• fransiz-iranli gazeteci freidoune sahebjam 1994 yilinda yayinlanan ayni isimdeki romanindan uyarlanmis 2009 yapimi farsca filim. filmin yapimcisi cyrus nowrasteh.
    filimde shohreh aghdashloo, james caviezel ve mozhan marnò oynuyorlar.

    kocasi tarafindan iftiraya ugrayan sureyya'nin recm kanunu geregi taslanarak oldurulmesinin hikayesi. .

    yirmibirinci asirda tas devrinde yasamanin hikayesi. ibret verici "insanlik" ornegi.

    http://www.imdb.com/title/tt1277737/
  • soraya'yı/süreyya'yı taşlamak.
    http://www.thestoning.com/

    izlemek insanın içini buruyor. izlememek ise iran'da geçen bu olayın gerçekliğini değiştirmiyor.
    http://www.dailymotion.com/…oraya-m-full_shortfilms
  • çok etkili bir fragmana sahip olan film.
  • filmdeki molla, ali sürmeli'ye baya benziyor.

    --- spoiler ---
    sanırım filmdeki tek güzel yer, zehra'nın gazeteciye kasedi verdiği sahne.
    --- spoiler ---
  • filmi izlerken çok ağladım ve şu an o kadar üzgün ve kızgınım ki... bu film nasıl based on a true story olabilir? böyle bir alçaklık nasıl gerçek hayatta yaşanmış olabilir diye retorik sorular soruyorum. cevabı biliyorum lakin, dedim ya isyan var içimde. zaten hiçbir dine inanmamıştım ama şu an şeriate gözü kapalı biat eden herkese küfürler savuruyorum.

    --- spoiler ---

    filmde insanı bu kadar üzen salt soraya'nın taşlanarak öldürülmesi değil, erkek egemen dünyada sadece kadın olduğu için kendini savunmaktan aciz kalması. amsalağın ve vicdansızın allahı olan kocasının sırf daha güzel ve genç bir am uğruna kadını terk etmesi ve nafaka ödememek gibi basit ve adi bir amaç uğruna yıllarını birlikte geçirdiği, kendisine dört evlat veren bu kadına iftira atması. bu iftirasına köyün imamını, muhtarını ve diğer bi halttan anlamayan cahil cühela bir kaç insanı alet etmesi...

    film boyunca islam'ın erkeklerin dünyasından ibaret oluşu, kadının nasıl ikinci sınıf insan muamelesi gördüğü gayet güzel anlatılıyor. eğer bir erkek bir kadını namussuzlukla suçluyorsa kadının masumiyetini ispatlaması; bir kadın bir erkeği suçluyor ise yine kadının bu namussuzluğu ıspatlaması gerekiyormuş. soraya'nın "ama onlar beni suçluyorlar, bunu ıspatlamalılar" dediğinde muhtardan aldığı cevap bu.. sen güvenilmezsin ve ikinci sınıfsın, çünkü kadınsın!

    ve filmin elbetteki en can alıcı, insanı en çok ağlatan yeri taşlama sahnesi. soraya'ya son sözleri sorulduğunda cevabı şöyle oluyor: "bunu bana nasıl yapabildiniz? sizler benim dostum, arkadaşlarımdınız. birlikte aynı sofraya oturduk, aynı yemekten yedik. sen benim babamdın, sizler benim oğullarımdınız, sen benim kocamdın! bunu bana nasıl yababildiniz? bunu herhangi bir insana nasıl yapabiliyorsunuz?" aldığı tepki tabi ki "bunu allah istedi. allahuuuu ekber allahuuu ekber!!" nidaları ile taşlama oluyor. ağlamayacağına söz veren soraya'nın o alnını resmen delen taş darbesi ile hıçkırarak ağlamaya başlaması insanın kalbini acıtıyor. erkekler hunharca taşlıyor, kadınlar çaresizce ağlıyor.

    son karede soraya m'nin tek fotoğrafı olan 9 yaşındaki halini gösterir bir siyah beyaz fotoğraf var. son can yanmasını da ona bakarak yaşayabilirsiniz. isyan edebilirsiniz, ağlayabilirsiniz. tadını çıkarın zira bi süre hiçbir şey hissedemeyeceksiniz. yani bana oldu, bi hissiyatsızlık çöktü üzerime.

    --- spoiler ---
  • recm denilen canavarca pisliğin varlığını hemen hepimiz biliyoruz. yalnız bu filmi izleyince insan bunu hiç duymamış gibi olabiliyor inanın. hala idrak edebilmiş değilim şahsen, bu dünyadasın 21. yüzyıldasın ve sırf sınırların var diye istediğin canavarlığı yapmaya hakkın var, bu mudur yani? nükleer silahları falan bırakın allah aşkına, böyesine rezil bir zihniyet varken dünyada, silahsızlansak ne olacak? taşı da mı yok edeceğiz?

    peki ne farkı var bunun hitler almanyası'nın gerçek olduğu günlerden? ya da çocukların cinsel istismarından? insanlık suçu değil mi bu da? nedir böyle bir düzenin hala sürebilmesinin dayanağı? bunların hepsiyle hep birlikte mücadele eden dünya buna nasıl seyirci kalabiliyor, insanın aklı almıyor.

    filmi merak edenlere söyleyebileceğim; çok hassas da olabilirsiniz çok dayanıklı da. lütfen bu filmi izleyin, herkese izlettirin. sonuna kadar izlemenize gerek yok, rahatsız edici sahneleri görmeniz şart değil. ama yeter ki herkes öğrensin bu ayıbı, herkes izlerken o zihniyete lanet etsin ve sonrasında da insanlığından utansın. bu kadar korkunç yaratıklarla nasıl aynı türden olduğumuzu sorgulayabilsin.

    belki bir gün bu hastalıklı beyinleri toplumlardan kazıyacak bir çözüm buluruz diye.
  • bu filmi mutlaka ama mutlaka izleyin.. şeriat nedir? recm nedir? islamda kadının yeri nedir? iran nedir? ama dayanabilirseniz izleyin.ben sinema salonunda bu kadar gerildiğimi nefes alamadığımı hatırlamıyorum.bu filmden sonra kafanızı kurcalayacak çok şey olacak.
    ben sinema filmlerini çözümlemeyi üzerine yazılar yazmayı severim entrylerimin çoğunluğunu da film üzerine yazılar oluşturur.ama bu sefer bir şey yazamıyorum film sizi film üzerine değil insanlık üzerine konuşturmaya zorluyor.
    daha yeni gösterime giriyor gidin izleyin ve üzerinde konuşun şeriatı ,islamı kadını...
  • (bkz: vurun kahpeye)

    bu filmi 2009 sonbaharında amerika'da bir amerikalı arkadaşımla izledim. uluslararası film gösterimi kapsamındaydı. film bitti, ikimiz de çok etkilendik. bana sizin coğrafyada bu tür olaylar gerçekten oluyor mu diye sordu, evet oluyor dedim ve o an sizin ülkenizde de oluyor mu diye soracak diye çok korktum, 'bizim ülkemizde öyle şey olmaz' diyememekten korktum.
  • içimin kıyım kıyım kıyılacağını bilsem de üç vakte kadar izleyeceğim film.
    ayrıca belirtmeden geçemeyeceğim:
    önce, (bkz: #3415294)
    akabinde, (bkz: #805094)
    islam'da kadının yeri her ne kadar fenalarda olsa da, recm cezasını ve filmde görülen çirkin iftirayı islama atfedip bunun üzerinden küfretmeyi hiç adil bulmuyorum.
    ilgili surede* de görülebileceği gibi, islamın zina için öngördüğü ceza bi temiz kötektir, iftira atanları ise hem bu dünyada (yakalanırlarsa) hem de öbür dünyada beter şeyler beklemektedir.

    bence burada küfredilmesi gereken islamdan önce de kız çocuklarını gömen zihniyetin ta kendisidir, ki islam hükümleriyle kadının yeri "eskisine nazaran" iyileştirilmeye çalışılmış olup (islam öncesinde kadın değil öyle ya da böyle şahit kabul edilebilmek, insan bile sayılmıyordu) görüldüğü üzere pek bir başarı kaydedilememiştir.
    aynı sorunu gerek ilk hristiyanların kadın filozof hypatia'yı katletmelerinde*, gerek ortaçağ boyunca süren engizisyon uygulamalarında da görebiliriz. oysa isa hiç böyle şeyler söylememişti... misal, (bkz: maria magdalena)

    dinler eleştirilebilir, eleştirilmelidir de.
    ancak bu eleştiriler yapılırken zeminleri birbirine karıştırmamakta fayda var.
    örneğin kuran'da geçen kadının erkeğine itaat etmesi gerektiği yolundaki ifadeler islam başlığı altında eleştirilebilir.
    ancak recm ya da filmdeki gibi bir iftira ve akabinde gelişen olaylar islam değil şeriat, hatta daha da doğrusu "islam ülkelerindeki şeriat uygulamaları" başlığı ile birlikte insanın karanlık tarafı gibi bir başlık altında eleştirilmeli ve kuran'da bulunmadığı halde bu ülkelerde gerçekleştirilen bir takım uygulamalar islam'a veya kuran'a halel getirmemelidir.
    keza hristiyanlığı eleştirirken isa'nın öğretisi ile kilise'nin öğretisi ve uygulamaları birbirine karıştırılmamalıdır.

    ortada bir sorun varsa bu en temelde yozlaşmış din kurumlarını ve daha pek çok çarpık anlayışı ortaya çıkartan insanın, insan doğasının kendisidir.
    tarih bize gösteriyor ki genel anlamda insanın kendi türünü, özel anlamda erkeğin kadını böylesine katletmesi dinlerden bağımsız olarak da varolan bir olgudur ve dinler de bu minareye kılıf oluyorlar daha çok.
    guns germs and steel gibi kitaplar insanın dinler olmadan da ne haltlar karıştırmaya muktedir olduğunu pek güzel göstermektedir.

    insanın bu tür uygulamalarla karşılaştığında isyan etmesi ve nefretini kusması elbette ki doğaldır, ancak aklı başında insan bu noktada kalmayıp soruna ilişkin gerçekçi çözümler üretmeye çalışacaktır.
    bu çözümlerin üretilebilmesi için öncelikle sorunun kaynağının doğru tespit edilip çözümlenmesi gerekir.
    yukarıda bahsettiğim gibi -özellikle duygusal davranarak- zeminleri birbirine karıştırmak ve bütün suçu dinlere yüklemek insana ilişkin pek çok gerçeği de göz ardı etmeye sebep olacak, dolayısıyla ideal* toplum yapısına ve yaşam düzeyine ulaşma yolunda üretilen teorilerin basit ifadeyle "uygulamada sıçmasına" sebebiyet verecektir.
hesabın var mı? giriş yap