• waldo karakterine hasta olmamak imkansızdır.
  • 21. yy'da politik olarak insanları manipüle etmenin ne denli kolay olduğu argümanı üzerine kurulmuş bir black mirror bölümüdür. karizmatik liderlerin sonunun geleceği ve insanlığın hayali karakterleri bile idolleştirip peşinden gidebileceği bir yakın geleceği öngörür.
  • black mirror ikinci sezon üçüncü bölümü. şimdilik de dizinin son bölümü ayrıca. insanların çok kolay manipüle edilmelerini göstermesi ve gene iyi göndermeler yapmasına rağmen pek çok şeyi eksik kalmış zayıf bir bölüm.
  • önümüzdeki yerel seçimleri anımsatan black mirror bölümü. muhafazakar partili topbaş'ı zorlayacak olan işçi partili(dizideki parti) sarıgül ve işçi partisi'ni paramparça edeceğini söyleyen waldo sırrı. umarım waldo'ya giden oylar yüzünden muhafazakar parti kazanmaz.

    (bkz: sırrı süreyya önder)
    (bkz: chp'yi paramparça edeceğiz)
  • black mirror'ın en sevdiğim bölümlerinden biri. bana en çok movimento 5 stelle ve beppe grillo'yu hatırlattı. grillo'ya waldo muamelesi yapmak haksızlık olur elbette, ama benzerlikler de çok. bir komedyen iktidarından muhalefetine bütün politikacılarına saydırır, politikacılardan bıkmış olan halk nezdinde popüler olur. ama arkada doğru düzgün bir plan, program, fikir yok. her şeye düşman, ama gerçekçi bir çözüm, alternatif yok. sundukları demagojiden ve popülizmden ibaret. siyaseti tıkamaktan ve makul tartışma zeminini ortadan kaldırmaktan başka bir şey yapmıyorlar.

    bu tip 'alayına isyan' partilerinin başarısı korkutucu, hatta bence altın şafak - hrisi avgi tarzı partilerden daha korkutucu. 20. yüzyılın ilk yarısında avrupa, yerleşik düzene toptan karşı olan, yıkmakta da başarılı olan faşist partilerle uğramıştı. 21. yüzyıl avrupası'nda bu o kadar olası görünmüyor, altın şafak tarzı aşırıcılardan çok korkmaya gerek yok. ama daha 'yumuşak' siyaset yapan, popülist çizgide marine le pen'in front national'i, nigel farageın ukip'i, beppe grillo'nun movimento 5 stelle'si, birbirlerinden alakasız görünseler de benzer bir tepkiyi temsil ediyorlar, ve böyle devam ederse avrupa'nın çok başını ağrıtma potansiyelleri var.
  • black mirror'un en vasat bölümüdür.
  • en az beğenilen black mirror bölümü.

    ama benim en sevdiğim bölüm.:)

    çünkü waldo'nun mizahı gerçekten güzel.

    aday olsun oy veririm sıpaya.:)

    edit: ikinci izleyişimde senaryo hatalarını fark ettim, çok tüyo var. en sevdiğim black mirror bölümü değildir artık.
  • black mirror'un açık ara en berbat bölümüdür.
  • black mirror'un 2. sezon 3. bölümünün ismidir.

    the waldo moment ile kapanan dizinin ikinci sezonu bu sefer çok farklı bir kulvara eğiliyor ve yakın gelecekte sanal bir kahramanın insanlar tarafından nasıl sahiplenildiğini ve siyaset arenasında karizmatik liderleri geride bırakacak kadar benimsenebileceğini gözler önüne seriyor.

    bu sefer de teknolojinin insanları çok kolay manipüle edebileceğini gözlemleme fırsatı yakalıyoruz. sanal ortamda yaratılan mavi bir ayıcık figürü sanki gerçekmişçesine siyasete atılır ve seçime adaylığını koyar. önceleri bu durum garip karşılansa da, zamanla insanlar buna alışacak ve waldo seçim anketlerini 1. sırada götürmeye başlayacaktır.

    waldo’nun argo bir üslupla diğer siyasetçilerle “iletişime geçmesi “halk nezdinden oldukça olumlu karşılanır ve waldo kısa bir sürede halkın büyük çoğunluğunun takdirini kazanmayı başarır. waldo’ya hayat veren jamie ise aslında siyasetten nefret etmesine rağmen bu işi yapmayı sürdürür. mutlu olmayı amaçlayan jamie için waldo ikinci plandadır.

    jamine’nin rakip adayın kampanyaları için çalışan kadın ile yakınlık kurması sonucu birçok şey değişecektir. ve aralarında yaşanan birtakım olaylar sonucu kendi yarattığı karakter olan waldo’yu elinden kaçıracaktır. bu olay izleyenlere her başarılı erkeğin ardında bir kadın vardır sözünün tam tersini hatırlatmaktadır zira jamie, elindeki büyük gücü, aşık olduğu bu kadın ve aynı zamanda hırsı yüzünden yitirmektedir.

    gelecekte hayali kahramanların argo bir dille çevrelerindeki insanlarla iletişime geçmesi ve büyük kitleleri arkasına alabilmesi konusu özgün bir şekilde işlenmiş. waldo’nun iktidara geldiği bir gelecek portresi düşünüldüğünde oldukça sıra dışı bir olay olduğunu söylemek pekala mümkün. fakat asıl korkutucu olansa işte tam olarak bu.

    bölümün sonunda gördüğümüz tabloda waldo, gelecekteki düzenin hakimidir ve ona yapılan en ufak bir olumsuzluk cezalandırılır. günümüzde her yerden fırlayan sayısız reklamlarda artık yalnızca waldo vardır ve insanlar, arkasında bir insan olan, sanal bir kahraman tarafından yönetilmektedirler.

    bu bölümle birlikte yaklaşık 2 yıl televizyon ekranlarında görünmeyen blak mirror, 2014 noel’inde özel bir bölümle bu uzun araya son verdi. bu bölüm, uzun bekleyişi fevkalade bir şekilde telafi eder nitelikteydi.
  • film olmadığı için üzüldüğüm bir black mirror bölümü. bölümün yayınlandığı tarihte bize uzak bir gerçek gibi gelse de bu tarz bir karikatürden farksız olan donald trump abd başkanı seçildi. bence bu konudan uzun uzadıya çok rahat bir şekilde golden globe adayı bir hollywood filmi çıkabilirdi. establishment, demokratlar, askerler, çıkar grupları ve medya alegorik bir şekilde adaylar ve bireyler üzerinden anlatılır şahane bir film olurdu. tam bir cate blanchett, alec baldwin, george clooney ve steve carell'lık film.

    benim fikri bi düşünsünler bence, ölüsü oscar'dan 3 adaylık çıkarır.
hesabın var mı? giriş yap