• ernst lubitsch'in 1940'da gerçekleştirdiği amerikan yapımı bir filmdir.
    hergé'nin hayali balkan ülkeleri gibi bir ülkenin büyük bir sehrinde noel günüdür. aksam herkes birbirine hediyeler verecek, kim bilir neler yasayacaktır. köşedeki deri esyalar satan dükkanda da faaliyet yogundur bu yüzden. ama ne faalliyet !. bir yandan hediye paketleri yapılır, şehrin her tarafina yollanırken diğer yandan da satıcı alfred kralik (james stewart) uzun süredir mektuplastıgı kadınla buluşup tanısacaktır bir ara çıkıp. ama aynı dükkanda çalisan klara novak (margaret sullavan) ile de atısmadan duramaz… öte yandan dükkanın sahibi karısının kendisini aldattıgından süphelenmeye baslamıstır. bir de kimsesiz oldugunu henüz kimsenin bilmedigi bir çırak çalışmaktadır aynı yerde.
    insani hem güldüren hem de içini ısıtan bir filmdir. bana öyle geliyor ki bu noel havasını yeniden yaşatmaya çalısmıstır bir kaç yıl sonra frank capra, yine james stewart'in oynadıgı, daha çok bilinen it s a wonderful life'da. bir yandan kosusturma, bir yandan da heyecanli bekleyis henüz gidecek evi ve köyü belli olmayanlar için…
  • (bkz: nighthawks)
  • eski güzelim holivud filmlerinden, duru bir güzelliğe sahip, içten oyunculuklarıyla sizi vuran ve kendine bağlayan bir yapım.

    james stewart'ı görünce zaten insanın içi bir hoş oluyor, adam tek başına o dönemin ne kadar başarılı olduğunu sergiliyor. günümüzün pek çok yapımına zar zor tahammül edebilen, izlerken hemen sıkılan beni, bu tür filmler koltuğuma mıhlıyor ve kendilerini soluksuz izletiyorlar.

    gerçekten o zamanlar çok özel zamanlarmış, mükemmel filmler çekilmiş, dozunda duygusallıkla hem hüzün hem de mutluluk seyirciye aksettirilmiş.

    tam bir aile dükkanı, babacan patron, patronun talepkar eşi, yıllardır yanında çalıştırdığı ve oğlu gibi sevdiği alfred, zor zamanlarında mağazanın kurtarıcısı olduğu klara, süper geyik insan pepi* ve daha niceleri etrafında dönen, neredeyse tek bir mekanın içerisinde her şeyin cereyan ettiği lezzetli bir yedinci sanat eseri.
  • defalarca izlense bile her seferinde aynı heyecanla izlenebilecek sıcaklıkta bir film. soğuk bir kış akşamında kediler ve patlamış mısır ile seyredilecek romantik komedi. gerçi aşırı sıcak bir yaz akşamında da aynı keyifle seyredilebiliyor.
  • ernst lubitsch dehasından oldukça zeki ve çarpıcı bir komedi. her filminde olduğu gibi gene sizi alıp götürüyor. bazen hüzünlendiriyor bazen güldürüyor. zamanın nasıl geçtiğini anlamıyorsunuz. mükemmel diyaloglarda cabası...

    --- spoiler ---

    filmden en sevdiğim diyalog:

    doktor: affedersiniz bay katona. matuschek mağazası'nda tam olarak hangi pozisyonda çalışıyorsunuz?
    pepi katona: kendimi bir aracı olarak tarif edebilirim. bisiklet üzerinde matuschekile müşteriler arasında...aracılık yapıyorum.
    doktor: yani bir ayakçı mısın?
    pepi katona: doktor, ben sana hap dağıtıcısı dedim mi?

    --- spoiler ---
  • james stewart'ın oynadığını gördükten sonra izlemeye başladığım ve hiçbir anında izleyiciyi sıkmayan insanın içini ısıtan 1940 yapımı ernst lubitsch filmi.
  • özellikle james stewart ile samimiyetine, sıcaklığına sıcaklık katan 1940 yapımı harikulade film. margaret sullavan yine güzel ama patron rolündeki frank morgan ise şahane oynamış.
  • 'psikolojiik olarak kafam karıştı ama iyiyim'
    cümlesi kaldı aklımda.
    önemsiz bir cümle ama bazen paralel evrenlerin aptal kesişmeleri denilebilir.
    güzel, sakin, eğlenceli, kafa yormayan bir film.
    şimdilerde niye yapılmıyor böyle. nuri bilge ya da demirkubuz izleyeceğime bunları izlerim.
    onların var izleyecisi de. yok anam yok bana bunlar gerek.
  • sıcacık duygular, ne güzel. huzur dolu..
  • noel ortamı, yağan kar öyle güzel bir görsellik katmış ki, filmi pek beğenmememe rağmen güzel hislerle bitirdim.
    *ayrıca film budapeşte'de geçmektedir.
hesabın var mı? giriş yap