• boogie nights'da dirk diggler'in söyledigi sarkinin ismi. sözleri ise söyle:

    you got the touch
    you got the power

    after all is said and done
    you've never walked, you've never run,
    you're a winner

    you got the moves, you know the streets
    break the rules, take the heat
    you're nobody's fool

    you're at your best when when the goin' gets rough
    you've been put to the test, but it's never enough

    you got the touch
    you got the power

    when all hell's breakin' loose
    you'll be riding the eye of the storm

    you got the heart
    you got the motion

    you know that when things get too tough
    you got the touch

    you never bend, you never break
    you seem to know just what it takes
    you're a fighter

    it's in the blood, it's in the will
    it's in the mighty hands of steel
    when you're standin' your ground

    and you never get hit when your back's to the wall
    gonna fight to the end and you're takin' it all

    you got the touch
    you got the power

    when all hell's breakin' loose
    you'll be riding the eye of the storm

    you got the heart
    you got the motion

    you know that when things get too tough
    you got the touch

    you're fightin' fire with fire
    you know you got the touch

    you're at your best when when the road gets rough
    you've been put to the test, but it's never enough

    you got the touch
    you got the power

    you got the touch
    you got the power
  • the thorn birds'un ünlü yazarı colleen mccullough'un son eseri. sıradan bir aşk romanı olmaktan avustralya'nın tarihini özetleyen kısımları sayesinde son anda kurtulan bir roman. arrow books tarafından bu sene yayınlandı.
  • stan bush'un şarkısı.
    boogie nights'ta kullanılmadan çok önce 1986 yapımı animasyon filmi the transformers*'de kullanılmıştır.
  • isveçli yonetmen ingmar bergman' ın 1971 yapımı ilk ingilizce filmi. başrollerini bergman'ın kemikleşmiş oyuncularından bibi andersson, max von sydow ve yeni yuzlerden elliott gould paylaşır. karin(andersson) ve doktor olan kocası andreas(sydow), elit ve burjuva bir çevreye sahip, rasyonel, sakin mizaçlı ve karakter olarak birbirleriyle örtüşen , 'seviyeli' bir ilişkiye sahip evli bir çifttir. etraflarına ördükleri güven çemberi, bir arkeolog olan ve problemli geçmişinden tam anlamıyla kurtulamamış 'ateşli' david' in ( gould) hayatlarına girmesiyle çatırdamaya başlayacaktır.
    the touch, bergman 'ın çektiği ve bir anlamda gould'un da etkisiyle tarz olarak hollywood'a oynadığı ilk ingilizce filmdir. yonetmen daha sonra, bu filminden ötürü duyduğu pişmanlığı şu sözleriyle dile getirecektir :

    "i feel ashamed of or detest [only] a few of my films for various reasons. 'this can't happen here' was the first one; i completed it accompanied by violent inner opposition. the other is 'the touch.' both mark the very bottom for me,"
  • regular show'un bir sürü büyümüş kaz* isimli bölümünde çalan stan bush şarkısı.
  • seda altın'ın ürettiği marka. bronzlaştırıcı, peeling, selülit kremi gibi ürünleri var. içlerinde selülit kremi fazlasıyla ilgi görüyor. instagram ve trendyolda kremle ilgili çok fazla yorum olmasına rağmen burada bir yorum bulamadım. kremi sipariş ettim, gelince ve kullandıktan sonra editleyeceğim. bu sırada başka kullananlar varsa yeşillendirebilir.

    geldikten sonraki edit: ürün dün elime ulaştı. üzerinde egzersizden önce ya da günde 1 defa kullanalım yazıyor. dün sorunlu bölgelere sürdüm, sürdükten sonra soğuk bir yanma hissi oluştu. nasıl anlatsam, viks sürünce soğuk bir ferahlık ve yanma hissi olur ya, aynen öyle. yanma yaklaşık yarım saat sürdü.

    2. gün: biraz evvel ikinci kez sürdüm. yine aynı yanma hissi devam ediyor. henüz gözle görülür bir değişiklik fark etmedim. 14 gün düzenli kullanmayı hedefliyorum. gün gün değişiklikleri editleyeceğim.

    3. gün: öncesinde kuru fırçalama, ardından kremin sürülmesi ve ardından egzersiz. surdukten sonra oluşan o yanma hissi artık yok gibi. ya da egzersiz nedeniyle hissetmedim, bilmiyorum. henüz gözle görülür bir değişiklik farketmedim.

    4. gün: kuru fırçalama+krem+egzersiz serime devam ediyorum. egzersiz sırasında yanma hissettim fakat hala ilk gün sürdüğüm kadar değil. çok ama çok az (yok denecek kadar değil ama var da denilmez düzeyde) ufak değişiklikler görmeye başladım.

    5. gün: kuru fırçalama+krem olarak uyguladım. bugün egzersiz yapmaya pek gücüm yok. şunu farkettim, egzersiz yapılmadığında daha çok yanma hissediyorum. spor yaparken hali hazırda kaslar yandığından herhalde kremin o soğukluk hissini pek alamıyorum :) gözle görülür değişiklikler artmaya başladı. çok büyük bir değişim denilemez fakat etkisini görmeye başladım. ancak şunu düşünüyorum, bu selülit olayında amaç zaten ilgili bölgedeki dolaşımı artırmak, yani fırçaşama+masaj+sporla zaten bölgedeki dolaşım artar. demek istediğim, şu anki etki krem mi yoksa fırça+masaj+egzersiz mi onu çok ayırt edemiyorum.

    6. gün: çok yoğundum, uygulayamadim.

    7. gün: kuru firca+krem+egzersiz. bu uygulamada o soğuk yanma hissini cok fazla hissettim. ufak tefek degisiklikler yerini koruyor.
    8. gün: kullanmadım.
    9. gün: kuru fırça+krem uyguladım. yine sürdükten sonra fazlasıyla soğukluk hissettim. yazın bu kremi uygulaması çok keyifli olacak gibi :) fakat ellerim de aynı düzeyde yanmaya devam ediyor ve bu biraz rahatsız edici. bundan sonra eldiven takarak kullanmaya karar verdim. kremin işlevi olup olmamasına gelirsek; aynada fazlasıyla değişim görmeye başladığımı düşünüyorum. çok derin olan selülitler hala duruyor fakat yüzeysel olanlarda belirgin bir değişiklik mevcut.

    10. gün: kuru fırçalama+krem uyguladim. iki haftadır düzenli egzersiz de yapiyorum. ust bacagimda hem selülitler gözle görülür düzeyde azaldı hem de birazcik incelme mevcut. fakat bu sürede sağlıklı beslendim, egzersizi ihmal etmedim, kuru fırçalama yaptım.

    11. gün: kuru fircalama yapmadim bu kez. direkt kremi sürdüm. o nasıl bir yanmadir anlatamam. artik eldiven kullanarak sürüyorum, yoksa ayni yanma hissi ellerimde de devam ediyor.
    daha önceki azalmanin uzerine bir sey yok henüz. 100 ml'lik kutuyu almistim, krem de bitmek üzere. bakalim bitince sonuc ne olacak.

    12. gün: yürüyüş öncesi uyguladım ve krem tamamen bitti. seda altın instagram storylerinde kremi bir ay düzenli kullanmayı öneriyordu fakat 100 ml'lik kutu bitti :) bir ay kullanmak için 250 ml'lik kutulardan almak şart gibi. tabi bu durum uyguladığınız bölgeye göre değişir, ben üst bacağa komple uyguladım.
    gelelim kutu bittikten sonraki görüşlerime; memnun kaldım. gerçekten işe yarayacağını düşünmüyordum, bir krem ne kadar etkili olabilir ki diyordum fakat beni fazlasıyla şaşırttı. çok derin olanlar dışında büyük oranda azaldı. bu selülit olayında amaç ilgili bölgedeki dolaşımı artırmak, kremsiz de yalnızca kuru fırçalama yaptığımda da (uzun süre tabi ki) bir farklılık görmüştüm. demem o ki, kuru fırçalama, krem, egzersiz, sağlıklı beslenme ve bol su tüketme ile birkaç haftada selülit görüntüsünden uzaklaşabilmek mümkünmüş.
    ben krem falan almam bana ne derseniz de bu dediklerimi krem olmadan da yapınca farkı görebilirsiniz fakat bu kadar kısa sürede olmaz sanıyorum ki.

    ürün bittikten 3 hafta sonraki edit: kremi kullanmadığınızda selülitler tekrar oluşuyor. kesinlikle tedavi edici bir yöntem değil, kendisine bağımlı kalınsın diye üretilen bir krem. bu nedenle bunlara para vermek yerine spor+su+fırçalama ve arada selülitli bölgeye yağ ile masajla üstesinden gelinebilir. çok da gerekli bir ürün değil. ha derseniz ki iki-üç hafta sonra tatile gideceğim, beni bir hafta selülitsiz göstersin yeter, o zaman kullanabilirsiniz bence.
  • “gerçek belki de hayal ettiğim gibi değil. belki de aslında yoktur. belki de sadece bir özlem olarak var.”

    the touch (1971)
  • 80'ler müziğini sevip aşina olanlar ve transformers'ı izleyenlere anlatmaya gerek yok tabi ama bilmeyenler için tarif etmek gerekirse; bir adamı bıyığından fetöcü/eski fetöcü, yeni akp'li* olduğunu şıp diye anlarsın ya hani, bu şarkının da giriş müziği ve stan bush'ın you got the touch deyişi ile daha ilk beş saniyesinde aynı şekilde direkt 80'ler işi olduğunu anlarsın.
  • bu markanın çatlak kremi o kadar övüldü ki, o kadar övüldü ki ama o kadar övüldü ki...

    aldım. ilk kutu bugün bitti.

    eksileri:
    - düzenli kullandım, sabah-akşam. epey de masaj yaptım. rutine haftada iki kez dermaroller da ekledim. kullanıcı fotoğraflarındaki gibi bir etki görmedim açıkçası.
    - ikinci kutuyu almakta kararsızım. gramajı bir vücut kremi için az, çok çabuk bitiyor. tabii ben duş sonrası nemlendirici olarak kullandığım için boca etmiş de olabilirim. boca etmemin sebebi nemlendiriciliğini az bulmuş olmam da olabilir bu arada.

    artıları:
    + yapış yapış veya yağlı bir yapısı yok.
    + kokusu şeftalimsi, hafif.
    + tende kadife gibi, güzel bir his bırakıyor.

    ama yine de bundan mucize beklemeyin.
hesabın var mı? giriş yap