the pot
-
10000 days'in en kopuk şarkılarından biri.
-
korsan destekcisi "mp3"şinas sabırsızlığımdan olsa gerek hafif şüpheyle yaklaştığım toolşarkısı. tool dinleyicisinin bu sabırsılığını kötüye kullanmak isteyen kolpasever torrentçilerin varlığı bugüne kadar albüm ve singlelar hakkındaki hoax söylentileriyle birleşince bu güzelim ilahi şarkıdan tasasızca 100% zevk almak zorlaşıyor. vokal tarzındaki kimi zaman biraz gırtlak zorlayarak oluşturulmuş tizleşme denemeleri de cabası (özelllikle 1,19daki seattlevari olan). fakat maynardı tanımak neler yapabileceğini bilmek yüreklere su serpmiştirmekte ve torrente inanmalıyız dedirtmektedir. üstelik biliyoruz ki süregelen her tool albümünde grup farklı gitar tonları kullanmıştır ve davulcu danny yaratıcı zekasını her şarkıya deneysel bir havayla yansıtmıştır. belki de girişteki çok da toolvari olmayan trampet girişini bununla açıklayabiliriz. her tasayı bi kenara bırakıp bu şarkıyı bir tool şarkısı olarak kabul edersek denilebilir ki şarkının mixinginden tutun da maynardın vokal tarzına kadar opiate tadında mükemmel oryantal beslemeli bir tool şarkısı. albümde eğer bi şarkı öne çıkıcaksa ,ki çok zor, o bu olmalıdır.
(bkz: şinas)
(bkz: maynardı tanımak)
(bkz: toolvari) -
who are you to wave your finger diye bir söyleyişi var ki maynard kenan'ın, gerçekten sesini ne perdelere genişletebildiğini açıkça gösteriyor.
çok güzel çok. -
who are you to wave your finger
you must have been out your hair
i hold (eye hole?) deep in muddy
waters you practically raised
the dead
rob the grave to snow the cradle
then burn the evidence down
soapbox house of cars (cards?)
and glass so don't go tossing
your stones around
you must have been high
you must have been high
you must have been
foot and mouth and head a vessel
what you talkin about?
difficult to dance round this
one til you pull it out, boy
you must have been so high
you must have been so high
still you borrow reefer savior
shady inference
cained your rude and hung the
juror with the innocent
now you weap and change the
chosen into gold, an image it
must have been you're high
when you piss all over my black
kettle you must have been high,
high
you must have been high, high
who are you to wave your finger
so full of it
eyeballs deep in muddy
waters from your hypocrit
lay ale loya mirror show me
what's the difference
cained your rude and hung the
guilty with the innocent
now you weap and change the
chosen into gold, an image it
must have been you're high
when you piss all over my black
kettle you must have been
so who are you to wave your
finger
who are you to wave your fatty
fingers at me you must have been
out of your mind
reefer chained up indigo?
shot without a reason?
lay ale loya mirror for you
what's the difference
cant your rude be stoned he's
guilty half the government, now
your weap and change the chosen
into gold, an image it must have
been your eye, eye
when you piss all over my black
kettle, you must have been high,
high, high, high
eyeballs deep in muddy waters
elbows deep in muddy waters
ganja? polise? you must have
been out of your mind
(not exact lyrics but my friend did his best demiş bi de)
edit note: "lay ale loya mirror show me"-"liar lawyer , mirror show me" olabilir. hatta öyledir canım.
edit note 2: sevgili uyku orjinalinin şu olduğunu söylemektedir, gayet mümkündür:
who are you to wave your finger?
you must have been out your head
i hold deep in muddy waters
you practically raised the dead
rob the grave to snow the cradle
then burn the evidence down
soapbox, house of cards, and glass
so don't go tossin' your stones around
you must have been high
you must have been high
you must have been
foot in mouth, and head up asshole
what you talkin' 'bout?
difficult to dance round this one
'til you pull it out, boy
you must have been so high
you must have been so high
steal, borrow refer
save your shady inference
kangaroo done hung the juror with the innocent
now you weep and chase the chosen indigo
get lemon juice up in your eye
when you pissed all over my black kettle
you must have been high, high
you must have been high, high
who are you to wave your finger?
so full of it
eyeballs deep in muddy waters
fucking hypocrite
liar, lawyer
mirror show me, what's the difference?
kangaroo done hung the guilty with the innocent
now, you weep and chase the chosen indigo
get lemon juice up in your eye, eye
when you pissed all over my black kettle
you must of been
so who are you to wave your finger?
who are you to wave your fatty fingers at me?
you must have been out your mind
weeping shades of indigo
trapped without a reason
weeping shades of indigo
liar, lawyer, mirror
for you what's the difference?
kangaroo be stoned
he's guilty as the government
now, you weep and chase the chosen indigo
get lemon juice up in your eye, eye
now when you pissed all over my black kettle
you musta been high, high, high, high
eyeballs deep in bloody waters
eyeballs deep in muddy waters
ganja please, you must have been out your mind
final edit: toolarmy.com da yayınlanan resmi sözler aşağıdaki gibidir*:
the pot
who are you to wave your finger? you musta been outta your head.
eye hole deep in muddy waters. you practically raised the dead.
rob the grave to snow the cradle then burn the evidence down.
soap box house of cards and glass so don't go tossin' your stones around.
you musta been high
foot in mouth and head up ass, so watcha talking bout?
difficult to dance round this one till you pull it out. boy
you musta been so high.
steal, borrow, refer, save your shady inference.
kangaroo done hung the jury with the innocent.
now you're weeping shades of cozened indigo. (musta) got lemon juice
up in your eye when you pissed all over my black kettle.
you musta been high.
who are you to wave your finger? so full of it.
eye balls deep in muddy waters. fuckin hypocrite.
liar, lawyer, mirror show me. what's the difference?
kangaroo done hung the guilty with the innocent.
now you're weeping shades of cozened indigo. (musta) got lemon juice
up in your eye when you pissed all over my black kettle.
you musta been high.
so who are you to wave your finger?
who are you to wave your fatty fingers at me?
you must have been outta your mind.
weepin shades of indigo.
liar, lawyer, mirror for ya. what's the difference?
kangaroo be stoned. he's guilty as the government.
now you're weeping shades of cozened indigo. (musta) got lemon juice
up in your eye when you pissed all over my black kettle.
you musta been high.
eye balls deep in muddy waters.
you're balls deep in muddy waters.
ganja, please, you must have been outta your mind.
words by maynard james keenan
way be ne hale geldi sözler sonunda. -
maynard' ın sesinin mükemmelliğinin yanında, onu nasıl şekilden şekile sokabileceğini de gösterdiği, ve hatta neden ''en iyisi'' olduğunu ispatlayan örneklerden biri daha. saygıyla eğiliyorum önünde.
-
(affedin) kotu baslayip (burada kurtariyorum) sahane devam eden sarki. hastasi olduk. you must have been high! (kafan mi guzel kardesim?)
-
riyanin sarkisidir. eski bir inanisa göre dünyaya gelen herkesin kaderinde
yalan vardir. çünkü yalan aklin çapagidir. derin uykumuzdan uyanirken gözlerimizden
temizlememiz gerekendir. ancak bunu uyurken yapmak imkansizdir; yani yasarken.
yalana ve riyaya en az bulanmanin yolu ise haddini bilmektir, susmaktir.
bildiklerini içinde ehlillestirmektir. ancak her nedense, bu dünyada herkes
herkesten hesap sorabilmektedir. yine eski bir inanisa göre hesap sormak
çok büyük bir sorumluluktur. çünkü hesap soran kisinin, hesap sordugu konu hakkinda
tertemiz ak pak olmasi gerekmektedir. ak pak olmayan ellerin yine ak pak olmayan birilerine
hesap sormaya hakki yoktur bu inanisa göre. çünkü kimsenin kimseden aslinda pek bir farki yoktur.
bu yasadigimiz evrende yalan söylemedigini iddia eden bir kisi var mi?
yok...o nedenle kimsenin açikçasi kimseye kalkip da sen busun busun böylesin
bilmem nesin diye iddiada bulunmaya hakki yoktur. ancak birbirine emegi geçenlerin
birbirine bu emeklerin hakkini helal edip etmeme insiyatifi vardir. ayri husus.
e peki o zaman kimse kimseye hesap soramayacak yapilan yanlisliklar öylece
yapanin yaninda kar mi kalacak diye sorarsiniz bilirim. hayir. yalan, söyleyenin
boynunda iptir her zaman. ve o ipin altinda duran sandalyeyi teper bir gün gelir yalan söyleyen.
ancak o sandalyeyi tepecek kisi diger yalancilar degildir. hele hele kendi yalanini digerlerinin
yalanlariyla temizlemeye çalisanlar hiç degildir. kimse tertemiz degildir,
ancak riyaya bulasmamislardan insanlar gelip size bu ne ulan? deme hakkina sahiptirler.
size emegi olanlar insanlar mesela. misal; amerikan hükümeti gelse türk hükümetine
ne bu insan haklarinin hali dese..iste bu tam olarak burada kastedilen seydir.
iste bu sarki kendi yaptiklarina bakmadan ondan bundan hesap soranlar hakkindadir.
sen kim oldugunu saniyorsun da bana parmagini salliyorsun?
kafayı siyirmis olmalisin.
çamurlu sularda kalmis bir göz çukurusun
pratikte ölülere kadar ulastin(gittin onlardan bile hesap sordun, tanriyi oynuyorsun)
besikleri aklamak için mezarlari soy
sonra git kanitlari yoket
sabun kutusu, kartlardan ve camdan yapilma bir ev
(o camdan evin içindeyken) etrafina taslar firlatamazsin (kendi basina yikilir yoksa)
kafan iyi olmali
kafan iyi olmali
kafan iyi senin...
agzinda bir ayak ve kafan kiçinin içinde
sen ne diyorsun ulan?
bunun etrafinda dansetmek zor hakkaten
ta ki sen bunu anlayana dek, seni oglan.(laf anlatmak ne zor)
çal, çirp, ödünç al, duruma bak
gölgeli çikarsamalarini koru (ne güzel dünya)
kanguru jürisi masum olanlari asadursun
seçilmis indigolarin gölgesine agliyorsun sen
benim siyah çaydanligimin arkasina iserken sen
gözüne limon suyu kaçiracaksin
kafan iyi olmali senin
kafan iyi olmali senin
sen kim oluyorsun da bana parmagini salliyorsun?
ve kendinle dolusun (öyle eminsin ki kendinden)
çamurlu sulara batmis gözler
siktigimin riyakari
yalanci, avukat
al sana ayna, göster bana farkin nerede?
kanguru suçluyu masumlarla asti
simdi sen seçilmis indigolarin gölgesine agliyorsun
gözüne limon suyu kaçiriyorsun
benim siyah çaydanligimin arkasina iserken
kafayi yemissin..
öyleyse sen kim oluyorsun da parmagini salliyorsun?
kimsin ki sen bana dogru o dolgun parmaklarini salliyorsun?
sen hakkaten kafay? yemis olmalisin
indigolarin gölgesine agliyorsun
gözyasi, kan döküyorsun sebepsizce
indigolarin gölgesine agliyorsun
yalanci, avukat, al senin için bir ayna. fark nerede?
kanguru karar verdi, o hükümet kadar suçlu
simdi sen seçilmis indigolarin gölgesine agliyorsun
gözüne limon suyu kaçsin senin
benim siyah çaydanligimin arkasina iserken sen
kafayi yemis olmalisin
çamurlu sular?n içindeki gözler
çamurlu sularin içindeki gözler
ganja! lütfen
sen kafayi hakkaten yemis olmalisin.
burada bazi terimler var hemen onlari açiklayalm. öncelikle sarkida belirtilen
indigolar indigo çocuklardir. hani su kendilerini dogustan özel hisseden, yetenekli,
her konuda becerikli seçilmis olanlar. riyakarimiz da kendisini bu özel olanlardan biri sanmaktadir. seçilmis oldugunu falan düsünmektedir. iste bu nedenle ondan bundan hesap sorma hakkini kendinde görmektedir.
yaptiklari ne olursa olsun bu seçilmislik hissiyatiyla beraber kendisi gibi olanlari da ne yaparlarsa yapsinlar korumaya kollamaya çalismaktadir. riyakarliginin özü budur.
kanguru jürisi ise kangaroo court denen karari önceden verilmis mahkemelere verilen isimdir. bu mahkemeler sadece göstermelik bir sekilde kurulurlar ve zaten asilacak olani asarlar. orada olup bitenler sadece şovdur.
kisisel tatmindir hatta. erdem sahibi olduklarini iddia edenler bu mahkemelerden kurup insanlarin gözlerini de adalet dagittiklarini
iddia ederek boyarlar.
gözüne limon suyu kaçirmak da burada bir tür deyimdir. yanlis oldugunu bile bile
yanlisliklara aglayanlar için söylenmistir. örnegin heryeri yakip yikan yokeden bir canavar düsünün. bu canavari büyüten yetistiren kisi insanlar bu canavari öldürdüklerinde gözyasi dökerse gözüne limon suyu kaçirmis olur. gerçegin farkindadir, yanlis olanin farkindadir ancak gözyasi dökmekten kendini alamaz. yaptigi yanlisliklari bu kisilere gösterseniz bile yarayissizdir çünkü zaten onlar yaptiklarinin farkindadirlar. bilerek isteyerek yanlis olani seçerler. artik bu yolun yolcusu olmuslardir ve günaha bulanmislardir. o nedenle geri dönemeyeceklerini bilirler.
siyah çaydanligimin arkasina isiyorsun derken de burada da ''the pot shouldnt call the kettle black'' deyimine bir gönderme bulunmaktadir. yani hepimizin bildigi bir deyim olan dinime küfreden müslüman olsa. anlamli bir ingilizce deyimimizdir. sen kendini önce bir temizle arindir, ondan sonra baskalari için ahkam kesersin manasina gelmektedir.
you must have been high...high belki kafan iyi seklinde de algilanabilir ancak
yüksek mevkilere de bir gönderme olabilir bu..rob the grave snow the cradle ise bir yandan mezarlar kazan ama öte yandan seçim kampanyalarinda bebekleri kucagina alip seven politikacalara bir göndermedir.
disaridan çok erdemli görünenlerin gerçekten ne yaptiklarina dairdir.
kisacasi the pot sadece bir sarki degil bir tokattir. anlayabilene elbette. -
madeath'in mükemmele yakın çevirisinde görülebileceği üzere 10000 days'in tool'un isyankar undertow ve opiate günlerine geri dönüşünün kanıtlarından biridir bu şarkı.
-
(bkz: ot)
-
hakkında aslında soylenmesi gerekenleri kendisi söyleyen şarkı. ilk dinlediğimde marron 5 mı la bunu söyleyen dediğim lakin maynard james keanen'ın ayrıksı tonunu hissetiğimde ahanda yeni bir jerk off mu la bu dedim. gerçekten aslında üzerine çok fazla bir şey söylenmemesi gereken, derdini kendisi de gayet güzel anlatan bir şarkıdır ve günümüz liberal, küresel dünyasında en azından birilerinin birilerine sen kimsin ki bana neyi, nasıl yapacağımı anlatıyorsun demesi sessiz gönüllerin ve çoğunluğun sesi olabilme ihtimalini güçlendirmektedir. hep birileri hayatı nasıl yaşayacağımızı söyleyip duruyorlar bize ve bizim tepkimiz fight club'dan öteye geçemiyor. sen kimsin ki bana nasıl yaşamam gerektiğini söylüyorsun? maynard'ın sesi bu kadar güzel olmasa acaba bu kadar derinden etkiler miydi beni bilinmez ama sözlerin ve müziğin agresifliği anlayan bireylerde sanırım bir kıpırtıya neden olmuştur. kafan iyi mi senin? evet iyi ve aslında bu kimseyi ilgilendirmez ve herkes kendi bireyselliğinin farkına varıp genelin gidişatına pratik bir fayda sağlayabilir. tool tarikatının yeni manifestosu olabilecek bir şarkıdır, sonuç itibarıyla ticari olsa da yola çıkarken güdülen muhalif tavırdan dolayı gönlümü fetheden bir tool tümcesidir, bütündür. dinlenilesidir.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap