*

  • son yıllarda horror kategorisinde başarılı sayabileceğimiz pek film çıkmadığı için merakla beklediğim film. filmin imdb puanı 7.3. metacritic puanı ise 9. eh bir de üzerine sundance film fest' te en iyi yönetmen ödülüne layık görülmüş. daha ne olsun.
  • ön edit: pek bir numarası yokmuş. izlemeseniz de olur.

    dün trailerı yayınlanan, merakla beklenen korku filmi. cidden çok etkileyici bir yapıma benziyor. özellikle yönetmenliği ile çok konuşulacak çünkü çok tarz bir film olduğu belli.

    notlara geçelim:

    -yönetmen bundan önce çeşitli filmlerde sanat yönetmenliği yapmış.
    -film, bildiğiniz üzere sundance'te en iyi yönetmen ödülünü aldı.
    -the witch, festivalleri dolaşmaya devam ediyor. eylül ayında da toronto film festivali'nde izlenecek.
    - 17.yy da new england' ta (cadı olayları ile meşhurdur..salem's lot gibi) geçen film, bir aileyi anlatıyor.

    2016 yı merakla bekliyoruz.
  • sabırsızlıkla beklediğim korku filmidir. fragmandan kalite akıyor.
  • 2015 filmekimi'nde istanbul'da gösterime girecektir.
  • fragmanıyla olukça tatmin eden, içerdiği keçi metaforu ile bünyede, hedefi on ikiden vuracakmış izlenimi oluşturan, söylendiği gibi son dönem korku sinemasındaki kısırlığa iyi geleceğini düşündüğüm robert eggers filmi.
  • 2015 filmekimi bünyesinde izlediğim ve kesinlikle sinema tarihinin en ürkütücü korku filmlerinden biri olmaya aday yapım. film, 1630 yılında new england' da geçiyor. beş çocuklu, protestan bir aile dini sebeplerden ötürü yaşadıkları kasabadan ayrılıp ormana yerleşirler ve yeni doğmuş küçük çocuklarının esrarengiz bir biçimde kaybolmasıyla olaylar gelişir. bundan sonra yazacaklarım spoiler içerir.

    robert eggers kesinlikle müthiş bir atmosfer yaratıyor. filmin sonunda da belirtildiği gibi filmin çıkış noktası 17. yy' da anlatılan masallar, cadılık efsaneleri ve yaşanmış bazı olaylar. yönetmen bu hikayelerden dreyer tarzı bir sanat-korku filmi çıkarmış. dini referans hristiyanlıkla çok bağlantılı olmakla beraber; insanlık ve insan doğası üzerinden evrenselleştiriliyor. eggers korkuyu iliklerimize kadar hissettiriyor. en son bu kadar "pis" bir film hissiyatını friedkin'in the exorcist' inde yaşamıştım. film inanılmaz derecede huzursuz ediyor insanı.

    topluluklarından kopup ormana yerleşen ailenin bu kadar dini bütün bir yapıya sahip olmasına rağmen birbirlerine karşı dürüst olmayıp insan doğası gereği yalan söylemeleri ve sonucunda ortaya çıkan kaos ve facia, insanlık tarihini özetler nitelikte. film ciddi bir din eleştirisini bu noktada yapıyor. biz insanlar ne kadar çabalarsak çabalayalım kusurlarımızla doğarız. tıpkı bunuel filmlerinde olduğu gibi, günah insan içindir. biz normal insanlar peygamberler gibi yaşayamayız. baba karakteri de ölmeye hazır olduğu esnada, günahkarlık benim babamdır diyor. bu cümle boşuna değil. filmin başından sonuna dek kutsal kitaplardaki hikayelere referanslar veriliyor. çocuğun ağzından elma çıkması, kardeşe olan cinsel ilgi, kurt göndermesi, oğul kurbanı, kan, iblis, hz. isa, vs...

    filmin, "şeytan"(kötülük) açısından bir değerlendirmesini de yapacak olursak; genel yapı olarak şeytanın insanları yoldan çıkartıp amacına ulaştığını görüyoruz. hem de bunu sözde dine ve tanrıya çok düşkün bir aile üzerinden gerçekleştiriyor. burada kusurlu insanın altı gene çiziliyor. çünkü adamın karısı asla kasabadan gitmek istemedi ve karakterler birbirlerine karşı hiç dürüst olmadılar. sonucunda ise kötülük zayıflıklardan faydalanıp amacına ulaştı. filmin kendi düz anlatısı içerisinde bir cadı daha kazanıldı.

    daha şu an aklıma gelmeyen bir sürü sembolik anlatı ve metafor içeriyor film. baba karakterinin isa' ya benzemesi, filmin sonunda kızın çarmıha gerilmiş şekilde yükselmesi ve filmin başında cadılık yargılamalarına gönderme içermesi açısından baba karakteri mahkemede konuşurken kameranın sadece kızı çekmesi gibi...

    sonuç olarak, mükemmel bir görüntü yönetmenliği ve oldukça ürkütücü bir atmosferde seyircisine hiç aydınlığı ve huzuru yaşatmayan inanılmaz bir yönetmenlik örneği olan bir film karşımızdaki. bulduğunuz yerde kaçırmayın derim!
  • 2015 filmekimi`nde izlediğim ve beğendiğim korku filmi.
    harvey scrimshaw (caleb) bu arkadaşı ayrıca sevdim.
  • çok acayip bir film. aslında tam olarak korku filmi bile diyemeyiz bence zira korkulacak sahneleri yok. fakat öyle göndermeler ve sembollerle dolu ki çok farklı bir dünya içinde buluyorsunuz kendinizi. fakat bu tür filmleri sevmeyenler için işkenceye de dönüşebilir ki salondan 10-15 kadar kişi filmin ortasında çıkarken sonunda ise alkışlayanlar da oldu. yani tam da öyle bir film. ya çok seversiniz ya nefret edersiniz. ama dediğim gibi semboller üzerine biraz kafa yorunca bir hayli ilgi çekici hale dönüşüyor.
  • robert eggers'ın yönettiği ve bu yılın en ürkütücü filmlerinden biri olmaya aday film. giysileriyle, atmosferiyle filmin geçtiği zaman periyodunu (1630'lu yıllar) mükemmel bir şekilde yansıtan bir film. birkaç sahne haricinde seyirciyi aniden beliren şeylerle korkutmaya çalışan klasik korku filmlerden biri değil. korku filmleri için temposu düşük bile gelebilir. ancak yarattığı atmosfer, kullandığı metaforlar ve incil'den yaptığı alıntılar ile hikaye sizi içine çekiyor ve giderek gerilmenize neden oluyor. filmde din ekseninde toplum eleştirisi yapılıyor.

    --- spoiler ---

    17. yüzyıl yeni ingiltere'si. nedeni belli olmayan bir anlaşmazlık ya da çatışmanın sonucunda ceza olarak yaşadıkları şehirden derin ve karanlık orman içinde bulunan çiftliğe sürgün edilen aşırı dindar ve tutucu, dört çocuklu bir aile. yeni doğan çocuklarının ortadan kaybolmasıyla gelişmeye başlayan esrarengiz olaylar.

    --- spoiler ---

    filmin başarısı doğaüstü şeyler göz önünde olmadığında bile sürekli olarak rahatsız edici atmosferi sağlayabilmesi. filmin sonunda görülen ve filmdeki tüm diyalog ve öykünün o dönemde tutulan gerçek günlük ve kayıtlardan oluşturulduğunu belirten yazı keşke filmin başında gösterilseymiş. belki de böylelikle film öncesi seyircinin dikkatini daha çok vermesi sağlanabilirdi.
  • dinin ikiyüzlülüğünü ele alışındaki başarı vs. bir yana, yönetmenin kamerasını çocuklara yöneltiş biçiminden çok rahatsız olduğum film.

    --- spoiler ---

    cadının bebeğe cinsel çağrışımlı dokunuşları, 7-8 yaşlarındaki caleb'in cadıyla öpüşmesi, kanaması daha yeni gelmiş thomasin gibi 11-12 yaşlarında bir kızın bayağı cinsel obje gibi kullanılışı (memelerinin, dolgun dudaklarının sürekli vurgulanıp filmin sonunda da zaten anadan üryan huşu içinde göğe yükselişi vs.) bende kameranın arkasındaki gözün pedofil olduğu düşüncesini uyandırdı. daha da açık ve rahatsız edici konuşmak gerekirse, bu filmi izleyen bir pedofil sertleşir. net.

    --- spoiler ---
hesabın var mı? giriş yap