimelerinin yarısı eski türkçe. hayvan gibi uzun cümleleri geçtim kelimeler yüzünden bir bok anlaşılmıyor ki. kitabi okumak için ekstra osmalıca bilgisi falan da gerekiyor yani. imkanınız varsa gidin ingilizce okuyun en azından ingilizce kelime bilginiz artar.

    makalelerde ya da internette falan kitaptan bazı bölüm ya da yorumları okuyunca benim okuduğumla aynı kitap mi diye şüphe duyuyorum. durum bu kadar vahim yani.
  • bu teoriye göre aylak sınıfın üç belirgin özelliği vardır. gösteriş tüketimi, faydalı işlerden kaçınma ve muhafazakarlık.
  • tutku yayınevi baskısı çok kötü olan kitap. bu kadar başarısız çevirtip, nasıl utanmadan basmışlar acaba. hayretle okudum.

    neyse ki library genesis var da orijinal dilinde okuyup, kötü çevirilerden korunabiliyoruz.
hesabın var mı? giriş yap